Baykal; “Sokakta kan akıyor”
Yayınlanma :
15.03.2014 11:31


Türkiye’nin çok önemli bir seçimin öncesinde olduğunu dile
getiren Baykal, “Türkiye’nin önünü açacak, ufkunu genişletecek bir seçim
olacağı bilincindeyiz. Ülkenin her geçen gün kaygı verici ayrışmanın,
kamplaşmanın, giderek kutuplaşmanın etkisi altına sürüklendiği üzüntüyle
görüyoruz. Bu süreç bir ana önce geride bırakılmalı, gerilim tuzağından mutlaka
kurtulmalıdır” dedi.
“Seyirci kalamayız”
Dış kaynaklardan yaşanan tehditlerin her dönemde olduğunu
aktaran Baykal, “Bu durumları biz de yaşadık. Ama bugünkü dışardan kaynaklanma
ötesinde bir durum. Eğer müdahale edilemezse bu gelişmenin sonucu hiç iyi
değildir. Artık sokağın hareketlenmesinin ötesinde kanın aktığı günleri
yaşıyoruz. Buna seyirci kalamayız. Buna mutlaka birileri el koymalıdır. Bu
tehlikeli sürece, gerilime çekilme durumu ortadan kaldırılmak zorundadır” dedi.
Genel Başkan olduğu 2005 yılından beri bu tehlikeye karşı
uyarı yaptığını anlatan Baykal, “Bugün kimsenin görmezden gelemeyeceği farklı
biri duruma geldik. Durum çok ciddidir. İnsanlar vahim durumu içinde yaşarken
fark edemiyorlar. Ancak buna karşı her birimizin çıkış yolu oluşturmasına
ihtiyaç var. Bugünkü anlayış ve yapı devam ederse, çok daha rahatsız
edici durumlar ortaya çıkacaktır. Evlatlarımızın kaybına dahi üzüntümüzü ifade
edebilir durumda olunmadığı görüyoruz. Çok acı bir manzara. Daha da artan
hırsla ülkeyi buraya getiren suçlamaların, kamplaşmaların devam ediyor olması
sürdürülebilir ve kabul edilebilir değildir. Bunu değiştirmek gerekiyor. Bu
karmaşaya yüksek bir otoritenin müdahale etmesi lazım. Bugün en yüksek otorite
milli iradenin kendisidir. Tek umut kapısı, milli iradenin bu gidişatı onaylamaması
ve çatışmanın aşılması gerektiğine olan inancını ortaya koymasıdır. Önümüzdeki
yerel seçimlerde en yüksek demokratik otorite olarak milletimiz, eğer
Türkiye’yi buraya getiren zihniyetin böyle devam etmesine ‘dur’ der ise
Türkiye’de taşlar yerine oturmaya başlar” şeklinde konuştu.
“Kendi kendimizle uğraşıyoruz”
“Herkes aldı başını gidiyor. Her geçen gün ülke üzüntü
verici hale geldiği halde kaygılanacak bir şey yokmuş gibi aynı hırsla yollara
devam ediliyor” diyen Baykal, şunları söyledi: “Bu tabloyu değiştirecek olan
milletimiz tavır takınmalıdır. Hangi siyasi anlayıştan olursa olsun, herkes
Türkiye’nin bu gidişatının sorumlularına ‘dur’ demelidir. Ülke buraya
kendiliğinden gelmedi. Uzun bir süredir Türkiye olarak kendi kendimizle,
tarihimizle uğraşıyoruz. Siyasi rekabeti, ‘ben senden daha iyiyim’ demelerini
anlıyorum ama böyle bir süreç görülmemiştir. Kendi kendimizden nefret ediyoruz.
Birbirimize yönelik düşmanlıkları tahrik etmeye çalışıyoruz. Kendimizi
suçlamayı bıraktık, tarihimizi suçluyoruz. Sağduyuya ihtiyaç var.
Vatandaşlarımızın siyasetten bekledikleri demokrasi, sosyal adalet,
yolsuzlukların ortadan kaldırılması her neyse, bunların hiçbirisine bu siyaset
tablosu cevap verme imkanına sahip değildir. Bu siyaset tablosundan kalıcı bir
reha, özgürlük, demokrasi, şeffaf hesap verebilir yönetim anlayışı çıkmaz.
Bunlar çıkamazsa vatandaşın beklediği bütün temel unsurlar tehlikeye girer.
Sağcının da solcunun da Alevinin de Sünninin de Kürdün, dindarın da laik olanın
da hepimiz bu toplumun parçasıyız. Hiçbirimiz birimizi ortadan
kaldıramayacağız. Bu tarihin ortaya koyduğu bir gerecek. Hepimiz bir arada
yaşamak zorundayız.”
“Çözümü vatandaştan bekliyorum”
Bu tabloda görevin liderler ve siyasetçilerin ötesinde
millete düştüğünü belirten Baykal “Şimdi görevin milletin kendisine düştüğü
tarihi kritik anlardan birini yaşıyoruz. Ben vatandaşımızdan, milletimizden
çözüm bekliyorum. Vatandaş bir ve birlik olduğumuzu ortaya koymalıdır.
Önümüzdeki seçim parti, kişi seçimi olmaktan öte yıllardır sert bir kamplaşmaya,
çatışmaya sürükleyen bu süreci durdurma fırsatı olarak değerlendirilmelidir.
Bu çatışma doğal değildir, iyi değildir. Bu çatışmayı Türkiye
aşabilir. Demokrasi olarak buraya sokulduk, ama sokakta kan var. Gerilim
ve çatışma politikalarının Ortadoğu’da, Ukrayna’da nasıl sonuçlar doğurduğunu
görüyoruz. Türkiye’nin biraz yumuşamaya ihtiyacı var. Yumuşatacak olan da
milletimizdir. Çünkü yumuşatmayı görev olarak yapacak olanlar tam tersini
yapıyorlar. Bu denklemi bozmalı ve kırmalıyız. Türkiye’nin önünü açalım,
Türkiye rahat bir nefes alsın” diye konuştu.
Cemaat eleştirilerine yanıt
CHP’nin cemaatle yakınlaştığı eleştirilerine de değinen
Baykal, “CHP Atatürk ilkelerine önem veren, laik, sosyal demokrat bir partidir.
Bugün de bu konuda bir şikayet söylemi olduğunu düşünmüyorum. CHP seçmeninden,
genel başkanına kadar herkesin bunu sahiplendiğinden eminim. Tereddüt olmamalı.
Çatışmalar, gerilimler, siyasi partilere çeşitli hareket olanakları sunar.
Siyasi partiler konjonktürü değerlendirir. CHP kimliğiyle ortadadır. Eskiden
laiklik konusuna önem vermeyen insanlar bile laiklik bu ülkenin temel
şemsiyesiymiş diyor. Çünkü hayat ve şartlar hepimize ayrı ayrı önemli olduğu
gösteriyor. Atatürk’ün bugün kimi rahatsız eden nesi var. Atatürk bu toplumun
temel değeri olarak, resmi kurumların ortak anlayışı olarak getirilse kime ne
zararı var. Bütün değerler ortak değerlerimiz. Ezanımız da ortak değerimiz.
Anadolu ve İzmir işgal edilirken bir ezanın ne anlam ifade ettiğini düşünün.
Ona da ihtiyaç var. Milli kimliğimizin simgesi bayrağa da ihtiyaç var.
İslamcısı en laik olanı o ezan karşısında heyecanlanmıyor mu? Bunlar ortak
noktamız değil mi. Neden ayrıştırma yapalım. Bir araya gelmesi şaşırtıcı olan
insanlar bir araya gelecek. Hepimizin birbirine ihtiyacı var.”
“Partide yanlışlıklar yapılmıştır”
CHP’de aday belirleme sürecinde yaşanan tartışmaların
sorulması üzerine Baykal, “Partimizde yanlışlıklar yapılmıştır. Bunu en iyi
bilenlerden biri de benim. Kendisine haksızlık yapıldığını düşündüğüm
arkadaşlarıma alınmayın olur böyle işler hadi yürüyelim. Ülkemizin geleceği
için. Siyasette hiçbir zaman çıta koyarak bakmadım. Görevimizi yapar, her
saniyemizi doğru şekilde değerlendiririz. Milletin yaptığı seçimi takdir
ederiz. Ortaya çıkan sonuca ‘niye böyle oldu’ diye değerlendirmeler yaparız. Bu
seçimden sonra değerlendireceğiz yine. İnşallah iyi bir sonuç alınır” diye
konuştu. (Didem KARAVELLİ/YENİGÜN)
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: