23 NİSAN'IN EN KÖTÜ HABERİ
Yayınlanma :
23.04.2014 14:07


Dünyada çocuklara bayram veren tek ülke olan Türkiye, bu
yılki 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na herkesçe bilinen çocuk
hakkı ihlallerinin üstüne çok bilinmeyen bir çocuk hakkı ihlaliyle girdi.
Türkiye artan boşanmalarla birlikte bir süredir “hacizli” çocuklar gerçeğini
yaşıyor. Boşanmış ailelerde taraflardan birinin çocuğu diğerine göstermemesi
durumunda, anne ya da baba çocuğunu görmek için onu “haczetmek” zorunda
bırakılıyor. Anne ile babanın “borçlu” ve “alacaklı” şeklinde yazıldığı
tutanaklarda, çocuğu haczetmek için “mal müdürlüklerine” para ödemesi
yapılıyor. Çocuklar 200 liradan başlayan fiyatlarla haczedilirken, devlet de
“eşya yerine konan” çocukların üzerinden para kazanıyor.
Türkiye’de boşanma oranları sürekli artarken, çocukların
gördüğü zarar da her geçen yıl artıyor. Boşanmalarla alıştıkları ortamları ve düzenleri
değişen çocuklar, bir yandan bunun travmasını atlatmaya çalışırken, bir yandan
da kavgalı boşanan anne ve babalarının arasında yaşlarının kaldırabileceğinden
çok daha büyük zorluklarla mücadele etmek zorunda bırakılıyor.
Çocuklar haczediliyor
Ailelerin boşanmalarını atlatmakta zorluk çeken çocuklar,
bir de Türkiye’de yıllardır çözüm getirilemeyen “haczetme” eziyetiyle karşı
karşıya kalıyor. Taraflardan biri mahkeme kararına karşın çocuğu diğerine
göstermediğinde, çocuklar “icra” yoluyla “icra müdürlükleri” aracılığıyla
haczedilerek alınıyor.
Çocuklar mal gibi
görülüyor
Çocuğun haciz işlemi öncesinde, çocuğunu göremeyen anne ya
da baba, mal müdürlüğünün icra dairesine ödeme yapıyor. Çocukları görme bedeli
de çocuk sayısına göre değişiyor. Görülemeyen kaç çocuk varsa, para ona göre
katlanıyor. Makbuzda çocuklar adları geçmeden “adet” olarak gösterilirken,
ödenen paranın gerekçesi olarak, “haciz, teslim ve satış harcı” yazması dikkat
çekiyor. Halen bu durumdaki çocuklar 200 liradan başlayan fiyatlarla
haczedilirken, devlet de “eşya yerine konan” çocukların üzerinden para
kazanıyor.
Çocuğunu göremeyen
alacaklı
Bu uygulamaya yasayla izin verilirken, haczetme işlemi
sırasında çocuğu almak için eve icra memuru, psikolog, polis ile anne ya da
babadan biri de gidiyor. Bu sırada icra müdürülü memuru tarafından tutulan
“Çocuk Teslim Tutanağı”nda, “alacaklı” ve “borçlu” hanelerinde anne ve babanın
adı yazılırken, tutanakta ayrıntılı olarak haczin uygulanışı, “Çocuk dışı
görünüşü sağlıklı olarak alındı”, “Çocuk, ‘Ben babama/anneme gitmek istiyorum’
dedi” şeklinde ayrıntılı ifadelerle anlatılıyor. Yetkililerden, en büyük zararı
çocukların gördüğü bu uygulamanın bir an önce değiştirilmesi ve çocukları
yıpratmayacak bir hâl alması bekleniyor.
‘Memurlar gitmek
istemiyor’
Çocuklara olduğu kadar çocuğu almak için anne ya da babayla
birlikte giden memurların da olaydan olumsuz etkilendiği belirtildi. Gerek
çocuğun o anki durumundan gerekse anne ile baba arasında yaşanacak bir kavganın
ortasında kalmaktan çekinen memurlar bu görevlere çıkmak istemiyor. Bazı
aileler, çocuklarını bu uygulamayla yüzleştirmek zorunda kalmamak için çocuklarını
görmekten kaçınırken, bazıları parasızlık nedeniyle çocuklarını görmekten
vazgeçmek zorunda kalıyor.
‘Çocuk hukuku
bilinmiyor’
Ankara Barosu Çocuk Merkezi eski başkanlarından avukat Sabit
Aktaş, konunun uzun zamandır bilindiğini ancak ihmal edildiğini kaydetti. Bu
durumu yaşamak zorunda kalan çocukların anne ve babalardan birinin sorun
çıkardığını ve diğer taraftan intikam almak için bunu yaptığını söyleyen Aktaş,
“Konuyla ilgili çok sayıda dosya var. Belli bir yaşın altındaki çocukların
bundan olumsuz etkilendiği gerçeği var” dedi. Çocukların psikolojilerinin bu uygulama
nedeniyle olumsuz etkilendiğini söyleyen Aktaş, “Durumun iyileştirilmesi için
yasal bir düzenleme yapılması gerekiyor. Türkiye’de çocuk hukuku genel
anlamıyla çok bilinmiyor” dedi.
‘Boşanmaların
yarısından çoğu böyle’
UNICEF Çocuklar İçin Adalet ve Çocuk Haklarının İzlenmesi
Sorumlusu Göktan Koçyıldırım, taraflardan birinin, diğerine çocuğu kaçırır gibi
güven nedeniyle ya da aile büyüklerinin araya girmesiyle çocuğu göstermediğini
kaydetti. Çocuğunu göremeyen kişinin çocuğu almaya giderken önce icra masrafını
yatırması ardından da bir uzman bulması gerektiğini söyleyen Koçyıldırım, “Buna
ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi var. Türkiye bunu imzaladı ve yürürlüğe
soktu. O sözleşme bu konuya düzenleme getiriyor. Ayrıca bu durum icra
kurumundan çıkartılıp aile mahkemelerine verilmeli. Yoksa boşanma davalarının
en az yarısında çocuklar bu duruma maruz kalmaya devam edecek” uyarısında
bulundu. (cumhuriyet.com.tr)
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: