İnan, iddianamede yer alan delillerden parti içi kırılmalara, belediyecilik performansından anket sonuçlarına kadar geniş bir çerçevede değerlendirmelerde bulundu.
“Biz yolsuzluğu reddederiz, lanetleriz”
AK Parti’nin yolsuzluk iddialarına yaklaşımını net ifadelerle ortaya koyan İnan, kamu yönetiminde şeffaflık ve hesap verebilirliğin altını çizdi. CHP’ye yönelik iddiaların artık siyasi polemik sınırını aştığını savunan İnan, dosyaların kamuoyunda tartışılır hale geldiğini söyledi.
İnan, bu noktada CHP’nin suskunluğunu eleştirerek şu ifadeleri kullandı:
“Yani şunu söyleyeyim, tabii biz her türlü yolsuzluğu, bununla ilgili özellikle siyaseti zehirleme girişimlerini tamamen reddediyoruz, lanetliyoruz. Burada her zaman kamu yönetiminde şeffaflığın, hesap verebilirliği ve dürüstlüğü zaten merkeze alıyoruz. 25 senelik bizim iktidarımızda biliyorsunuz. Biz mega eserler kazandırdık, çok büyük hizmetler kazandırdık ve yapılamaz denilen ne varsa
hayata geçirdik. Bununla ilgili bizim merkeze aldığımız temel politikalardan bir tanesi hesap verebilirlik oldu. Fakat bugün Cumhuriyet Halk Partisi'nin en son İBB olayında görüldüğü üzere hani yolsuzluk kitabının yazıldığını biz bu dosyada bu iddianamede görüyoruz. Burada yolsuzluğun her türlü sistematik uygulamaların yapıldığını da görüyoruz. İddianamede ortaya konulan deliller şu an zaten kamuoyunda tartışılıyor. Bizim beklentimiz Cumhuriyet Halk Partisi'nden bu iddialara, bu delillere bir cevap verilmesi. Burada açıklanması gereken, aydınlatılması gereken ciddi konular var. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi'nin işte siyasette kendi işlerinden başlayarak doğal rekabeti öldüren ve siyasetin seviyesini düşüren ciddi bir süreç var. Cumhuriyet Halk Partisi bunun Türk siyasetine ve demokrasisine mutlaka açıklama yapmak durumundadır."
“CHP tabanında ciddi bir kırılma var”
Yolsuzluk iddialarının CHP tabanında etkisine de değinen İnan, parti içinde ciddi bir çözülme yaşandığını savundu. Kamu zararının yanı sıra siyasetin doğal rekabet alanının da tahrip edildiğini dile getiren İnan, parti yönetiminin tavrını eleştirdi.
İnan şöyle dedi:
"Fazlasıyla zaten kırılma gözlemliyoruz. Yani bakın şunu söyleyeyim. Meselede iki şey var. Bir, kamu. Ciddi bir şekilde zarara uğratılmış. İkinci olarak siyasetin doğal rekabet alanını öldüren ve siyaseti zehirleyen durum var. Burada kamu ciddi manada her türlü aşamada rüşvet odaklı zarara uğratılmış. Bunu zaten birçok meselede görüyoruz. Fakat siyasetten zehirleme konusu da şu, bir şirketin muhasebe müdürü veya ne bileyim aşağıda bir çalışanı ciddi bir şekilde o şirketin kasasından para çalıyorsa veya para kaçırıyorsa şirketin genel müdürü de buna şahitse ya müdahale etmeli müdahale etmiyorsa da onun işbirlikçi olduğu anlamına gelir. Bu çalmaya ortak olduğu anlamına gelir. Fakat biz Cumhuriyet Halk Partisi'nden Sayın Özgür Özel ve arkadaşlarından hiçbir zaman bu yolsuzluklarla ilgili bir açıklama görmedik. Aksine yoğun bir sahip çıkış gördük. Yoğun bir işbirliği de görüyoruz. İşte Silivri'ye gelip giderek sürekli adeta Cumhuriyet Halk Partisi'ni Silivri'ye genel merkezine taşımış gibi orada bir rehin alınmışlığı da görüyoruz, esir alınmışlığı da görüyoruz. Sadece biz söylemiyoruz, vatandaşımız da bunu söylüyor. İşte ben İzmir milletvekiliyim. Cumhuriyet Halk Partili birçok arkadaşımız, dostumuz var. Onlar da bu konudan çok yoğun itiraz ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi belediye başkanları artık Cumhuriyet Halk Partisi'nin içinde bulunacak bir parti olmadığını
Bize söylüyor. İzmir'de ilçe belediye başkanları bunları bizlere işte şehirle ilgili bazı meselelerde sorunları bize aktardığı durumlarda bu sohbetleri bize yoğunlukla ifade ediyorlar. Süreç açıkçası Cumhuriyet Halk Partisi'nin dörde beşe bölen bir durumda. Zaten anketlerinde de araştırma şirketlerinde gelen bize raporlarda da bu konularda bu soruşturmaları, bu rüşveti bu yolsuzlukları açıklayamama durumları da oylarına ciddi bir düşüş de sağlıyor."
“İstanbul’un kaynakları istismar edildi” iddiası
Programın en sert bölümünde İstanbul özelinde yürütülen soruşturmalara değinen İnan, iddianamede yer alan suçlamaların basit olmadığını savundu. Belediyeye ait kaynakların sistematik biçimde kullanıldığını iddia eden İnan, bunun bir siyasi kılıfla örtülmeye çalışıldığını ileri sürdü.
İnan şöyle devam etti:
"İstanbul'a hizmet edilmesi gereken kaynaklar ciddi bir şekilde istismar edilmiş. Adeta FETÖ vari bir yöntemle sistem adı verdikleri ciddi bir fon oluşturarak iş adamlarının haraca bağlanmış işte %10 oraya, %5 oraya, %7 buraya diye malum kişinin adaylığı üzerinden ciddi bir şebeke kurulmuş. Ve burada çeteleşen bir mali suç yapısı var. Ama ne diyorlar? İşte bizim Cumhurbaşkanı adaylığımız engellenmek için yapılıyor. Bununla alakası Olamaz. Aksine Cumhurbaşkanlığı adaylığı meselesini büyük bir kılıf olarak kullanıyorlar.
Yine gazi meclisimizdeki milletvekillerini bir kılıf olarak kullanmaya çalışılan bir durum görüyoruz. Yine ana muhalefet partisinin tüm aktörlerini bu yolsuzluk dosyasında bu yolsuzluk şebekesinin tüm mimarlarını koruma yönelik bir kılıf olarak kullandıklarını görüyoruz. Siyasetin zaten seviyesini düşürdüler. Demokrasiyi de olabildiğince lekelemeye gayret gösteriyorlar. Biz bunun karşısında duruyoruz. Ama ve lakin kendilerine düşürmüş oldukları bu durumu Cumhuriyet Halk Partili vatandaşlarımız görüyor. Yani şöyle bir şey olabilir mi Çağlar Bey? Bir tane işte Ekrem İmamoğlu'nun en yakın çalışma arkadaşlarından bir tanesi şunu söylüyor. Artık Cumhuriyet Halk Partisi'ni biz finanse ediyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi'ni biz ele geçirdik. Ekrem İmamoğlu'nun çantacısı olarak tabir eden bir kişi. İsmini zikretmek istemiyorum. Defalarca işte iddianamede geçiyor itirafı. Biz Cumhuriyet Halk Partisi'ni finanse ediyoruz. Kemal Kılıçdaroğlu için yani bunu söylemekten çok rahatsızlık duyuyorum. Ama şunu söylüyor, Kemal Kılıçdaroğlu sığır çobanı artık Cumhuriyet Halk Partisi'ne gönderdik, yerine Ekrem İmamoğlu'nun sevimli şempanzesini getirdik diyor. Özgür özel için. Şimdi bunu bırakın ana muhalefet partisi genel başkanına söylenmesini kabul etmeyi biz hiçbir siyasetçiye böyle bir yakıştırmayı AK Parti olarak asla kabul etmeyiz. Ama Özgür Özel bunu çok iyi kabul ediyor. Kongrelerinde bu şebekeye dayalı kim varsa yine mutfağında yer verdiğini görüyoruz. A takım B takımı artık hangi şekilde kodluyorlarsa bunlara yönelik ciddi bir rehin alınmışlığı biz görüyoruz tabi bu Partilerin iş işleyişi bizi ilgilendirmez Cumhuriyet Halk Partisi'nin iş sorunudur fakat siyaseti işte bugün Türkiye'nin ana muhalefet partisinin eskobari bir yöntemle parayla alınıp satılan bir konuma düşürmeleri siyasetin konusudur"
Anketler ve belediyecilik eleştirisi
AK Parti’nin saha çalışmalarına ve anket sonuçlarına da değinen İnan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik desteğin arttığını, CHP’nin ise oy kaybettiğini savundu. Özellikle büyükşehirlerdeki belediyecilik performansını eleştiren İnan, sosyal medya odaklı siyasetin hizmet üretmediğini ifade etti.
İnan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mesela şunu söyleyeyim. Biz her zaman... anketlerle, araştırma çalışmalarıyla
Hem kendimizi teyit eden hem de sokaktaki vatandaşımızın taleplerini her zaman dinleyen Türk siyasetindeki en güçlü siyasi hareketlerden bir tanesiyiz. Biliyorsunuz 2018'den itibaren yeni bir hükümet sistemine geçtik. Orada Cumhurbaşkanlığı seçimi ayrı parti seçimi ayrı diyerek vatandaşımızın demokratik tercihini güçlendirecek güzel bir uygulamaya geçildi. Tabi bazı araştırma şirketleri şunu yapıyor, AK Parti'nin oyunu açıklıyor, CHP'nin oyunu açıklıyor, diğer siyasi partilerin oyunu açıklıyor. Fakat AK Parti oyunu açıkladığında sanki Cumhurbaşkanımızın başkanlık oyunuymuş gibi bir açıkçası yanlış bir kamuoyunda lanse edildiğini görüyoruz. Biz buna itiraz ediyoruz. Bugün Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi'nde Sayın Cumhurbaşkanımızın almış olduğu yoğun teveccüh ayrıdır. Partimizin, işte bugün parlamento desteği olarak tabir edilen partimizin desteği ayrıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımız 2023'te almış olduğu oyun üzerine koyarak, güçlenerek çok güçlü bir şekilde milletimizden teveccüh almaya devam etmektedir. %52'lere varan güçlü bir teveccüh vardır. Biz parti olarak 35'lere dayandık. Vatandaşımız da istikrarlı, güvene dayalı 25 senelik o güçlü bağda daha fazla teşkil ederek yolumuza devam ediyoruz. CHP'nin oyları 27'lere düştü ve bu gidişle 25'lere de hapsolmaya eskisi gibi devam edecek. Bunun iki tane sebebi var. Cumhuriyet Halk Partisi oyu hakkında konuşacak değilim ama yoğun bir şekilde tezvirat ortaya koydukları için söylüyorum. Birincisi buradaki yolsuzluk iddialarına asla kamuoyunda ciddi bir şekilde, itibarlı bir şekilde açıklık getiremediler. Öte yandan biliyorsunuz Cumhuriyet Halk Partisi 31 Mart 2024 seçiminde bazı seçim çevrelerinin netice aldı. İşte Bursa olsun, Denizli olsun, Afyon olsun, yine İzmir, Ankara, İstanbul. Buralarda ciddi manada yerel yönetim konusunda performansları çok düşük kaldı. Şehirleri kronik sorunlara tekrar boğdular ve vatandaşımız bu konudan olumsuz manada çok etkilenmeye başladı ve bu konuda çok ciddi bir tepki var İzmir'de, İstanbul, Ankara'da. Tabii şunu da söyleyeyim. Biliyorsunuz hani İstanbul bizim 20 sene aşkın yönettiğimiz ileriden bir tanesi. Ankara 20 sene aşkın yönettiğimiz illerden bir tanesi. Burası AK Partili belediye döneminde çok ciddi bir altyapı çalışması oldu. Üst yapı çalışması oldu. Siyasetçilerin bazen siyaset yapmayı sosyal medyada içerik üretmek zannettiği bir maalesef bir varsayım var. Özellikle İstanbul'daki arkadaşlar ve Ankara'da arkadaşlar varsayımda 4-5 sene idare ettiler. Ama yumurta kapıya dayanınca belediyeciliğin böyle bir şey olmadığını şimdi aynı anlıyorlar. Siyaset yapmak, sosyal medyada içerik üretmek değildir. Siyaset yapmak vatandaşın ihtiyacına göre bütçe hazırlamaktır, hizmet üretmektir. İşte biz PR belediyeciliği yaparak bu konuda vatandaşa daha reklam işleriyle bu işleri götürürüz demek ne kadar vahim bir sonuç olduğunu ilk önce kendileri ödüyor. Ama öte yandan şu an vatandaşa hizmet götüremedikleri için bizim vatandaşımız Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de zaten 25 senedir çok yoğun bir geriye gidiş var. Bunu gördüler. O nedenle oyları da günden güne eriyor. Açıkçası belediyecilik bunların işi hiçbir zaman olmadı. AK Parti Yerel Yönetimler Partisi. İnşallah yiğit düştüğü yerden kalkar. Biz ilk yerel seçimde vatandaşımızın çektiği bu Çileli dönemi nihayete erdireceğiz. Cumhuriyet AK Partililer de biliyorsunuz işte bazı isimlere Cumhuriyet AK Partililer görev vermeyin aklansınlar dediler. Özgür Özal'a bunu ilettikleri ile ilgili ciddi bir kanaat var. Fakat bu tercih edilmedi. Kim bunlar? İşte belli başlı Cumhuriyet Halk Partisi'nin milletvekilleri. İddianamede de geçiyor. Ciddi bir şekilde milletvekillerini döviz bürosu olarak görüp ciddi miktarda paraları bir milletvekiline, iki milletvekiline teslim eden bir anlayış var. Ve bunlar şu an Cumhuriyet Halk Partisi'nin parti meclisinde görevlendirilmiş kişiler. Ekrem İmamoğlu'nun en yakın işte avukat konumunda olan kişilere bugün milletvekili olan ciddi miktarda paralar teslim edilmiş. Ve bunlar gerçekten hukuk cahili. Yani milletvekilliğine, gazi meclisi, milletvekillerine sunmuş oldukları dokunulmazlık hürriyetini, bunlar bir açıkçası bir para kasasını muhafaza edilme yöntemi olarak görüyorlar. Bu bakış açısı bile demokrasiye nasıl baktıkları açısından çok tehlikeli bu durum. Ve bilmiyorlar ki hani bir milletvekili sadece siyasi olarak düşüncelerinden dolayı bu hakka sahip. Eğer ortada bir mali suç varsa burada ilgili milletvekili ciddi manada bu iddialarla karşılaştıysa ve bu iddiaları açıklamada sizler eğer işte anlatıyorlar işte biz asla bunu kabul etmiyoruz. Bize iftira atıyorlar. İşte siyasi kampanya ortaya koyuyorlar. Kaldırsınlar fezlekeleri iddianamede geçen arkadaşların yargıda aklansınlar. Türk yargısından bağımsız Türk yargısından bu kadar çekince niye? Bugün işte görüyorsunuz itirafçılara iddianame yazılırken ne teklif ettiler? İşte konuşmayın, susun. Sizi milletvekili yapacağız. Bugün bu Boğaziçi imar işte konusunda geçen arkadaşlara işte duyulan konular bunlar. Bakan yardımcılığı teklif ediyorlar. Ben burada bunların siyasete nasıl baktıklarını anlatmaya çalışıyorum. Siyaseti nasıl küçümsediklerini anlatmaya çalışıyorum. Bu milletin vermiş olduğu emanet sorumluluklara yani hangi çıkar şebekelerin tarafından meze edildiğini vurgulamaya çalışıyorum. Gerçi hani kendisine sevimli şempanze yakıştırmasını kabul eden bir genel başkan için bunları konuşmakta açıkçası sıradan bir şey. "
“Eleştiriye açığız, linç kültürü bizde yok”
AK Parti ile CHP arasındaki siyasi kültür farkına da dikkat çeken İnan, kendi partilerinde eleştirinin serbest olduğunu savundu. CHP’de ise farklı düşünenlerin dışlandığını öne sürdü.
İnan, "AK Parti büyük çoğunluğuna sahip ilçe belediyelerinde partilerden bir tanesidir. Bize gelinen hangi konu varsa biz çok hızlıca hemen ihraç kararlarımızı alırız. Yapmamız gereken tüm unsurlara harekete geçiririz. Ki yaptık işte yani son 3-4 tane bu konuda almış olduğumuz kararlar var. Bugünün meselesi değil kuruluştan beri zaten. bu şekilde. Cumhuriyet Halk Partisi'ne bugün baktığınızda farklı düşünen yani bir kuş olsa da ihraç ediyorlar. Hemen kapılarının önüne koyuyorlar. Bu Cumhuriyet Halk Partisi'nin doğal bir pratiği. Cumhuriyet Halk Partisi bunu herkese yaptı. Yani Cumhuriyet Halk Partisi ona eleştiri getiren sanatçılara da bunu yapıyor. Gazetecilere de yapıyor. Gazeteciler şunu söyledi. Hatırlayın Çağlar Bey. Siz bir ara hani Ben yaşadım. Yani muhalif eee Evet. bir eee tutumda olduğunuz dönemlerde oldu. Bunun şeyi olsun diye söylemiyorum hani. Yok Ben bunu anlattım, anlattım. Biz yıllarca Tayyip Erdoğan'ı ve AK Parti'yi yoğun bir şekilde tenkit ettik. En şiddetli, en şiddetli eleştirilerimizi yaptık. Ama biz son bir buçuk senede neden bu işler böyle olmuş? Bunu bir açıklayın dediğimizde Cumhuriyet AK Partililerden uğradığımız lincin %1'ini biz AK Parti'den görmedik dediler ya. Bizim üyelerimiz var. Ee, eski bakanlarımız var. Eski meclis başkanlarımız var. Önceki dönem teşkilat mensuplarımız var. Hepsi şu an çok yoğun bir şekilde bizim partimizi eleştirebiliyor. Yoğun bir şekilde eleştirilerini ortaya koyabiliyor. Biz en ufak böyle bir bizden böyle bir linç mekanizması. Bizim tabanımızda görebiliyor musunuz? Ki çok sert eleştiriler geliyor. Tek bir konumuz var. Tek bir konumuz. Başka türlü ekonomi politikalarımızı eleştirebilirsiniz. Adaleti eleştirebilirsiniz. Gençlik Spor Politikası teşkilatlarımızı eleştirebilir. Bizi eleştirebilirsiniz. Yani bizim tabanımızda asla böyle bir eleştiriye karşı bir refleks olmaz. Kimseye karşı olmaz. Tek bir konu. Sayın Cumhurbaşkanı bizim parti üyelerimiz için söylüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımıza ve ailesine yönelik bir saldırı oldu mu? Biz AK Parti olarak gerekeni yaparız. Sayın Cumhurbaşkanı Asla özellikle kendiyle ilgili konularda bize talimat vermez. Ama biz hem partimizin genel başkanı olarak en üst makamda olduğu için hem de devletimizin başında en yüksek makam olduğu için o konuda gerekeni yaparız. Ama bu konu haricinde bakın bizim işte partimize uzaklaştırdığımız önceki dönem milletvekilimiz oldu. Üye olan. 7-8 sene boyunca eleştirdi. Asla bir şey demedik. Ama ne zamanki genel başkanımız, cumhurbaşkanımızla ilgili yakışıksız ifadeler oldu. Biz o anda Gerekeni yaparız. Ama Cumhuriyet Halk Partisi'nin Allah aşkına işte uçan kuş olsa bu konuda tepki gösterdikleri durumlar oluyor. Ve hemen partinin kapısına koyuyorlar. En son işte bu Mersin milletvekili Cumhuriyet Halk Partisisi işte geçen yayında da söyledim. Demokrasinin de celladı, edebiyatın de celladı, sanatçıların de celladı. Bugün işte Türkiye'de bugün çözüme kavuşturulan işte bugün terörsüz Türkiye'ye konuşuyoruz. Terörü yıllarca var eden gerekçelerin hangi zihniyet tarafından tohum atıldığını soracak olursak Cumhuriyet Halk Partisisi zihniyet. Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananların hepsi Cumhuriyet Halk Partisi'nin zihniyetinin. Tabii Sayın Özgür Özel geçmişinden de bir haberi olduğu için biz bunları da Cumhuriyet Halk Partisi'nin geçmişi olarak kendilerine anlatmayı vazife biliyoruz."
"Kişisel servet olarak kendilerine aktarılan paralar var"
Demokrasinin en iyi AK Parti'de yönetildiğine dikkat çeken İnan açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Bakın burada AK Parti'nin söylediği değil. Ben İzmir milletvekiliyim. Yani bırakın yolsuzluğu en yüksek dolandırıcılığı bunların yaptığını biliyor. İşte İzmir'de biliyorsunuz bir kooperatif yolsuzluğu oldu. Eee yine orada dolandırılanlar birçoğu Cumhuriyet Halk Partisi üyesi. İhbarı yapan da Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı. Evet. Onlarca mağdur var. Onlarca kaynak istismarı var. Kişisel servet olarak kendilerine aktarılan paralar var. Ve bunların merkezinde de Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı vardı. Ege Bölgesi'nin tüm sahil bandını hangi parti yönetiyor? CHP. Muğla, İzmir, Evet. Çanakkale Antalya işte görüyorsunuz. Ya burada çok ciddi imar yolsuzlukları rant yolsuzlukları, imar rantından dolayı yolsuzlukları orada yaşayan vatandaşlarımız çok iyi biliyor.
Orada yaşayan eee müteahhitlerin nasıl haraca bağladıklarını oradaki esnaflar, müteahhitler çok iyi biliyor. O nedenle Cumhuriyet Halk Partili özellikle eee belediyelerde yaşayan hemşehrilerimiz keza İstanbul'daki yolsuzlukları ve bunların çeşitli şahıvileri nasıl imza attıklarına eee inanıyor. Önceki genel başkan ne dedi? Kemal Kılıçdaroğlu "CHP bu kirlilikte arınmalıdır." dedi. Bunu Cumhuriyet Halk Partililerin birçoğu zaten kendi kongrelerinde nasıl rüşvetlerin döndüğünü, pavyonlarda nasıl paralar dağıtıldığını, kendi kongrelerinde nasıl bir siyaseten dizayn edildiklerini kendileri söylüyorlar zaten. Ama Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy veren birçok vatandaşımız bu meseleyi açıklayamadıklarından dolayı Cumhuriyet Halk Partisi'ne tepki ortaya koyuyor. Oyları da bu noktada zaten 25'lere kadar düşüyor. Kesinlikle bizim partimizde demokrasi daha iyi işletiliyor. Kadın Kolları Teşkilatımıza Gençlik Kolları Teşkilatımızla, işte ana kademe teşkilatımızla, biz meşvereti merkeze almış bir partiyiz. Her şey tartışılıyor mu? Yani biz parti içerisinde eleştiriyi yoğunca yapan bir hareket Biz sadece partimizin bütünlük kurumsallığını milletimizden almış olduğumuz yetkiyle biz iktidar partisiyiz. Kamu oyu önünde yapacak kadar böyle küçük düşünen siyasi hareket asla değiliz."
Yorumlar
Kalan Karakter: