AÇILIMLAR OUT BAŞKANLIK İN

Yazının başlığı eminim ki dikkatinizi çekmiştir. Genelde
gazetelerin magazin sayfalarında olur. İN
moda olan şeyleri, OUT ise modası geçenleri
ifade eder. Siyasette de bu aralar gündem ve moda çok çabuk değişmeye başladı.
Hatta öyle hızlı değişiyor ki, bu hız nedeniyle çoğu zaman siyasilerde
birbirine cevap veremez hale geldi.



AKP’nin siyasi kozlarından olan açılım da bunlardan biri.
AKP özellikle etnisite üzerine siyasete çok hızlı bir giriş yapmıştı. Hatırlarsınız
ardı ardına açılımlar söz konusu idi. Bu konuda çok ciddi atılımlar yapmıştı.
İlk olarak gündemimize “Kürt Açılımı”
düşmüştü. Ardından “Alevi Açılımı” gelmişti.
Bunun ile ilgili çalıştaylar ardı ardına gelmişti. Son olarak ta “Roman Açılımı” hayata geçirilmişti.
Bunlar ile ilgili İzmir’de de ciddi katılım gösterilmişti. Kentte yaşayan Kürt
kökenli vatandaşlar ile ciddi yakınlaşma sağlanmıştı. Ardından Karşıyaka ve
Konak’ta bazı Alevi gruplarla dirsek temasına geçilmiş, 12 Haziran seçimlerinde
birinci bölgeden 9’uncu sıra Roman vatandaşlarının önemli temsilcilerinden
Cemal Bekle’ye verilmiş, İl Yönetimi’ne ise Konak’tan Metin Özçeri alınmıştı. İşte
bu çalışmaların devam edeceği beklenirken önce AKP Genel Merkezi bu açılımlar
ile ilgili bir duraksama dönemine girdi. Bu duraksama İzmir’e de hızlı bir
şekilde sirayet etti. İlk vazgeçilen Kürt kökenlilerdi. Milletvekili
temayüllerinde ilk sıralarda yer almalarına karşılık asıl listelerde
kendilerine yer bulamadılar. Ardından yeni, seçilen il yönetiminde Roman
Vatandaşlar dışarıda kaldı. Son olarak da CHP’den koparak gelen Alevilerin AKP'den
kopması an meselesi.



İşte açılımlarda hızlı bir duraksama ve gerileme dönemi
yaşanırken gündeme “Başkanlık”
girdi. Başkanlık fiilen uygulanmasa bile kullanılan dil, “ben yaptım oldu” mantığı ile hayata geçirilen işler ve mecliste
ardı ardına kabul edilen torba yasaları ile bu süreç başladı. Süreçte AKP
içinde her ne kadar parti içinde Başbakan Erdoğan ve  Cumhurbaşkanı Gül arasında bir çekişme varmış
gibi görülse de partinin yerel teşkilatları bu konuda yavaş yavaş
hazırlıklarını yapıyor. Özellikle Facebook ve Twitter gibi sosyal medya
kullanılarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan yeni bir “Ulusal Lider” hatta daha ötesi “Uluslararası Fenomen” yaratılmaya çalışılıyor. İşte açılımların
duraksatılıp bu alana kayılması ciddi sorunları da beraberinde getirmeye
başlayacak gibi. Özellikle AKP Diyarbakır İl Başkanı Halit Advan’ın “Dindar Kürtler BDP'ye oy
veriyor” ikazı ve bunun ile birlikte istifaya zorlanması, AKP Diyarbakır
Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun başını çektiği 60-70 kadar Kürt kökenli
milletvekilinin “BDP’lilerin dokunulmazlıklarının
kaldırılması” ile ilgili gösterdiği tavır ayrışmanın hızı hakkında durumun
vahametini gözler önüne en net şekilde sermiş durumda.



Sadece bunlar da değil. Hizbullah ile direk
bağlantısı olduğu gerekçesiyle kapatılan Mustazaf-Der (Mustazaflar ile
Dayanışma Derneği)’in partileşme kararı alması Türkiye’de önümüzdeki süreçte
safların daha da keskinleşeceği anlamını taşıyor. İşte bu yaşananlara rağmen “Açılım” ile amaçlanan bütünleşme
çalışması yerine “Başkanlık Sistemi” gibi daha da saflaşmaya yol açan bir
yöntemin benimsenmesinin savunulması var olan ülke mozaiğini parçalama
çalışmasından öte bir durum değildir.



GönderMe1: Bu
süreçte dikkat çeken bir diğer çalışmada “Osmanlıcılık”
modası. Özellikle sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta CHP’lilerin “Atatürkçülük ve Ulusalcılık”
paylaşımlarına karşılık son dönemde AKP saflarından “Osmanlıcılık”  karşı atağı
geliyor. Özellikle Başbakan Erdoğan’ın “Muhteşem Yüzyıl” ile ilgili çıkışının
ardından bu akım daha da yüksek dillendiriliyor. Bu akım Türk Dışişleri’nin
programlarına da yansımış durumda.



GönderMe2: Bu
arada İzmir’de özellikle bazı siyasilerin ve milletvekillerinin de girişimleri
ile yükselen bir göçmen milliyetçiliği var. Özellikle İzmir’deki Doğuluların
oyları ile seçilen “Evlad-ı Fatihanız”
söylemleri ile bu olayı körükleyen kişiler nedeniyle İzmir’de yeni bir
kamplaşma yaşanıyor. Aman dikkat diyeyim.



GönderMe3: Son
dönemde kente gelen CHP üst yönetiminin etrafında dolanan ve kendi reklamını yapmaya
çalışanlar kamuoyunda acayip dikkat çekiyor. Bunları gördükçe CHP’de PM Üyeliği
de yapan bir ablamın, “Bizim millet
göğsü çıkıp süt toplayınca kendini mandıra sanır” sözü geldi. Bilmem
anlatabildim mi? Kerameti kendinden menkül siyasilerimiz.

GönderMe4: Gerek
CHP gerekse AKP’de ana kademelerde yaşanan entrikalar görevden almalar gençlere
de sirayet etmiş durumda. Her iki partide de Gençlik Kolları sıkıntılı bir
dönemden geçiyor. Gençlere naçizane tavsiyem, “Birilerinin adamı olmak yerine adam olmayı denemeleridir.”