Ege Telgraf'tan Mazlum Vesek'in röportaj yaptığı Bornova Meclis Üyesi Cem Arıkan CHP İzmir İl Kongresi ile ilgili açıklamalarda bulundu.
-Sayın Arıkan, öncelikle Bornova CHP İlçe Örgütü’nün kongre sürecini değerlendirmenizi istesek neler söylersiniz?
Bornova’da, üç adaylı kongre sürecimiz Cumhuriyet Halk Partisi’nin değerleri çerçevesinde bir şölen havasında gerçekleşmiştir.
Bu süreçlerde yaşanan tatsızlıklar, seçim heyecanıyla oluşan rekabet atmosferinde gerçekleştiğini biliriz. Sözünü ettiğimiz rekabetlerse layığıyla yapacağımıza inandığımız görevlere talip olmaktan öte değildir, olamaz da.
Sonuç olarak Bornova’da da göreve talip olan arkadaşlarımızla gerçekleşen kongre sonucunda üç aday da birbirine yakın oy almışlardır. Ancak sonuç olarak salondan bir isim başkan olarak çıkacaktı. O ismi de delegelerimiz, daha önce de aynı görevde bulunmuş olan Ertürk Çapın olarak belirlemiştir. CHP ve Bornova için canla başla çalışacaklarına eminim. Hepimiz için hayırlı olsun.
-Tabii, siz başka ilçeleri de takip ettiniz. Genel bir değerlendirme yapacak olursanız, seçilen ilçe başkanlarının İzmir’de CHP’ye neler katacağını düşünüyorsunuz?
Cumhuriyet Halk Partisi mücadelelerle dolu bir tarihe sahip, Türkiye’nin en köklü partisidir. Bu nedenle siyasi bilinci ve sorumluluğu yüksek kadroları da içinde barındırır. Sorgulayan, araştıran, yüzü geleceğe dönük, gericiliğin karanlıklarından ülkemizi uzak tutmaya çalışan partililerimiz kongre süreçlerinde bu zorlu görevlere talip olurlar ve mahallelerden genel merkeze giden kongreler süreci yaşanır.
Şimdi de bu süreçleri yaşıyoruz. İlçe kongreleri sürecinde pırıl pırıl kadrolar bayrakları devraldılar. Bu söylemi bir partilinin söylemesi gerekenler olarak algılamayın. CHP olarak hep vurgu yaptığımız “Genç” ve “Kadın” ilçe başkanlarımızın ve yöneticilerimizin sayısında ciddi bir artış var. Bunun yanında deneyimli kadrolarımızla da harmanlanarak ilçe kongreleri sürecini geride bıraktığımızı düşünüyorum.
Bir yıl sonra tekrar bir değerlendirme yaptığımızda ne demek istediğimi daha açık anlatma imkanı bulacağımıza eminim.

-İlçe seçimleri bitti ve 8 Şubat’ta il kongresi gerçekleşecek. Ortaya çıkan delegasyon toplamı nasıl bir dengeyi ifade ediyor?
Biraz önce de belirttiğim gibi CHP kadroları siyasi sorumluluğu yüksek bir kitle. İl delegesi olan arkadaşlarımızın ülkemizin içinde bulunduğu durumun analizini de yaparak büyük bir sorumlulukla seçim tercihlerini yapacaklarından en ufak bir şüpheniz olmasın.
Benim gibi bir çok partilinin gönlünden yönetim ve kurultay delegelerinin belirlenmesinin çarşaf listeyle yapılması geçiyor. Böylece parti tabanının vicdanı dikkate alınarak, daha nitelikli tercihler yapılmasının önünü açılacaktır, diye düşünüyorum.
-Mevcut il başkanınız Deniz Yücel, yeniden aday. Bunun dışında kongre günü salonda nasıl bir yarış olacağını düşünüyorsunuz?
Şu anda Sayın Yücel dışında bir aday ortaya çıkmadı. Ancak sandığa tek adayla mı gidilir bilmiyorum. Daha doğrusu “sandığa tek adayla mı gidilmeliydi?” Sanırım bir yıl sonra yapacağımız değerlendirmelerde bunu da masaya yatırabiliriz.
-“Genel başkanın adayı” ifadesine katılıyor musunuz?
Özellikle Adalet Yürüyüşünden bugüne kadar Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ve beraber çalıştığı kadroları ülkemizin hapsedilmek istendiği tek adam rejimine karşı kararlı ve etkili bir mücadele veriyorlar. Gerek 2018 Haziran’ında yapılan genel seçimler gerekse 2019’da Mart ve Haziran’da yapılan yerel seçimlerde de bu mücadelenin ciddi yol kat ettiği görülmüştür. İktidarın her türlü kıskacına rağmen muhalefetin bütün unsurlarıyla TBMM’de temsil edilmesi bu mücadelenin sonucudur. Son olarak da yerel seçimler sürecinde her türlü keyfi uygulamaya rağmen birçok belediyenin AKP’den alınması yine muhalefetin Sayın Kılıçdaroğlu önderliğinde hareket etmesiyle mümkün olmuştur.
Artık yurttaşlarımız dayatılan sistemi reddetmektedir. Bizlere düşen de bu noktada CHP Genel Merkez kadrolarının Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde verdiği mücadeleye omuz vermektir. Görülmüştür ki Türkiye’deki demokrasi mücadelesinin ana dinamiği Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Ve bu mücadeleyle, egemen güçler tarafından oluşturulmak istenen kuşatmanın kırılmasına çok az kalmıştır.
Sürecin en can alıcı noktasında Sayın Kılıçdaroğlu’nun kendisiyle uyumlu çalışabilecek kadrolara ihtiyacı da her zamankinden fazladır. Bu nedenle parti tabanımız Genel Başkan’ımızın çalışmak istediği kadroları seçme konusunda daha ılımlı bir yaklaşım sergilemekten geri durmayacaktır, diye düşünüyorum.
-Türkiye, sürekli seçim yaşanılan bir ülke. Bunu bir olumsuzluk olarak söylemiyorum; ancak her siyasi partinin bu duruma hazır bir teşkilat yapısına ihtiyacı olduğu durumunu dayatıyor. Bu gerçeğe karşılık CHP’nin örgüt yapısının seçimler için antrenmanlı olduğunu düşünüyor musunuz?
Konuşmamızın başında da belirttiğim gibi Cumhuriyet Halk Partisi kadroları siyasi bilinci ve sorumluluğu yüksek kadrolardır. Son yerel seçimlerde, özellikle İstanbul’da yaşanan süreçte de bu sorumluluk kendisini göstermiştir. Partili yoldaşlarımız, kazandıkları seçimin hukuksuz kararlarla tekrarlatılmasına rağmen yılmadan, tükenmeden mücadele etmişlerdir. Haziran seçimlerinde alınan sonuçlar bütün Türkiye için umudun tekrar coşkulu bir şekilde hissedilmesine neden olmuştur.
Gerçekleşmesi muhtemel erken seçim veya seçimlerde de aynı kararlılık ve dinamizmin örgütümüze hakim olacağını biliyorum.
–CHP’de söylem seçkini olan herkes, partinizin iktidara yakın olduğunu söylüyor. Sizin değerlendirmeniz nedir?
Ülkemizin içinde olduğu durum ortada. Hantallaşan bir iktidar, ülkenin ve dünyanın gerçekliğinden kopuk bir yönetim anlayışı, kontrol edilemeyen bir ekonomik tablo… Mızrak, artık çuvala sığmıyor. “Kanal” gibi ayağı yere basmayan projelerle gündem işgal edilerek gerçekler gizlenmeye çalışıyor.
Bu basiretsiz yönetim anlayışı ülkenin ihtiyacı olan çözüm içerikli siyasi kararları gündeme getirmekten bile aciz olmanın yanı sıra Türkiye’nin tek çıkar yolu olan demokrasi ekseninden de hızla uzaklaşmaktadır. Bu uzaklaşma yönetimde söz sahibi olduğu günlerin de sonunu getirmektedir.
Yaşamak zorunda bırakıldığımız böylesi bir çaresizlik girdabından bizleri kurtaracak kadrolar CHP’nin asli unsurlarıdır. Her karanlığın aydınlanmasında elini taşın altına koymaktan çekinmeyen bu kadrolar ülkemizin doğusundan batısına ihtiyaç duyulan demokrasi ortamını sağlayarak içine sokulduğumuz açmazlardan el birliği ile çıkmamızın önünü açacaktır.
İktidara yakın olmak bir yana Türkiye’nin yarınları için iktidarda olmamızın tarihsel bir zorunluluk olduğunu düşünüyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: