Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak, yeni açıklanacak olan asgari ücrete ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun ilk toplantısının bugün yapılacağına dikkat çeken Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak, “Sermaye medyası eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in “asgari ücret 500 dolar bazında olmalı” sözlerini sürekli vurgulayarak asgari ücret bu seviyeye çıksa sanki her şey çözülecekmiş gibi hava yayılıyor. İşveren Temsilcisi TİSK başkanı Özgür Burak Akkol ise “Enflasyon düşüş trendinde, istihdamı da aksatmayacak, sürdürülebilir, dengeli, çalışanın ve işverenin dengesini alan bir tutar” diyerek sopayı da sallıyor. İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç ise yılın ilk beş ayında yüzde 15.26 olan resmi enflasyon oranının dikkate alınmasını isteyerek patronların isteğini daha açık hale getiriyor. Türk İş Genel Başkanı ise “Önümüzü bir görelim. Geçen sene biliyorsunuz teklifi makul bulmayınca toplantıya gitmedik. İşimize gelmeyen bir rakam olursa yine gitmeyiz” diyerek, insanca yaşayacak bir ücret için mücadele çağrısı yapmak yerine, “dur bakalım ne olacak” demeye getiriyor” diyerek asgari ücretin belirlenirken işçinin ailesinin de hesaba katılmasını istedi.
15 kişilik tespit komisyonunun 5’inin patron, 5’inin de çalıştırdığı işçiler nedeniyle işveren konumunda olan hükümet temsilcisi olduğunu söyleyen Başkavak, şöyle dedi:
“Bütün dünyada asgari ücret belirlenirken işçinin ailesi de hesaba katılmaktadır. Ülkemizde ise işçiye verilecek ücret olarak asgari ücret belirleniyor. 15 kişilik asgari Ücret Tespit Komisyonunun 5’i patron, 5’i de (çalıştırdığı işçiler nedeniyle) kendisi de işveren konumunda olan hükümet temsilcisi olunca kararlar işçi lehine değil patronlar lehine çıkıyor. Sendikalar ise bu durumu değiştirmek için geleneksel basın açıklamaları dışına çıkmıyorlar.
Mayıs ayı sonucuna göre açlık sınırının 10 bin 362 TL, yoksulluk sınırının 33 bin 752 TL olduğu günümüzde ücretli çalışan kesimin büyük çoğunluğu asgari ücret veya altında ücret almaktadırlar. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre 16 milyon 163 bin işçinin ancak % 14.4’ü sendikalı durumdadır. Bugün ağırlaşan çalışma koşulları ve düşük ücret uygulamasının en önemli nedeni işçilerin örgütsüz olmalarıdır. 2017 yılında çalışan nüfusun % 35’i asgari ücret alırken bugün ise 15 milyonluk ücretli çalışanın yarıdan fazlası asgari ücrete çalışmaktadır. Kayıt dışı ve asgari ücret altında ücrete çalışmaya zorlanan milyonları da katınca işçilerin büyük çoğunluğu kuru ekmeğe çalışmaktadır. İnsanca yaşayacak ücret için birleşelim. Artan enflasyon karşısında eriyen ücretler ve düşen alım gücü nedeniyle işçiler aileleriyle birlikte sağlıklı beslenme bir yana doyacak kadar bile ücretten mahrum durumdadır. Ülkede sermaye işbirlikçisi partiler iktidar olduğu sürece; insanca çalışma koşulları gibi insanca yaşayacak bir ücrette hayaldir. Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır. İnsanca yaşayacak bir ücret için ücretler yoksulluk sınırı üzerine yükseltilmelidir. KDV başta olmak üzere halkın sırtındaki dolaylı vergiler kaldırılmalı, zenginlere servet vergisi getirilmelidir.”
Yorumlar
Kalan Karakter: