'Avukatsız Bırakmayacağız'

Açlık grevinde 188 günü geride bırakan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın avukatlarına İstanbul merkezli bir soruşturma kapsamında operasyon düzenlendi. Halkın Hukuk Bürosu’na bağlı avukatların ofisinde ve evlerinde arama yapan polis 10 avukatı gözaltına aldı.

GerçekGündem'in aktardığıan göre, Gülmen ve Özakça’nın ilk kez hakim karşısına çıkacağı 14 Eylül’den iki gün önce yapılan operasyona Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) tepki gösterdi. “Ne Nuriye ve Semih’i hapishanelere kapatmak ne de avukatlarını gözaltına almak yetmeyecek” ifadelerine yer verilen açıklamada, “Nuriye ve Semih’i avukatsız bırakmayacağız” denildi.

Özgürlükçü Hukukçular PLatformu tarafından yapılan açıklamada da üyelere çağrı yapıldı, “Tüm meslektaşlarımızı 14 Eylül’de Nuriye, Semih ve Halkın Hukuk Bürosu avukatları ile dayanışmaya davet ediyoruz” denildi.

SOSYAL MEDYADA GÜNDEMDE

İki eğitimcinin avukatlarının duruşmadan iki gün önce yapılan operasyonla gözaltına alınması sosyal medyada gündem oldu. ‘Nuriye ve Semih’in avukatıyım’ başlığı altında kısa sürede binlerce tweet atıldı. Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “Türkiye’nin bütün avukatları birleşin! #NuriyeVeSemihinAvukatıyım demek için” mesajı paylaştı.

 HDP’DEN TEPKİ

HDP Batman Milletvekili ve Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu MYK Üyesi ve Ayşe Acar Başaran konuyla ilgili bir açıklamada bulundu. Başaran, gazetecilere hitap ettiği metninde şöyle konuştu: “Değerli Basın Emekçileri, Türkiye’de rutin hale gelen sabaha kaşı operasyonların bir yenisinde, 14 Eylül duruşmasında Nuriye ve Semih’i savunacak Halkın Hukuk Bürosu avukatları hedef alınmıştır. İstanbul ve Ankara’da bulunan avukatların evleri basılmış, 17 avukat hakkında gözaltı kararı verilmiş, şu ana kadar 10 avukat gözaltına alınmıştır.

Nuriye ve Semih’in açlıklarından ve haklılıklarından korkan muktedirler, onların seslerinin dahi duyulmasını engellemeye, savunma haklarını gasp etmeye çalışmaktadır. Savunma hakkının bile ellerinden alınmış olması, adil bir yargılamanın değil, rehin almanın göstergesidir.

Bugün yargıyı Saray’ın denetimine sunanlar, savunma hakkını da gasp ederek yargı sistemini tamamıyla bağımlı ve taraflı hale getirmektedirler. İktidarın, 12 Eylül 1980 darbesinin 37nci yıldönümünde, o günkü darbecilerin yaptığı uygulamaları bugün tekrarlaması elbette bizleri şaşırtmıyor.

Hem avukatlarla hem de direnenlerle yan yana olmaya devam edeceğimizi bir kez daha belirtiyoruz. Tüm demokratik ve duyarlı kamuoyunu, avukatları başta olmak üzere Nuriye ve Semih nezdinde direnenlerle dayanışmaya çağırıyoruz."