BİNALİ YILDIRIM; "İZMİR'İ DÜNYA KENTİ YAPACAĞIZ"
Yayınlanma :
01.03.2014 19:04


AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali
Yıldırım, İzmir’in son yıllarında medeniyet inşa etme, gelecek nesillere marka
şehir bırakma adına katma değer üretemediğini aksine geçmişten gelen medeniyet
mirasını koruyamadığını söyledi.
İzmir’de yüzde 62 imarsız yapı bulunduğunu ifade eden
Yıldırım, “Ruhsatsız, güvensiz, sağlıksız yapılardan oluşan İzmir’deki görüntü
bu şehirde yaşayan herkesi rahatsız ediyor, İzmirli hemşerilerimizin yüreğini
sızlatıyor. Biz ortaya koyduğumuz Hayat İzmir Yüzyılın Şehircilik Hareketi
projeleri ile İzmir’i dünya kenti yapacağız” diye konuştu.
Hedefimiz; Gelecek
Binali Yıldırım, Memur-Sen İzmir Şubesi tarafından
düzenlenen “Medeniyet ve Şehirler” paneline katıldı. Sabancı Kültür Sarayı’nda
gerçekleştirilen panelin açılış konuşmasını yapan Yıldırım, Medeniyet
kelimesinin Medine’den türediğini Medine’nin de şehir anlamına geldiğini
söyledi. Şehirleri insanların yaptığını kaydeden Yıldırım, şehirleri sadece
insanların birlikte yaşadığı bir yer olarak görmenin son derece yanlış olduğunu
anlattı. Yıldırım şöyle konuştu:
“Şehirlerimiz aynı
zamanda yaşayanların aralarında bir hukuk oluşturduğu yerlerdir. Şehirler aynı
zamanda estetik kaygıları düşünen taşıdıkları ortak değerleri yaşatan ve ortak
kullanım alanlarını da oluşturarak yaşatan insanların birlikte yaşadığı yerdir.
Şehirler ayrıca çocuklar için yaşlılar için engelliler için kadınlar için
kimsesizler için kendine yaşam alanı bulabilen yerlerdir. Ve bununla ilgili
düzenlemelerin de yapıldığı yerlerdir. İzmir’e yaşadığımız bu güzel şehre
baktığımızda şehir kimliği İzmirlilik aidiyeti olarak aslında birçok şehirden
daha ileri konumda olduğumuzu görüyoruz.
İzmirlinin morali
bozuk
Türkiye’nin birçok şehrinde şehircilik bilinci ve o şehre
ait olma duygusu uzun bir sure aldığı halde hatta başka şehirlerin bazılarında
bu şehir aidiyeti oluşmadığı halde İzmir’de yapılan araştırmalara göre bu şehre
gelen herkes en fazla bir buçuk yılda İzmirliyim diyebiliyor. Şehrimizin ortak
mekânları, tarihi eserleri, meydanları gittikçe tanınamaz hale geliyor. Bu
gelişme birçok İzmirliyi moral olarak heyecan olarak ve geleceğe yönelik
ümitler bakımından da olumsuz etkiliyor. Bugün sokakta bütün kesimlerden
kırsalında veya merkezinde dolaştığınızda İzmir koca bir köy olduğu
serzenişinin arkasında son 10 yılda yaşanan gelişmeler çok önemli bir rol
oynamaktadır. Yeni dönemde inşallah İzmir’de ortaya koyacağımız yerel kalkınma
ve belediyecilik anlayışıyla insan şehir ve medeniyet ilişkisini çok dengeli
bir şekilde oluşturmanın gayreti içinde olacağız. Ve böylece gelecek
nesillerimize yıkım değil yeniden inşayı ve büyük bir medeniyet tasarımımızı
miras olarak bırakmayı hedefliyoruz. Hedefimiz yaşanabilir İzmir, trafik
sorunlarını hafifletmiş, alt yapı sorunlarını çözmüş, hava kirliliği ve çevre
sorunlarından arınmış daha güzel bir İzmir’dir.
Hedefimiz bir zamanlar Victor Hugo’nun, tarihçi Heredot’un,
Büyük İskender’in sitayişle bahsettiği o güzel İzmir’i tekrar ihya etmektir. İzmir
tekrar şairlere ilham veren şarkılara konu olan şehir plancıları ve mimarlara
örnek olan bir marka şehir olacaktır. İzmir’in kendi değerlerini koruyarak bir
dünya şehri olması en büyük hedeflerimizden bir tanesidir.”
Dört ana unsur var
Geleceğe yönelik 100 yıllık vizyon planladıklarını ve
bunları projelendirdiklerini sözlerine ekleyen Yıldırım, şunları kaydetti:
“Bizim belediyecilik
anlayışımızda insan şehir tabiat arasında bir tercih değil, bu değerler
arasında bir birliktelik vardır. İzmir’i günübirlik kararlarla değil 10 yıllık,
30 yıllık, hatta 100 yıllık vizyon ile planlayarak yaşanan imar tahribatının
şehrimize verdiği görüntü çirkinliğini yok etmeyi amaçlıyoruz. Şehri
güzelleştirmek şehrin ve içinde yaşayanların daha mutlu hale gelmesi en
öncelikli hedeflerimiz arasında. Büyük değişimin gerçekleşeceği büyük
projelerin birkaç içerisinde önce paylaştık. Hayat İzmir, yüzyılın şehircilik
hareketi, tam da bahsettiğimiz bu İzmir hayalimizi tamamlayan projelerdir.
Belediyecilik anlayışımızda 4 ana unsura çok önem vereceğiz. Bir tanesi
katılımcılık, diğeri kültürel belediyeciliğin geliştirilmesi, sosyal
belediyecilik anlayışının geliştirilmesi ve çevre dostu projelere önem
verilmesi. Bu bağlamda şehrin bugün bir/ 100 binlik planı yok. 1/25 binlik
planı yok, 1/5 binlik planı yok. Bir tane 1/25 binlik plan var o da hali
hazırda plan üzerinde alınan günübirlik kararlarla yönetilmeye çalışılıyor.
1/25 binlik plan bir uygulama planı değildir. Uzmanlar buradadır. Eğer sizin
1/100, 1/5 bin planınız yoksa şehrin gelecek 10 yılını 50 yılını 100 yılını
nasıl hayal edebilirsiniz. Bu şehir bugünlere böyle geldi. Bu İzmir’in kaderi
değildir. İzmir’de yapılacak iş çok ama İzmir’de herşeyi yapmakta aynı zamanda
çok kolay. Yeter ki bir küresel marka şehir vizyonunuz olsun. Günübirlik
taleplere isteklere göre değil uzun vadeli marka şehir gelecek nesillere
medeniyet vaat eden bir şehir anlayışıyla İzmir’imizi o eski günlerdeki şanlı
dönemine tekrar geri getireceğiz. Biz bunun kararlılığındayız.’
Keşke hayalleri
olsaydı
Herşeyin hayal etmekle başladığına dikkat çeken Binali
Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim projelerimize ‘hayal ürünü’ diyen ve
bizim projelerimize ‘biz de düşünmüştük’ diyenlere buradan sesleniyorum. Herşey
hayalle başlar… Keşke sürekli hayal dünyasında yaşamayıp küçük bir kısmını da
olsa gerçeğe dönüştürseydiniz. Marmaray’ı da Sultan Abdülmecit hayal etti,
gerçeğe dönüştürmek de bize nasip oldu. Hızlı treni de 50 yıldır birçok
siyasetçi vaat etti. Hepimiz hayal ettik ama o hayali de gerçekleştirmek yine
bize nasip oldu. Önemli olan hayalden bir adım ötesine hayalleri gerçeğe
dönüştürme aşamasına geçmektir.
Bizim projelerimizi biz de düşündük demek bugün ‘Geçmiş
olsun. Çok geç kaldınız’ demekten başka yapacak hiçbir şey yok. Siz de
düşündüyseniz bugüne kadar hiç değilse yüzde 10’unu uygulasaydınız 141 proje bu
güzel şehre armağan ederdiniz. 141 eser armağan ederdiniz o zaman İzmir bugünkü
görünümünden biraz daha güzel bir görünüme kavuşurdu diye düşünüyorum”.
6,5 şiddetinde bir deprem
Kentsel dönüşüm konusunun da rantsal dönüşüm gibi
anlatıldığını, bunun doğruyu yansıtmadığını sözlerine ekleyen Yıldırım, “İzmir’de
kentsel dönüşümü yanlış anlıyorlar. Yağmur yağdığında kentin sele dönüşmesi
olarak biliniyor. Bizim anladığımızdaki kentsel dönüşüm, kentin değerlerini
geleceğe taşıyan kentin marka değerini arttıran ve kenti yaşanabilir bir şehir,
huzurlu bir şehir haline getiren bir yenileme hareketidir. Bu yenilemede
zorlama yok, bu yenilemede dayatma yok. Bu yenilemede örnekleri yapıp
hemşerilerimizin önüne koymak var ve onların kabulüne göre de devam etmek var.
Bunu yapmaya mecburuz. Bunun ötelenmesi demek bu şehirde yaşayan insanların
yarıdan fazlasının geleceğini tehlikeye atmak demektir. Boğaziçi Üniversitesiyle
yapılan bir çalışma var. Orada çıkan sonuçlar çok ürkütücü. 6,5 şiddetinde bir
depremde şehrimizdeki 300 bin civarında yapının tamamen yıkılacağından
bahsediyor. Bir o kadar hasarlı hale geleceğinden ve binlerce insanımızın can
kaybıyla karşı karşıya olacağı gerçeğinden bahsediliyor. Bu bile tek başına
burada siyasi bir takım mülahazalarla şehrin imar sorununu ötelemenin artık
imkânsız hale geldiğini ortaya koyuyor.
Gençler iş sahibi
olacak
Projelerle kentin gençlerine iş sahaları açılacağına vurgu yapan
Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı; “Bizim projelerimiz sadece şehri yenileme
projesi değil aynı zamanda şehrin ortak mekânlarını ortak değerlerini
oluşturmak şehrin turizmini geliştirme ticaretini geliştirme yerel kalkınmasını
oluşturma projeleridir. 35 İzmir 35 projeyle İzmir’in diğer şehirlerle
erişimini ulaşımını güçlendiriyoruz. İzmir hayat yüzyılın şehircilik
hareketiyle de bir başka şeyi daha gerçekleştiriyoruz o da İzmir’in geleceğe
hazırlanmasıdır. Her iki projeyi dikkate aldığımızda 35 projenin
tamamlandığında ekonomiye katkısı tam 105 milyar dolar olacak. İstihdama
katkısı ise 140 bin kişi olacak. 1414 projesinin de istihdama katkısı 170 bin,
ve toplam yatırım tutarı da 65 milyar liradır. İşte bu bir şeyi ortaya koydu
hem şehrin nesillerimize övünebilecekleri hale getirmek aynı zamanda İzmir’de
yaşanan ekonomik durgunluk ve işsizlikteki artışının önüne geçmek. İnsan bütün
çalışmalarımızda işin merkezindedir. İnsan yoksa yapacağınız hiçbir işin anlamı
yok. İnsanın mutluluğu eğer göz önüne alınmıyorsa onların rızası göz önüne
alınmıyorsa o iş varsın olmasın. Kime lazım. Onun için katılımcı belediyecilik
diyoruz ve onun için sosyal belediyecilik diyoruz. Onun için hizmet
belediyeciliği diyoruz ve bu ilkeler çerçevesinde İzmirli hemşehrilerimizin
bize gösterecekleri güven ve destek için şimdiden teşekkür ediyoruz”.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: