

Eminim ki bundan önce iki
yazımda siz sevgili okuyucularım, neyi ve kimi anlatmaya çalıştığımı
anlamıştır. Zaten, gerek aldığım e-mailler, gerek telefonlar gerekse de yüz
yüze konuştuğumuzda yazdıklarımdan çok memnun olduklarını, duyduğum
rahatsızlığın aynısını kendilerinin de duyduğunu tarafıma anlatıp, dile
getirdiğim şeyleri daha sert bir üslup ile yazmamı söylüyorlar.
Sevgili okurlarım bu
günlerde Mevlana’yı okumaya başladım. Mesnevi’den hikayeleri okurken özellikle
biri dikkatimi çekti. Ayıdan dost olmaz isimli bu hikayeyi sisinle paylaşmak
isterim.
Hikaye aynen şöyle;
Ormanda bir ayıya bir boğa
yılanı dadanmıştı. Yılan tümüyle ayının beline sarılmış onu rahatsız edip
sıkıştırıyor. Bu acıya dayanamayan ayı
can haliyle bağırıyor, yardım istiyor, çırpınıyor. Ama çabası nafile. İşte bu
sırada oradan geçmekte olan bir adam ayının bağırışını duyarak olay yerine
gelir. Ve durumu görüp ayıya yardım için kılıcını çekerek yılanı öldürür. Yılanın
ölmesi ile kurtulan ve rahat nefes alan ayı kendisine iyilik yapan ve hayatını
kurtaran adamın peşine takılır, “Sen
benim hayatımı kurtardın. Seninle dost olmak ve hizmetine girmek istiyorum” diye
ricada bulunur. Adam ilk etapta istemez ama ayının ısrarı karşısında kabul eder
ve onunla gelmesine izin verir.
Zamanla ayı bir daha adamın evinin eşiğinden ayrılmaz hale gelir. Bu durum
üzerine komşuları adamı uyarır; “Ey
komşu ayıdan dost olmaz. Başına bir bela geleceğinden endişe ediyoruz. Kov
gitsin bu ayıyı. Unutma ahmak dosttansa akıllı düşmanın olsun.”
Fakat adam artık ayının
bağlılığını görerek farklı düşünmeye başlamıştır. Bu yüzden, ‘beni kıskanıyorlar. Onun gibi güçlü bir
yandaşım olduğu için çekemiyorlar’ diye düşünür ve uyarıları dikkate almaz.
Günlerden bir gün adam yanında ayı ile birlikte ormana odun kesmeye gider. Adam
hayli çalışıp ağaçları kesip, odununu istifledikten sonra epey yorulmuştur. Soluklanmak
üzere bir ağacın gölgesinde uzanır. Ayıda yanı başına çöker. Biraz sonra bir
sinek gelip uyuyan adamın yüzüne konar. Ayı efendisine iyilik olsun diyerek
sineği kovmaya çalışır. Ayının her kovmasının ardından sinek yeniden adamın
yüzüne konar. Bu durum ayıyı çileden çıkarır. Sineği öldürmekten başka çare
olmadığını düşünen ayı, bulduğu iri yassı bir taşı kapıp gelir ve sineğin
konmasını bekler. Sinek adamın yüzüne konar konmaz da taşı olanca gücüyle
adamın yüzüne indirir. Adam oracıkta sinek ile beraber ölür. Komşularının
sözünü dinlememenin cezasını canıyla öder.
Benim iki yazım da komşuların adamı
uyarması misali dostluğumuzun gereği uyarı yazılarıydı. Ne diyeyim… Ben dostluğumu
son kez bu hikayeye anlatmaya çalıştım. İnşallah taşı kafasına yemeden
anlarlar!...
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: