Başbakan Yıldırım: Komşuluğa Yakışanı Yapın

 

Başbakan Binali Yıldırım, başta anayasa değişikliği olmak üzere, 8 darbeci askerin iade edilmemesi ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve kuvvet komutanlarının Kardak ziyaretiyle gerilen Türk-Yunan ilişkilerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Yıldırım, AK Parti Genel Merkezi'nde, gazetelerin Ankara temsilcilerinin gündemdeki konularla ilgili sorularını cevapladı.

Yunan Savunma Bakanı, Kardak üzerinden gezerek çelenk attı. Yunanistan sanki bilerek gerginliği tırmandırıyor. Yunanistan ile ilişkilerde bir gelişme bekleyelim mi?

Coğrafya kaderdir, komşumuzu seçemiyoruz. Mevcut olanla da geçinmesini, yaşamasını başarmamız lazım. Türkiye, Yunanistan ile ilişkilerini bozacak hiçbir davranış içerisinde değil. Zaman zaman karşı taraftan gelen aşırı abartılara, tahriklere de gülümseyerek cevap veriyoruz. Bunu yanlış okumamaları lazım. Özellikle son zamanlarda darbecilerin iade edilmemesi meselesi bizim açımızdan bir hayal kırıklığıdır. Ben bu konuda sayın Aleksis Çipras'a da bir mektup gönderdim. Bu kararın bir kez daha hukuk içerisinde gözden geçirilmesi ve bunların iadesi yönünde bir sonuç beklentimizi ifade ettim. Komşuluğa yakışan da budur.

Ortak Geleceğe Yoğunlaşalım

Diğer komşularımız böyle yaptılar. Yani Yunanistan'dan da beklentimiz budur. Mektubu yeni gönderdim. Henüz cevap gelmedi. Savunma Bakanı'nın gidip oralarda, kayalıklarda poz vermesinin bizim açımızdan hiçbir anlamı yok. Ege'deki 130 tane irili ufaklı kaya parçası var, bunların kimliği bile yok, kime ait olduğu belli değil. Eskiden beri de böyle. Ege ile ilgili sorunun başlangıcı yeni de değil, çok köklü bir geçmişi var. Ama biz sorunları sürekli ön plana çıkarıp, bunun üzerinde yapıcı bir komşuluk ilişkisi inşa edemeyiz. Sorunları değil, ortak geleceği, ortak menfaatleri konuşmamız lazım, bunlara yoğunlaşmamız lazım. Ama, hasmane tutum kimden gelirse gelsin Türkiye'nin verecek cevabı her zaman vardır.

ABD'den 3 Beklenti

ABD ile ilişkilerde yeni dönem nasıl bir seyir izleyecek?

ABD'nin yeni yönetimi daha işin başında. Biz ön yargılı bir düşünce içerisinde değiliz ama yeni yönetimden üç beklentimiz var. Birincisi 15 Temmuz alçak darbe girişiminin başı, sorumlusu, terörist başını iade etmeleri. Bu konuda karşılıklı ahitlere sadakat göstermeleri, bunu bekliyoruz. Bu konuda gereken dosyalar, bilgiler, belgeler her şey verildi, her söz söylendi. Yeni yönetimin bundan sonraki adımları atması lazım. Çünkü bu mesele ortada olduğu müddetçe Türkiye Cumhuriyeti kamuoyunda, vatandaşların ABD yönetimi hakkındaki algısını düzeltmemiz mümkün değil.

Teröristlerle İş Tutmaktan Vazgeçmeli

İkincisi, Ortadoğu'da özellikle Suriye'de DEAŞ'ın yok edilmesi ve diğer terör örgütleri ile mücadele konusunda geçmiş yönetimin yanlışlarının düzeltilmesidir. Nedir bu yanlışlar? PKK'nın isim değiştirmiş, devamı niteliğindeki PYD/YPG ve şimdi de SDG mi nedir? Hepsi aynı. Maalesef zırhlı araç da verdiler. ABD yönetiminin bunlarla iş tutmaktan vazgeçmesi lazım. Çünkü bunlar terör örgütü.

Somut Adımlar Atmaları Gerekiyor

Üçüncü olarak, maalesef Türk toplumunda ABD algısı bugün iyi bir düzeyde değil. Toplumsal algı bu iki olaydan dolayı ABD'ye karşı çok itibar kaybetti. ABD'nin yeni yönetiminin Türkiye'deki ABD algısını düzeltme yönünde bazı somut adımlar atması gerekiyor.

Amerika algısının düzeltilmesinde başka şeyler yok mu?

Bunlar öncelikli olarak ele alınınca büyük ölçüde bir müspet gelişme yaşanır. Daha sonra da karşılıklı yatırımlarla, ticaretle diğer faaliyetlerde de desteklenir.

Bir işaret alabildiniz mi bu bahsettiğin 3 konuda ne yapacakları konusunda...

Arkadaşlarımızı yeni yönetimin ekibiyle çalışmalarını sürdürüyorlar. Karamsar olmayı gerektirecek bir şey yok. Bu konularda ilk tebrik görüşmelerimizde de konuya olumlu yaklaşılacağı yönünde işaretler aldık.

9 ya da 16 Nisanda

Referandum için takvim nasıl gözüküyor acaba?

9 ya da 16 Nisan'da yapılacak.

Genel bir değerlendirme yaparsak referanduma nasıl gidiyoruz?

Halkoylamasına gidişimizde herhangi bir sıkıntı yok. Biz hiçbir zaman vatandaşa giderken endişe yaşamadık, uzun dönemdir de yaşamıyoruz. Her ne kadar 'hayır'cılar korku tünelini gösteriyorsa da aydınlık her zaman halkın önüne gitmekte geliyor. Bugüne kadar hep aydınlığı, geleceği inşa eden vatandaş oldu. O yüzden biz çok rahatız. Çünkü yaptığımız iş ülkenin geleceği için, milletin selameti için yapılmış bir iştir ve milletin vekilleri Meclis'te bu işi yaparken her şeyi söylediler. Konuşulmayan bir şey kalmadı. Bütün bunlar ortadayken sanki biz dayatma yapıyormuşuz… Meclis'i, komisyonları saymıyor musun? MHP ile oturduk haftalarca çalıştık. Hatta o süreçte sayın anamuhalefet partisi genel başkanına dedim ki 'tamam bu sisteme karşısınız, kendi sisteminizi de getirin beraber oylayalım. 367'yi de geçse bile götürelim.' Olumlu olumsuz bir cevap vermedi, bunu olumsuz anladım ben.

Kendisi de İnanmıyor

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun tavrını eleştiren Yıldırım, şunları söyledi:

“Yani bütün bu işler ortadayken kalkıp şimdi bu değişiklik hakkında ipe sapa gelmeyen, gerçeklerle bağdaşmayan şeyler söylüyor. Aslında söylediklerine kendisinin de inandığını zannetmiyorum. Ama herhalde böyle bir duruş sergilemesi gerekiyor. Aksi halde yapılan değişikliğin mevcudun gerisinde kaldığı gibi iddialarda bulunuyor. Öyle bir şey yok. Bu değişiklik, milletin doğrudan güvenoyu verdiği ve hükümeti sandıkta kurduğu bir değişikliktir. Millet diyor ki: 'ayak oyunları olmasın; Ankara oyunlarından uzak, ben ne dediysem o olsun.' Asıl bu değişikliğin sorumlusu, müsebbibi CHP'dir. 'Üniter yapı değişiyor, şu oluyor, bu oluyor...' sözleri tam bir safsata. Aslında üniter yapı ile ilgili, ilk 4 madde ile ilgili Kılıçdaroğlu'nun kendi beyanları var. Değişebilir falan diye... Türkiye ülkesi, milletiyle bölünmez bir bütündür.