“Krizler fırsata dönüşebilir”
Soyer, bakanlık tarafından yapılan açıklamaların güven vermediğinin altını çizerek, “Geminin tehlikeli atıklarını çıkaran firmayı gezip neyi göreceğiz. Söz konusu geminin Hindistan tarafından bile kabul edilmemiş olmasını onur kırıcı. Gemi boyutu güven vermeyen şaibeli ve kafa karıştıran bir açıklama. Aliağa’da 40 yıldır devam eden gemi söküm işletmeleri var, ÇED’ten muafiyet almışlar. Binlerce tonluk gemilerin söküldüğü bu yerlerin ÇED raporundan muaf. Krizler fırsata dönüşür, bizim mücadelemiz Aliağa ile ilgili yeni düzenlemenin önünü açacak” dedi.
“Mücadeleyi uluslararasılaştıracağız”
‘Çevreyi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanlığından korumak çok üzücü’ Diyerek sözlerine başlayan Soyer şunları söyledi:
“Bakanlığı çevre duyarlığına, kentin doğasına sahip çıkmaya davet ediyoruz. Biz elimizden gediğince İzmirli’nin rahatlıkla göreceği, içine sindireceği bir süreç izlemesini istiyoruz. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Ben bu şehrin bir vatandaşı olarak kişisel dava açmayı düşünüyorum. İzmir sahipsiz değil. Hep beraber İzmir’i korumaya, sahip çıkmaya davet ediyoruz. Biz elimizden ne geliyorsa yapmaya deva edeceğiz. Bu mücadeleyi mümkün olduğunda uluslararasılaştıracağız. Çünkü bu sadece İzmir’in sadece bölgenin sadece Türkiye’nin sorunu değil, bu tüm Türkiye’nin sorunu. İzmir’de bu yangını taşıtan tüm STK tüm dernek tüm vatandaşları bu mücadelenin parçası olmaya davet diyoruz. Bu farkındalığı ne kadar büyütürsek o kadar iyi bir iş yapmış oluruz.”
Akdemir, “Telafisi mümkün olmayan zararlar verecek”
TMMOB İKK Sekreteri Aykut Akdemir, 1963 -2000 yılları arasında Fransız Donanmasında sonra Brezilya Donanmasında kullanıldıktan sonra hurdaya ayrılan Uçak gemisi Sao Paulo’nun, 2007'de sökülen CLEMENCEAU adlı geminin ikizi olan geminin İMO NO: MMSI 710442000 PWSP kaydının bulunduğunu aktararak, “Yapım yılı da göz önünde bulundurulduğunda, asbest ve radyoaktivite dahil olmak üzere önemli miktarda tehlikeli ve zararlı atık içerdiği, söz konusu geminin savaş gemisi olması itibari ile nükleer denemelerde kullanıldığı iddialarına dair belgeler bulunmaktadır. Yapım yılı ve teknolojisi göz önüne alındığında yüksek miktarda tehlikeli ve zararlı atık içeren bu gemi ile ilgili iddialar ve belgelere göre, çevreye ve canlı yaşamına telafisi mümkün olmayan zararlar vereceği bilinen bir gerçektir” ifadelerini kullandı.
“Piyasa fiyatının çok altında”
Geminin alım fiyatı ton başına 75 Dolar olduğu iddia edildiğini hatırlatan Akdemir, “Gemi Söküm Sektöründe ortalama metal fiyatının ton başına 450 Dolar olduğu bilinmektedir. Satın alma fiyatı piyasa ortalamalarının çok altında olan bu geminin fiyatı ‘ucuzdur vardır bir hikmeti’ sorusunu da gündeme getirmektedir. Söz konusu gemi tehlikeli atıklardan ve kontamine olmuş yapılardan arındırılmış mıdır? Arındırılmış ise bu atıklara dair bertaraf belgelerinin paylaşılması gerekmektedir. Gemiye Ait IHM ve Gemi Söküm Planı paylaşılmıştır. Geminin basına yansıyan IHM Raporlarında belirtilen asbest ve diğer tehlikeli atıklar ile ilgili değerlendirmelerde benzer gemiler ile karşılaştırıldığında atık türleri ve miktarlarına ilişkin eksiklikler göze çarpmakta, atık yönetim planı ve bertaraf sürecine ilişkin değerlendirmelerin bulunmadığı görülmektedir” açıklamasını yaptı.
“Tehlikeli atığın ülkemize sokulduğuna dair endişelerimiz pekişecek”
Akdemir, gemide bulunması muhtemel radyoaktif atıkların nasıl bertaraf edileceği hususu çevre ve halk sağlığına ilişkin endişelerinin arttığına dikkat çekerek, “Ülkemizin Atık İthalatında gerçekleştirilen yüksek oranlar ile Atık Çöplüğü Olma politikasını ortaya koymaktadır. Gemi özelinde bugün yaşadığımız süreç ile ülkemizin atık ithalatı sürecinde Avrupa’nın ürettiği ancak kendi topraklarında bertaraf etmediği, başka ülkelerin kabul etmediği atıkların gönderildiği bir çöplük haline getirilmesini kabul etmiyoruz. Gemi hakkındaki iddialar ile ilgili olarak sorularımıza ilgili kurum, kuruluş ve kişiler tarafından belgelerle birlikte cevap verilmeden, kamuoyu bilgilendirilmeden geminin ülkemiz karasularına girişine izin verilmemeli, söküm işlemi gerçekleştirilmemelidir. Aksi durumda, sürecin hukuksuzca yürütüldüğü ve fiili durumla tehlikeli atığın ülkemize sokulduğuna dair endişelerimiz pekişecektir” dedi.
Yücel, “Sivil itaatsizliğe ihtiyacımız var”
İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, Aliağa’daki gemi söküm alanının koşullarını da değerlendirmenin gerektiğinin altını çizerek, “Alınan metaller insan sağlığına ve bu coğrafyada çalışan insanlara zarar verecek. Buradan hareketle Türkiye’de zararlı atıkların kontrol edilemediğini yasal düzenlemelerin yeniden uygulamaya konması gerekiyor” dedi.
İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel, “Bizim açtığımız davalarda çıkan kararlar uygulanana kadar gemiler sökülmüş oluyor. Bu alanda çalışan ülkelere bakınca Türkiye’nin de içinde olduğu riski hepimiz görebiliyoruz. Herkesin bildiği gibi gemi söküm işlemleri çok az sayıda ülke yapıyor. Pakistan ve Hindistan gibi… İktidarın da umursamadığını görüyoruz. O geminin Aliağa’da yaklaşmasına izin verilmemesi gerekiyor. Sivil itaatsizliğe ihtiyacımız var” diye konuştu.





Yorumlar
Kalan Karakter: