İYİ Parti'den yapılan yazılı açıklamada, Meral Akşener'in katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin soruları yanıtladığı ve açıklamalarda bulunduğu bildirildi.
Buna göre, Akşener, koronavirüsten korunmak için dikkat ettiğini belirterek, mücadele çerçevesinde 65 yaş üstünün sokağa çıkmasına yönelik sınırlamanın yanlış anlaşıldığını vurguladı.
Akşener, "Onlar Kovid-19'la karşılaştığı zaman ölüm riskiyle karşı karşıya insanlar, fakat genç nesil yanlış anladı bunu. 'Gençler daha hafif atlatabilir' diye bir bilgi var ama görüyoruz ki İngiltere'de 22 yaşında, Türkiye'de gördüğümüz kadarıyla 33 yaşında gencecik insanlar da yakalandı bu virüse. Başka bir hastalığı olmayan gençler için de bir tehdit unsuru" ifadesini kullandı.
Sağlık Bakanlığı'nın koordinatörlüğünde Bilim Kurulu kurulmasını 'olumlu bir hareket' olarak niteleyen Akşener, kurulun önerilerinin uygulanmasının zorunlu olduğuna işaret etti.
Akşener, hükümetin açıkladığı ekonomik tedbirlere ilişkin pakete değinerek, "100 milyar liralık paketin içinde konut kredisinin indiriminde siz ne anladınız? Yani insanlar can derdinde ama birkaç madde var ki ne olduğunu hiçbirimiz anlayamadık. dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ortak akıl oluşturması için muhalefetle görüşmesi gerektiğini savunan Akşener, "Bu kendisine ve Türkiye'ye avantaj sağlar" değerlendirmesini yaptı.
'Vaka sayısında şeffaf olunması gerek'
Akşener, vaka sayısı konusunda şeffaf olunması gerektiğinin altını çizerek şöyle devam etti:
"Böyle bir krizde iktidar partisi olmak isterdik. Hemen bu zorunlu karantinayı ilan ederdik. Çok yoğun bir şekilde test yaptırırdık Güney Kore'yi örnek alarak. Hemen sınır kapılarını kapatırdık, umre meselesi olmazdı. Yani çok hızlı karar, çok hızlı sonuçlar almayı hedeflerdik. PCR diye bir makine varmış ve oradaki testler yüzde yüz doğru çıkıyormuş, bunu söylediler. Beni uyarmam için söylediler. Zannediyorlar ki ben telefonu açsam Erdoğan karşımda. Ama ben buradan söyleyeceğime söz verdim. PCR'lerin yaygınlaştırılması çok önemli. Bir de bu iş şeffaf olmak zorunda. Hasta sayısını, ölüm vakalarını, hangi şehirlerde yoğun olduğunu bilmek zorundayız. Bu tevatürü endişeyi ve korkuyu ortadan kaldırır."
İktidar partisinin sürekli bazı şeyleri gizlediği gibi bir algı olduğunu iddia eden Akşener, "Onun için şeffaf olmak çok önemli. 'Kendi karantinanı yap' dediğin zaman millet anlar, devlet benim yükümlülüklerimi karşılayacak durumda değil mi. Karantina kararı alındığı anda devlet olarak kişi başına 500 lira vermek zorundasınız. Esnafın kira stopajı ve çalıştırdığı asgari ücretliye ödediği 1200 liralık bir prim var bunları kaldıracaksınız. Müşteri garantisi verilen firmalar var. Oralara üç ay ücret ödemesi yapılmaması gerekiyor. Onlar da fedakarlık yapsın. Mücbir sebep yüzünden biraz da onlar fedakarlık etsin. Bunlara para ödenmesin. Bu ülke bu işi başarır, yeter ki karar verilsin" değerlendirmesinde bulundu.
'8 yaşındaki çocuklara Menderes'in asılma görüntüsünü nasıl gösterirsiniz?'
Akşener, Milli Eğitim Bakanlığı'nın aldığı tedbirlerin bir kısmını çok beğendiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Uzaktan eğitim çok güzel bir karar ama siz 8 yaşındaki çocuklara Menderes'in asılma görüntüsünü nasıl gösterirsiniz? Elbette darbeyi anlatacaksınız ama animasyonla 8 yaşındaki çocuğa bunu anlatamazsınız . Bu işi yapanların cezalandırılması gerekir. Anlatılacak olan demokrasidir, haktır, hukuktur adalettir, parlamentonun önemidir yani cumhuriyet değerleridir. Çok vahim bir hata bunu yapanlar ceza görmeli."
Koronavirüsle mücadele çerçevesinde sağlık çalışanlarına dikkati çeken Akşener, şöyle konuştu:
"Korona ile mücadele ederken hastasından alıp vefat eden bütün doktor, hemşire ve sağlık çalışanı yani ne olursa olsun hepsinin şehit ilan edilmesi gerektiğini öneriyorum. Ailelerine de aynı terör şehidi gibi davranılması gerektiğini öneriyorum. Aynı zamanda doktor, hemşire, sağlık çalışanı, hasta bakıcı vesairenin dışında şoför, bekçi, yani hastanelerin içinde görev yapan ama sağlık personeli dışında kabul edilenlere de sağlık çalışanlarına verilen primin verilmesi lazım."
Buna göre, Akşener, koronavirüsten korunmak için dikkat ettiğini belirterek, mücadele çerçevesinde 65 yaş üstünün sokağa çıkmasına yönelik sınırlamanın yanlış anlaşıldığını vurguladı.
Akşener, "Onlar Kovid-19'la karşılaştığı zaman ölüm riskiyle karşı karşıya insanlar, fakat genç nesil yanlış anladı bunu. 'Gençler daha hafif atlatabilir' diye bir bilgi var ama görüyoruz ki İngiltere'de 22 yaşında, Türkiye'de gördüğümüz kadarıyla 33 yaşında gencecik insanlar da yakalandı bu virüse. Başka bir hastalığı olmayan gençler için de bir tehdit unsuru" ifadesini kullandı.
Sağlık Bakanlığı'nın koordinatörlüğünde Bilim Kurulu kurulmasını 'olumlu bir hareket' olarak niteleyen Akşener, kurulun önerilerinin uygulanmasının zorunlu olduğuna işaret etti.
Akşener, hükümetin açıkladığı ekonomik tedbirlere ilişkin pakete değinerek, "100 milyar liralık paketin içinde konut kredisinin indiriminde siz ne anladınız? Yani insanlar can derdinde ama birkaç madde var ki ne olduğunu hiçbirimiz anlayamadık. dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ortak akıl oluşturması için muhalefetle görüşmesi gerektiğini savunan Akşener, "Bu kendisine ve Türkiye'ye avantaj sağlar" değerlendirmesini yaptı.
'Vaka sayısında şeffaf olunması gerek'
Akşener, vaka sayısı konusunda şeffaf olunması gerektiğinin altını çizerek şöyle devam etti:
"Böyle bir krizde iktidar partisi olmak isterdik. Hemen bu zorunlu karantinayı ilan ederdik. Çok yoğun bir şekilde test yaptırırdık Güney Kore'yi örnek alarak. Hemen sınır kapılarını kapatırdık, umre meselesi olmazdı. Yani çok hızlı karar, çok hızlı sonuçlar almayı hedeflerdik. PCR diye bir makine varmış ve oradaki testler yüzde yüz doğru çıkıyormuş, bunu söylediler. Beni uyarmam için söylediler. Zannediyorlar ki ben telefonu açsam Erdoğan karşımda. Ama ben buradan söyleyeceğime söz verdim. PCR'lerin yaygınlaştırılması çok önemli. Bir de bu iş şeffaf olmak zorunda. Hasta sayısını, ölüm vakalarını, hangi şehirlerde yoğun olduğunu bilmek zorundayız. Bu tevatürü endişeyi ve korkuyu ortadan kaldırır."
İktidar partisinin sürekli bazı şeyleri gizlediği gibi bir algı olduğunu iddia eden Akşener, "Onun için şeffaf olmak çok önemli. 'Kendi karantinanı yap' dediğin zaman millet anlar, devlet benim yükümlülüklerimi karşılayacak durumda değil mi. Karantina kararı alındığı anda devlet olarak kişi başına 500 lira vermek zorundasınız. Esnafın kira stopajı ve çalıştırdığı asgari ücretliye ödediği 1200 liralık bir prim var bunları kaldıracaksınız. Müşteri garantisi verilen firmalar var. Oralara üç ay ücret ödemesi yapılmaması gerekiyor. Onlar da fedakarlık yapsın. Mücbir sebep yüzünden biraz da onlar fedakarlık etsin. Bunlara para ödenmesin. Bu ülke bu işi başarır, yeter ki karar verilsin" değerlendirmesinde bulundu.
'8 yaşındaki çocuklara Menderes'in asılma görüntüsünü nasıl gösterirsiniz?'
Akşener, Milli Eğitim Bakanlığı'nın aldığı tedbirlerin bir kısmını çok beğendiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Uzaktan eğitim çok güzel bir karar ama siz 8 yaşındaki çocuklara Menderes'in asılma görüntüsünü nasıl gösterirsiniz? Elbette darbeyi anlatacaksınız ama animasyonla 8 yaşındaki çocuğa bunu anlatamazsınız . Bu işi yapanların cezalandırılması gerekir. Anlatılacak olan demokrasidir, haktır, hukuktur adalettir, parlamentonun önemidir yani cumhuriyet değerleridir. Çok vahim bir hata bunu yapanlar ceza görmeli."
Koronavirüsle mücadele çerçevesinde sağlık çalışanlarına dikkati çeken Akşener, şöyle konuştu:
"Korona ile mücadele ederken hastasından alıp vefat eden bütün doktor, hemşire ve sağlık çalışanı yani ne olursa olsun hepsinin şehit ilan edilmesi gerektiğini öneriyorum. Ailelerine de aynı terör şehidi gibi davranılması gerektiğini öneriyorum. Aynı zamanda doktor, hemşire, sağlık çalışanı, hasta bakıcı vesairenin dışında şoför, bekçi, yani hastanelerin içinde görev yapan ama sağlık personeli dışında kabul edilenlere de sağlık çalışanlarına verilen primin verilmesi lazım."
