İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Fox TV’deki Çalar Saat programında konuşuyor.
Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Akşener, 43 binden fazla insanın hayatını kaybettiği Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni eleştirdi. "Yukarıdan talimat gelmeyince de hiçbir bürokratın kıpırdamadığı bir sistem" diyen Akşener, "Evet deprem olması bu topraklarda bir kaderdir ama afetin bir felakete dönüşmesi kader değil o beceriksizliktir. Afet kaderdendir ama felaket Beştepe’dendir" diye konuştu.
Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Deprem olması bu topraklarda bir kaderdir ama afetin bir felakete dönüşmesi beceriksizliktir"
“Bu depremin yıkıntıları üzerinden bir şeyler oluşturulmaya çalışıldı eksiklikleri yanlışları anladık. Bireyler olarak ve siyasetçiler olarak anladık, 1999’da. 2002’de bugün bizi yöneten arkadaşlarımız iş başına geldiler. 2017’den sonra bu bürokrasi denilen illet sayın Erdoğan’ın ayağına pranga bağlayan bu illetten de kurtulmak için partili cumhurbaşkanlığı denilen her şeyin bir kişinin kararına bağlı olduğu bir sisteme geçildi. Çok hızlı yürümesi gereken sistemin berbat bir bürokratik kararsızlık çıkardığını iyi kötü hissediyorduk da, ben bu deprem esnasında gördüm karar alamıyor insanlar tüm bu yanlışlarına arka planında birincisi liyakatsizlik beceriksizlik ama bir de bu tek adam sisteminin getirdiği hızlı olması gereken kararların tam tersine alınamadığı. Yukarıdan talimat gelmeyince de hiçbir bürokratın kıpırdamadığı bir sistem. Evet deprem olması bu topraklarda bir kaderdir ama afetin bir felakete dönüşmesi kader değil o beceriksizliktir. Afet kaderdendir ama felaket Beştepe’dendir. Umarım buradaki acayip beceriksizliklerin ortadan kaldırılması için adımlar atılır."İktidar, Türkiye'nin etrafında yarattığı o düşman çerçeveyi giderebilecek bir fırsat olarak değerlendirmeli"
"Afet büyük olup yönetilemeyince felaket büyük olmuş oldu. Dünyanın her bir köşesinden de insanlar yardım edebilmek için ülkeleren insanlar geldi o ülkelerin yöneticilerinin bu milletimize dair ortay koyduğu bir tavr var teşekkür ediyoruz ama bugün iktidarın bir feraset gösterip, bugün oluşan bu atmosferden Türkiye'nin etrafında yarattığı o düşman çerçeveyi giderebilecek bir fırsat olarak değerlendirip diplomatik bir atak başlatabilir mi bilmiyorum. Yapabilirse süper olur.Akşener 1999 depreminde yaşadıklarını anlattı
"Oktay da başta olmak üzere bakanların bazıları bunların tamamı atanmış insanlar ve durup durup seçilmişlere hakaret etmesi yüzlerinde kekremsi bir havayla bakmaları Türkiye’de çok çirkin son derece kaba bir davranış biçimi. Bu çok yanlış bazı şeyleri de ortadan kaldırıyor. Bir milletvekilinin seçilme prosedürünü kendi bağımsız aday olsun da bakalım kazanabiliyor mu Sayın Oktay görelim. Seçilmişin üzerinden onu seçenlere müthiş bir saygısızlık. Şu gitti bu gittiğinin ötesinde 99 depreminde ben İzmit’in dışına hiç çıkmadım. Saat 3’ü 2 geçiyordu İstanbul’da sağlam bir sallanma oldu. Telefon trafiği işlendi 15 dakika içinde bindik arabaya gittik Kocaeli’ne. Ailelerimize ulaşmaya çalıştık ve ortaya geçerken bir apartman çökmüş çok sevdiğim bir Doğru Yol milletvekili vardı Alaattin abi o binada oturuyor. İlk burama bir yumruk yedim. Sonra gezmeye başladık bulduk kendi insanlarımızı. Benim kendi köyüm var oraya götürdük herkesi. İzmit’i gezdik sonra ondan sonra çok hızlı bir şekilde Plajyol diye bir semtimiz vardır orada çok binanın çöktüğünü gördüm. Orada benim ailemden insanlar oturuyor. O arada Gölcük’ten feci haberler gelmeye başladı. Hava aydınlandı vilayete gittik. Biz ne yapabiliriz derken o zaman iki şey var biri emasya planı bir diğeri de sivil savunma kurumu diye bir kurum var. AFAD’a benzeyen diyelim Türkiye genelinde 7 bin resmi personeli var ama o günkü şartlarda o personelin eğittiği 35 bin sivili var. Bu hangi kanuna göre eğitiliyor? Vatandaşlık görevi diye. Onların devreye girdiğini gördük ve saat 8’e doğru gelindiğinde asker devrede. Derken Rahmetli Demirel saat 13.30 gibi geldi. Demirel’i karşıladık onu hiç unutamayacağım şapkayı çıkardı burası terlemiş TÜPRAŞ’a doğru baktı, birinci önceliğiniz buranın söndürülmesi olacak. Sonra Rahmetli Ecevit öğleden sonra gibi Sakarya’dan beyanat verdi. Ertesi günden itibaren Hasan Gemici Beyi o zaman iktidarın bakanıydı İzmit’ten sorumlu yaptılar. Hasan Bey ben DYP’nin milletvekiliyim, Osman Pepe Refah Partisi’nin milletvekili o var. Biz davet edildik. STK’larla her sabah Hasan Bey toplantı yaptı. Ve biz aldığımız bütün bilgileri ilettik. A partisi b partisi gibi bir kavram yok. İktidar muhalefet oradayız. Bana daha ağırlıklı olarak şey düştü, köy gezmek kadınların ağırlıklı olan yerleri gezmek. Bir gün sonradan başlayarak Hasan beyin başkanlığında düzenli toplanıp konuşup bilgilerin yerine getirilmesini sağladı. Bugün ise sayın Oktay’a düşüyor açıklamalar. Ben Erdoğan’ın yerine olsaydım sabah 8’i geçirmemek kaydıyla tüm siyasi partilerin genel başkanlarını arattırır davet eder ne yapalım arkadaşlar derdim. Aynı o Kocaeli’nde yapılanın tamamını biz üstlenir giderdik. Bu olmadığı için bir de sivil savunma kanunu 2009’da kadırıldı. AFAD’a verilen görevler acayip yüksek ama hazırlık var mı? Yok."Yazıktır günahtır Sayın Oktay nasıl konuşuyorsunuz siz!"Nereye konuşuyor o Fuat Oktay!"
"Bir haftada Sayın Erdoğan’ın atacağı imza sayısı 36 binmiş. Yahu bir insana bu mümkün değil. Bu bana verilen bilgi. 36 bin imzayı atamaz kardeşim! Biz deprem sürecinde sahadan aldığımız bilgileri yetkililere ilettik sürekli. Bizim 16 kişimiz sahaya gittiler, ondan sonra ilçe teşkilatlarımızdan ve üyelerimizden bilgi almaya başladı. Bu bilgileri alıp vay adiler çözemediniz demek yerine ben aldım bunu Hasan Doğan dahil ilgili bakanlıklar dahil bunları ilettik biz, çözülsün diye. Mesela tüp meselesi bizim sahadan aldığımız bilgidir. O yıkıntının altında soğuktan donarak ölmek diye bildiğim bir durumu hipodermi diye açıkladı bir arkadaşımız bunları ilettik hatta bu kısmını bizzat Sayın Erdoğan’a ben ilettim. Hemen talimat vereceğim dedi ve verdi ama iletme konusunda problem oldu. Yardımların yerine ulaşamadığını fark ettik. AFAD müdürü arandı. AFAD müdürü validen, vali genel merkezden şey yapmadan izin veremedi ya! Bunlar için her seferinde saraydan bir kişi arandı. Nereye konuşuyor o Fuat Oktay!"Kocaeli’nde ilk 10 günde çocuk çalındı ve biz bunu fark etmedik"
"Kocaeli’nde ilk 10 günde çocuk çalındı ve biz bunu fark etmedik. Üç çeşit çalınıyor, 0 yaş bebekler, batılı ailelere 50-70 bin dolara satılıyor. Sonra bunların bir kısmı organ için çalınır, bir kısmı da cinsellik için çalınır. Bu depremde ilk seslendiğim şey çocuktu.