Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i CHP Genel Merkezi'nde ziyaret etti.
Görüşmede Ağıralioğlu'na Genel Sekreter Nihal Ağca, Türk Dünyası ve Uluslararası İlişkiler Başkanı Selma Yel, Hukuk Politikaları Başkanı Oğuz Sadık Aydos ve Kurumsal İlişkiler Başkanı Orhan Kayhan eşlik etti. Kurumsal İlişkiler ve Siyasi Partilerle İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Serkan Özcan Ağıralioğlu ve heyetini bina girişinde karşıladı. Görüşmede Genel Sekreter Selin Sayek Böke ile Genel Başkan Yardımcıları Gül Çiftçi, Namık Tan ve Serkan Özcan yer aldı.
Özel ve Ağıralioğlu yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Özel, "Bugün, Anahtar Parti Genel Başkanı Sayın Yavuz Ağıralioğlu ve değerli heyetleri, kurultayımızdan sonra bizleri ziyaret ettiler. İlk ziyaretçimiz, Genel Merkezimizde siyasi parti olarak Anahtar Parti oldu. Bundan büyük memnuniyet duyuyoruz. Kendileri kutlamaya geldiler. Ben de birinci yaş günlerini, çok görkemle kutlayan Anahtar Parti’nin birinci yaşını kutladım. Güncel siyasi gelişmelere dair, Türkiye siyasetini okumamıza dair çok keyifli ve istifade ettiğimiz bir sohbet gerçekleşti. Kendilerine, değerli heyetlerine teşekkür ediyorum" diye konuştu.
"Şeffaf cevapları en kısa sürede bekliyoruz"
Açıklamanın ardından Özel ve Ağıralioğlu basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Özel, TBMM’de stajyer kız çocuklarının cinsel istismara uğradığı iddiaları ve Meclis tarafından soruşturma başlatılmasının sorulması üzerine şu yanıtı verdi:
Büyük bir öfke ve mensubu olduğumuz Türkiye Büyük Millet Meclisi adına büyük bir utanç içindeyiz. Bu meselenin Meclis yönetimi tarafından en hızlı, en sert tedbirlerle ve tüm kamuoyunu tatmin edecek ve tekrarına imkan bırakmayacak şekilde, en sert şekilde kovuşturulması, soruşturulması ve cezalandırılması için Meclis üzerine düşeni yapmalıdır. Bu konuda Meclis’teki kadın çalışan arkadaşlarımızın bir tepkisi ve kadın milletvekillerinin tepkisi var. Bu tepki çok anlaşılır. Anlaşılmaz olan, Meclis’in kapısının önünde polisin bu tepkiye engel olmaya çalışması. Sayın Meclis Başkanımızla daha önce de konuşmuştuk. Meclis çoğu zaman son umut noktasıdır. Ve oraya sesini duyurmaya gelenlere polis engeli kabul edilemez. Elbette Meclis’in güvenliği sağlanır. Hatta biz Çankaya Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin de olumlu yaklaşımıyla, Meclis’in önündeki parkın Demokrasi Parkı’na çevrilmesi, bir serbest kürsü konulması, tepki, protesto, Meclis’e seslenişin yapılması için Sayın Başkana da söylemiştik. ‘Olabilir’ demişti. Halen daha Sayın Başkan, ‘Ya Meclis’e gelinebilir, burada basın açıklaması yapılabilir’ demesine rağmen, bugün iğneyi kendisine batırması gerektiği gün Meclis’in, bir anda karşısındaki kadın milletvekillerine, kadın çalışanlara, kadın örgütlerine karşı polis direnci gösteriliyor. Bu anlaşılabilir değil. Hiçbir yerde böyle kötü yaşanmışlıklar olmamalı, olduğunda en sert şekilde üzerine gidilmeli. Ama Meclis’te bunun bir kişinin aklının ucundan geçmesi, böyle bir şeye yeltenebilecek bir kişinin bu milletin en kıymetli, milli iradenin tecelligahının süzgeçlerinden sıyrılıp bu pisliğin içeri girebilmiş olması kabul edilebilir değil. Ayrıca 10 kişiden bahsediliyor. Ama şu ana kadar bir kişinin görevinden uzaklaştırıldığı söyleniyor. Bu konudaki kamuoyu merakı ve her birimizin tedirginliğini tatmin edecek şeffaf cevapları en kısa sürede bekliyoruz.
"Türkiye’de Kürt sorununun çözülmesi, terörsüz ve demokratik bir Türkiye’ye kavuşmanın umudu içindeyiz"
Özel, TBMM’deki Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’ndaki sürecin sorulması üzerine de şunları söyledi:
Biz, Türkiye’de Kürt sorununun çözülmesi, terörün bitmesi, terörsüz ve demokratik bir Türkiye’ye kavuşmanın umudu içindeyiz. Bu sorunların yegane çözüm yeri olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altı olduğunu ifade etmiştik. Bu konuda kararlı ve tutarlı tavrımız sürüyor. Biz terörün bitmesi için demokratik adımların atılmasının son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda hazırlıklarımızı elbette daha da geliştirerek, somutlaştırarak Meclis komisyonuna ve Meclis’te bulunan - bulunmayan bütün siyasi partilerin, kamuoyunun da bilgisine sunma niyetindeyiz. Yazılacak olan raporun Türkiye’de herkes için daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük ve terörü tamamen ülkenin gündeminden çıkaracak, silahların tamamen bırakıldığı ve bundan sonra Türkiye’nin gündemine bir daha silahlı terörün girmeyeceği tedbirlerin alınması için elimizden geleni yapıyoruz. Arkadaşlarımızın rapor için birkaç gün süre istediklerini sizden duyuyorum. Yani bir son süre olduğunu da bilmiyorum. Arkadaşlarımız kendi çalışma sistematikleri içinde herhalde birkaç güne daha ihtiyaç olduğunu söylemiş. Zaten Cumhuriyet Halk Partisi’nin 29 maddelik önerisi Merkez Yönetim Kurulu’nda son şekli verilip, olgunlaştırılıp yollanmıştı. Yine çalışmanın son halinden haberdar olacağız ve ardından bu konuda Merkez Yönetim Kurulu’nun da onayı ile arkadaşlarımız görüşlerimizi komisyona sunacaklar."
"Her şeye rağmen tüm siyasi partilerle diyalog halindeyiz"
CHP Lideri Özel, genel seçime doğru bir ittifakın gündeme gelip gelmeyeceği konusunda şu değerlendirmeyi yaptı:
Biz siyasetin her şeye hakkı olduğunu, ama milletin seçtiği ya da milletin umut bağladığı siyasi partilerin birbiriyle diyalog kurmamaya hakkı olmadığını, milletin seçtiklerinin, milletin sorunlarını çözsün diye umut bağladıklarının birbirleriyle kavgaya ve kutuplaşmaya hakkı olmadıklarını düşünüyoruz. Maalesef Türkiye’yi kutuplaşmadan medet uman, sürekli birilerini kendisine şeytan olarak belirleyen ve ‘O şeytanın karşısında bana sığının’ diyerek yaptıklarıyla değil de, düşmanı üzerinden kendisini destek talep eden bir iktidar anlayışı var. Bugünlerde de rejim kendisi adına güya şeytan değiştiriyor. Dün şeytanlaştırdıklarına, bugün diyalog imkanı ve ülkenin Ana Muhalefet Partisi’ne, son seçimlerin birinci partisine, ülkenin yüzde 65’ini yerel yönetimlerde yöneten partiye, ekonominin yüzde 85’ine yerel yönetim hizmeti vermekle görevlendirdiği partiye de bir düşman hukuku uygulamaya çalışıyor. Biz her şeye rağmen tüm siyasi partilerle diyalog halindeyiz. Yavuz Başkan’la kendisinin Grup Başkanvekilliği sırasında partilerimiz adına diyaloğun, birlikte çalışmanın en iyi örneklerini vermiştik. Aramızdaki kişisel olarak da çok olumlu bir hukuk var. Anahtar Parti ile CHP arasında da kurumsal olarak iyi bir hukuk oluştu. Bunu memleket yararına, millet yararına sonuna kadar sürdüreceğiz.
"Kişi eğer 30 bin lira altında maaş alıyorsa da kişinin ‘aç’ olduğu bir noktadayız"
Özel, partisinin asgari ücret ve en düşük emekli aylığı teklifinin hatırlatılması üzerine şöyle konuştu:
Bir kere açlık sınırının altında bir asgari ücret ve açlık sınırının altında emekli maaşı alıyor Türkiye’de insanlar. En düşük emekli maaşı 16 bin 800 lira, asgari ücret 22 bin 100 lira ve açlık sınavı 30 bin liraya geldi. Bir kere açlık sınırının altındaki bu rakamlarının, açlık sınırının üzerine çıkarılması gerek, çünkü açlık sınırının altında bir maaş zaten teklif edilemez. Geçtiğimiz enflasyonun ve refah payının da uygulanması lazım. Burada da ortaya çıkan rakam 39 bin lira olarak belirlendi. Ayrıca çok saygın birkaç anket kuruluşunun ‘Sizce hükümet asgari ücreti ne kadar beliler?’ sorusuna cevabın 27 - 28 bin lira ve ‘Sizce ne kadar olmalı?’ sorusuna da cevabın 40 bin lira civarında oluştuğunu görüyoruz. İnsanlar en mütevazi talepleri ile 40 bin liralık bir asgari ücretin ancak kendilerine nefes aldırabileceğini düşünüyorlar. Biz de 39 bin liralık bir asgari ücret talebini dillendirdik. Elimizden geldiğince bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Ayrıca Türkiye’de yoksulluk sınırının da hane başına 97 bin lira olduğunu, yani bir eve 97 bin lira girmiyorsa o evin ‘fakir’, kişi eğer 30 bin lira altında maaş alıyorsa da kişinin ‘aç’ olduğu bir noktadayız. Bunu bütün milletimizin takdirine ve ülkeyi yönetenlerin insafına sunuyorum.
"İstişarelerimiz sürecek"
Ağıralioğlu ise görüşmede Türkiye'nin meselelerini konuştuklarını söyledi.
Memleket sorunlarının parti meselelerinin ötesinde olduğunu vurgulayan Ağıralioğlu, "Memleketin iyi yönetilemediğini, büyük potansiyeliyle doğru yönetilebilirse 850 milyonu besleyebileceğini, doğru yönetilemeyince siyasetin etrafında birikmiş 85 bin kişiye yetemeyeceğini düşünüyoruz. Memleketin iyi yönetilmediğini düşünüyoruz. Memleketi daha iyi, güçlü, daha zengin bir geleceğe taşıyabilmek için, daha adil, demokratik bir ülkeyi kurabilmek için gayret edeceğiz. İstişarelerimiz sürecek" diye konuştu.
Ağıralioğlu, "Bir ittifak gündeme gelir mi?" şeklindeki soruya karşılık, "Bunlar için erken. Terörsüz Türkiye de dahil, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de dahil, ekonomik kriz de dahil memleketin ağırlaşan sorunlarına dair çözüm önerilerinde şuurda bir beraberlik yapacaktır. Biz, müstakil bir iradeyle yürüyeceğiz. Seçmene sonuna kadar sevdiği, seçtiği, arkasında durduğu iradenin, amblemin arkasında durabilme imkanı vereceğiz. Anahtar Parti sonuna kadar müstakil kalacak" yanıtını verdi.
Yorumlar
Kalan Karakter: