AKP neden kazanır? CHP neden kaybeder?

Geçen hafta bir kitap okudum. Kitabı
elime aldım ve kitaptan ayrılamadım. Bir solukta okudum. Sonra döndüm bir kez
daha okudum.

Kitabın adı: AKP neden
kazanır? CHP neden kaybeder? Yazarı: Ateş İlyas Başsoy.
Pegasus yayınlarından çıkan kitabın bendeki ikinci baskısı.

Adı zaten benim bu kitabı neden
iki kez okuduğumu yeterince açıklamaktadır. Hemen söylemeliyim ki; CHP üyesi
tüm dostlarıma bu kitabı mutlaka okumalarını tavsiye ediyorum.

Kitabın yazarı Türkiye’de önemli
başarılara ve isme sahip bir reklamcıdır.

Yazar aynı zamanda, 2009 yılı
yerel yönetimler seçimlerinde CHP Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı
Prof.Dr.Mustafa Akaydın’ın kampanyasını planlayan, tasarlayan, yürüten kişidir.
Kitapta bu seçim kampanyası çok ayrıntıları ile anlatılmaktadır zaten.

Sayın Başsoy’un kitaptaki birçok
tespit ve önerilerine katılmış olmam kitabın bendeki etkisini arttıran
nedenlerdir.

Kitaptaki tespitlerden en önemlilerinden birisi; CHP’nin % 20’lik çekirdek
tabanı ile Türkiye’nin en büyük partisi olduğudur.

Yazara göre; Türkiye’de seçim galibiyetini sağlayan çekirdek taban değil, varlıkları
% 30’u bulan “siyasetsiz seçmen”lerdir.

Yazarın siyasetsiz seçmen
diye tanımladığı gurup kamuoyu araştırmalarında ve siyasi literatürde kararsızlar
diye adlandırılan guruptur.

Yazar, “siyasetsiz seçmen” leri; esnaf, memur, işçi,
patron, işsiz, karısı öğretmen emeklisi, büyük kızı üniversitede okuyan, oğlu
üniversiteye hazırlanan, hem milliyetçi, hem dindar, hem modern, hem laik ya da
hiçbirisi, Türkiye’nin orta sınıfı, zengini veya yoksulu, Türk, Çerkez, Gürcü,
Kürt, Pomak, eş, dost, kardeş, ebeveyn diye tanımlamaktadır.

Siyasetsiz seçmenler makul insanlar olup, sağ ya da sol arasında ayırımı yapmadan hizmet alacağı
partiye ya da insana oy vermektedirler.

Bu insanlar siyasi partilerin seçim mitinglerine gitmedikleri için
siyasi partilerin söylemlerini de takip etmezler.

Siyasi söylemler, kavgalar, doğrular
veya yanlışlar onlar için belirleyici değildir. O konuları dinlemezler ve taraf
olmazlar.

Yazar, bu gurubun yani siyasetsiz seçmenlerin 2002
yılından beri AKP’ye oy verdiklerini ve
vermeye devam ettiklerini iddia ediyor.

Yazara göre Türkiye’de seçim sonuçlarını
siyasetsiz seçmenler belirliyor.

Kitap özet olarak diyor ki; seçim kazanmak istiyorsanız bu % 30’luk siyasetsiz seçmenleri
kazanmalısınız.

Değerli Dostlar, başta Sayın
Kılıçdaroğlu olmak üzere her düzeyde partilinin siyasetsiz seçmenleri
nasıl ikna ederiz? Sorusunun yanıtını aramak gibi sorumlulukları olduğunu
önemle vurgulamak isterim.

Siyasetsiz seçmenlerin ikna edilip kazanılması partinin yenileşmesi, ideolojisinin
belirginleşip saydamlaşması ve örgütsel yapısının yeniden organize edilip
güçlendirilmesinden bağımsız değildir.

Bu süreçlerin hepsi birlikte yürütülecek süreçlerdir.

Partinin bu ay ortalarında
yapılacak büyük kurultayı hem ideolojik kargaşayı hem de örgütsel karmaşayı
ortadan kaldıracak kuvvetli kararların alınacağı bir kurultay olarak tarihe
geçer umarım.

Partinin tüm unsurları ile güçlü
bir siyasi kampanya yürütebilmesinin yolu kendi iç bütünselliğini ve
mutabakatını sağlayabilmesi ile mümkündür.

Siyasetsiz seçmenin kazanılması
parti kadrolarının iyi eğitilmesi ve yetiştirilmesine çok bağlıdır.

Siyasetsiz seçmenin kazanılması
sadece Genel Başkanın çalışkanlığı ve çabaları ile sağlanamaz.

Bu topyekûn bir seferberliği
gerektirir.

Hem partinin ideolojik yapısını ve
partinin zeminini sağlamlaştıran kısa ve öz bir manifesto şeklinde program
yapılmalı.

Hem parti örgütsel yapısını
yeniden organize etmeli ve kadrolarını eğitmeli.

Hem de siyasetsiz seçmenlerin kazanılması için siyasi çalışmalar aksatılmadan
yürütülmeli.

Yani değerli dostlar,  Yeni CHP’liler hem çiklet çiğneyip hem de
yürümeyi öğrenmelidirler.