BASİRETSİZ SİYASET

Son zamanlarda siyasette çok sık duyulan tanımlardan biri
olarak karşımıza “Basiretsiz Siyaset”
kavramı çıkıyor. Özellikle CHP’de son 2-3 ayda yaşanan olaylar sonrası
kulislerde bu tanım tekrar yer bulmaya başladı. Öncelikle tanımlamanın vurgu
kelimesinin anlamını açıklamak lazım. Türk Dil Kurumu Büyük Sözlüğü’ne göre “Basiretsiz” kelimesinin anlamı; “Gerçekleri görebilmekten uzak, ileri ve
uzak görüşlü olmayan, sağgörüsüz” olarak yer alıyor.



CHP’de son 3-4 aydır Buca ile başlayan ve ardından, Balçova,
Çiğli ve Aliağa ile doruğa çıkan siyasi kriz maalesef doğru yönetilemiyor.
Buca’da yaşanan ve yönetimin düşürülmesi ile devam eden partiye zarar veren
karşılıklı açıklamalar ile doruk yapan krizden ders alması gereken Ali Engin
Başkanlığındaki İl Yönetimi maalesef hatalara devam ediyor. Öyle ki yaşanan her
yeni kriz bir önekini daha da derin sorunlar oluşturuyor. İl Yönetiminin sorun
çözmek yerine Balçova ve Aliağa’da bu krizlere taraf olması mevcut yönetim ve
başkanların muhalifleri ile yakın temas kurması çözümsüzlüğü ve ayrışmayı
körüklüyor. Hele ki bu krizin en sert yaşandığı Aliağa’da çözüm için çabalamak
yerine imza toplamak için seferber olan Belediye Meclis Üyesi ve aynı zamanda
Belediye Başkan Aday Adaylığını defalarca deklere eden Barış Eroğlu ile
görüşmesi hatta baş başa fotoğraflar vermesi bu fotoğrafların ise Eroğlu
tarafından aday adaylığı açıklamasında kullanılmasının tesadüf olmadığını
düşünüyorum. Hadi bu ismin muhalif
olduğu bu hareketlerin krizi daha da derinleştireceğini Sayın Engin yoğun
programı ve çalışmaları nedeniyle(!) hesaplayamadı, yönetimde de kimse akıl
edip söylemedi mi? Aliağa ile ilgili Engin’e yakın genç bir yöneticinin
kullandığı cümleleri dile getirmek bile istemiyorum. Bir yönetici, kendi
partisini ve yöneticilerini bu kadar mı aşağılar, bu kadar mı belden aşağı
vurarak ahlak sınırlarını aşan kelimeler kullanır?  Ayıptır, günahtır. Unutmayın ki namus kavramı siyasette çok hassas terazidir. İnsanları
orada tartmaya başlarsanız bir gün sizi de orada tartarlar.



Çiğli Fiyaskosu

Hele Çiğli ayrı bir muamma. Yaşanan sorunlar ve yönetim ile
ilgili yönetimde bir heyet oluşturuldu. Basın
ve Halkla İlişkilerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Osman Peri Başkanlığında İl
Yöneticileri Nahide Atalay, Dilek Bilgin ve Ceyhan Kayhan’dan oluşan bu
komisyonun görevleri basına sızdırılınca bu kez heyetin Sadece sorun dinlemek
için oraya gideceği ve bir nevi “Akil
Heyet” tavrı ile hareket edeceği dillendirildi. Yani kısacası bir CHP
klasiği daha diyeceğim. CHP’deki bu kapalı toplantıların bitiminden 3 dakika
sonra basın yayın organlarında yer alması geleneği acaba ne zaman sona erecek?
Cidden çok merak ediyorum.

Netice de var olan gerçek CHP İzmir’de iyi bir kriz yönetimi
anlayışı yok. Partide yaşanan krizler ileriki günlerde daha da derinleşebilir.
CHP’nin İzmir’deki en önemli şansı karşısında en az kendi kadar iyi
yönetilmeyen ve dışarıya yansıdığından çok daha büyük bir iç savaş yaşayan AKP
olmasıdır. Bu devir ne kadar sürer bilinmez. Ama acilen akıllı müdahaleler ile
sorun çözülmeli aksi takdirde kayıp büyük olur.



GönderMe1: CHP
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu’nun 3 günlük İzmir
ziyaretinin ardından bilgi akmaya devam ediyor. İddiaya göre, bu ziyaret sırasında
Bayan Kılıçdaroğlu’ndan ayrılmayan 3 isimden biri olan ve İl Başkanı Ali
Engin’e çok yakın isimler arasında yer alan İl Yöneticisi’nin gittiği her yerde
Karşıyaka ile ilgili olarak ısrarla mevcut Belediye Başkanı Cevat Durak’ı
suçlayıp il Başkanı Ali Engin’i övmesi artık o raddeye gelmiş ki yanındakiler “Yeter artık her şeyde de Cevat Durak’ı
suçlama” diye ikaz etmişler. Karşıyaka’da ise bu nedenle saç saça baş başa
kavganın eşiğinden dönülmüş.



GönderMe2:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Sözleşmeli
personele kadro vereceğiz” sözünün ardından Karabağlar Belediye’sine ciddi
sayıda sözleşmeli personel alındı. Hatta bu iş o kadar zıvanadan çıktı ki uzman kadrosu (!) denilerek adeta “Sen, ben, bizim oğlan” mantığı ile
isimler alınmaya başlandı. Hatta iddiaya göre arada bazı meclis üyelerinin
karşı duruşu nedeniyle sırada bekleyen başka isimlerin alımı da ileriki günlere
ötelenmiş. Hayırlı işler olsun diyorum.



GönderMe3: Karabağlar
Belediyesi’nde Başkan Yardımcıları o kadar meşgul ki birimler tek tek Özel Kalem
Müdürlüğü’nün emrine girmeye başladı. Hangi can alıcı birimlerin bu makama
bağlandığını bilseniz aklınız şaşar. Makamın adı yakında “Özel Kalem” den çıkarak “Başkan
Yardımcılığı” olursa şaşırmayın.



GönderMe4:
Karabağlar Belediyesi’nde çalışan ve her fırsatta “Başkanın ahde vefası” olarak gösterilen bazı isimlerin ne iş
yaptığı ciddi merak etmeye başladım. Bu isimlerin Karabağlar’da işleri yok
sanırsam ki mesai dahilinde makam araçları ile başka ilçelerde gezip adaylık
kulisleri yaptıkları iddiaları da bu arada sıkça kulislerde dolaşmaya başladı. Madem Karabağlar için çalışmaktan önemli
o işler o zaman görevde ne işiniz var ?



GönderMe5: Bunların
dışında yenilenen ve yapılan park ve bahçelere alınan oyun grupları ile ilgili
iddia var. Buralara alınacak oyun gruplarının özellikle bir firmadan alınması
için çalışıldığı hatta AKP Karabağlar’da yaşanan görev değişiminin
nedenlerinden birinin de bu olduğu ileri sürülüyor. İddiayı ortaya atanların
firmanın direk AKP İl Başkanı Ömer Cihat Akay ile bağını öne sürmeleri cidden
düşündürücü.



GönderMe6: Söz
konusu iddialar ile ilgili dedikodu ve altı boş diyenler olacaktır ama merak
etmeyin atıp tutanların alnına yapıştırılacak belgeler de mevcut. Bu iddilardan daha da
vahimi Karabağlar’ın kara kutusu diye bilinen kişinin yakında başta , Fen
İşleri, sözleşmeli personel alımı, spor kulübü ve çevresinde yaşananlar ile
ilgili bombalar patlatacağı konuşuluyor. Ben yakından takipteyim, tavsiyem sizde takip edin.