Birgün'de yer alan habere göre İstanbul Fatih’te bulunan en değerli kültürel miraslardan biri olan Ayasofya’da restorasyon çalışmaları sırasında ortaya çıkan görüntüler büyük tepki çekti. Bin 500 yıllık tarihi mirasın içinde yüksek tonajlı kamyonların kullanıldığı, zemin üzerinde ağır araçlarla çalışma yapıldığı görüldü.
Yapının İmparator Kapısı olarak bilinen girişindeki vinç görüntüleri tarihi mirasa zarar verebilecek ihmalin bir belgesi olarak yorumlandı. Binanın içine kamyonların ikinci etap çalışmaları sırasında sokulduğu ve bu ihaleyi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın imam hatipten arkadaşının Hasan Gürsoy'un şirketi Güryapı Restorasyon Taahhüt ve Ticaret A.Ş.'nin aldığı öğrenildi.
"HİLTİYLE DELİNMİŞ OLABİLİR"
Çalışmalar sırasında bu makinelerin hareket edebilmesi için çelikten yüzer zemin inşa edildi. Ancak orijinal zeminin hiltiyle delinerek üzerine yükseltilmiş döşeme uygulaması yapıldığı bunun da zemine geri döndürülemez zararlar verebileceği iddia edildi. Altında pek çok sarnıç bulunan tarihi yapının, ağırlığı 20-30 tonu bulan araçlar nedeniyle zarar görebileceği belirtildi.
"MALİYETTEN KAÇINMAK İÇİN"
Uzmanlar, Ayasofya’nın 1985 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer aldığını hatırlatarak tüm müdahalelerin uluslararası koruma ilkeleri doğrultusunda yürütülmesi gerektiği konusunda uyarıda bulundu.
Vinçle iskelenin kurulmasını eleştiren uzmanlar "Bu çalışma elle iskele kurularak yapılmalıydı. Bu durum maliyeti artırdığı için ağır tonajlı iş makineleri ile süreç hızlandırılmıştır. Bu da evrensel restorasyon ilkelerine aykırıdır" dedi.
"EVRENSEL İLKELER İHLAL EDİLİYOR"
Tarihsel Çevre ve Yapı Korumacıları Derneği, Ayasofya’daki restorasyon çalışmaları sırasında iç mekâna 20–30 tonluk vinç kamyonlarının alındığı görüntülerin ortaya çıkması üzerine yaptığı açıklamada ağır tonajlı araçların yapıya verebileceği zararlara dikkat çekti. Dernek yetkilileri, bu büyüklükte bir aracın yaratacağı kütlesel yük ve titreşimlerin, Ayasofya’nın zemin yapısı ve alt katmanları açısından ciddi risk oluşturduğunu belirterek, UNESCO ve ICOMOS ilkelerinin ağır makinelerin anıtsal yapıların içine alınmasını açıkça sakıncalı gördüğünü hatırlattı.
Kamuoyuna açıklanan herhangi bir teknik rapor olmaksızın yapılan bu tür uygulamaların, ileride başka projelerde ‘emsal’ olarak tekrarlanma ihtimali bulunduğuna dikkat çeken uzmanlar, bu durumun çok daha büyük ölçekli ve geri dönüşü olmayan zarar riskini de beraberinde getirdiğini vurguladı.
Dernek, aracın iç mekâna alınmasına ilişkin zemin güvenliği değerlendirmeleri, yük taşıma analizleri ve mühendislik raporlarının kamuoyuyla şeffaf biçimde paylaşılması gerektiğinin de altını çizdi.
***
HERŞEY KONTROL ALTINDAYMIŞ !
Vakıflar Genel Müdürlüğü ise kamuoyunda oluşan tepkiler sonucunda yaptığı açıklamada, sürecin bilimsel raporlar ve koruma kararları doğrultusunda yürütüldüğünü belirtti. Açıklamada kamyonların gelişi güzel veya tarihi zemine zarar verecek bir biçimde içeri alınmadığı; aksine yaklaşık bir yıl süren hazırlık çalışmaları sonunda oluşturulan özel platform üzerinden kontrollü bir şekilde hareket ettiği vurgulandı. Ayrıca çalışmalar kapsamında olası tüm sabit ve hareketli yüklerin statik hesapları, zemin sınıfı testleri, zemin yükleme testleri ve georadar taramalarının yapıldığı belirtildi.
Ayasofya Bilim Kurulu'ndan da bir açıklama geldi. Açıklamada şöyle denildi: "43,5 metre yüksekliğinde dört ana kolonun ibadeti engellemeyecek biçimde cami içine yerleştirildiği, bu kolonları ve sistemi taşıyacak iş makinelerinin yalnızca özel izinle ve sınırlı bir güzergâh üzerinden kullanıldığı açıklandı. Tarihi zeminin korunması amacıyla yaklaşık bir yıl süren hazırlık çalışmaları sonunda çok katmanlı geçici döşeme sistemi inşa edildi. Zemin, metrekare başına 30 ton taşıma kapasitesiyle tasarlanırken, kullanılacak en büyük aracın ağırlığının zemine düşen kısmı yalnızca 6 ton oldu. İş makinelerinin geçeceği alanlarda çok katmanlı zemin sistemi kurularak yük dağılımı ve mermerlerin korunması sağlandı."
BAKANLIK YALANLADI
Kültür ve Turizm Bakanlığı, konuyla ilgili yaptığı açıklamada çalışmaların bilimsel raporlar ve Koruma Kurulu kararları doğrultusunda yürütüldüğünü belirtti. Bakanlığın açıklamasında restorasyon sürecinin özel platformlar ve çok katmanlı koruma sistemleri ile ilerlediği, tarihi yapıya herhangi bir zarar verilmeden uygulamaların sürdürüldüğü ifade edildi. Ayrıca kullanılan teknolojinin, 15 asırlık yapının korunması için uluslararası standartlara uygun olduğu vurgulandı. Yetkililer, çalışmaların tarihi mirası gelecek nesillere sağlam biçimde aktarma hedefiyle planlandığını belirtti. Tadilata ilişkin güncel fotoğraflar ve detaylı teknik bilgilere, paylaşılan dosyalardaki bültenden erişilebileceği aktarıldı.
Yorumlar
Kalan Karakter: