Brexit sonrası Türkiye fırsatı

Özellikle küresel krizle başlayan öngörülemezlik sürecinin son olarak İngiltere referandumu ile yaşandığını ifade eden Yorgancılar, “Hiç kimsenin beklemediği bir şekilde tercih edilmeyen bir sonuçla karşı karşıyayız. İngiltere’nin hem politik açıdan, hem de ekonomik açıdan izleyeceği yol mutlaka bizleri de ilgilendirmektedir.  Çünkü, talep yaratamama, büyüyememe sorunu yaşayan küresel ekonomi,  bu kararla bir dalgalanma yaşayacak, riskler yeniden ortaya çıkacaktır. Bu dalgalanmanın, bizi etkilemeyeceğini düşünmek mümkün değildir” diye konuştu. 

Türkiye’nin çok önemli bir ticari partneri olan İngiltere’nin dış ticaret fazlası verdiğimiz bir ülke olmasının yanı sıra doğrudan yatırımlarda da 3. Sırada yer aldığını kaydeden Yorgancılar, “Böylesi bir ilişki içerisinde, beklentiler dahilinde ekonomisi küçülen, zayıflayan, parasının değeri azalan bir ülke ile aynı tempoda iş yapmak çok da olası görünmemektedir. Özellikle de; tekstil, dayanıklı ev eşyaları ve otomotiv sektörü ilk etapta olumsuz yansımaları hissedecek sektörlerimiz arasında yer almaktadır.  Diğer yandan dış ticaretten daha çok sermaye hareketleri açısından olumsuz yansımalarını görebileceğimizi düşünüyorum. Bu da kuşkusuz kurları hareketlendirecektir. Ancak, asıl etki orta ve uzun vadede daha net olarak gözlenecektir. TL'nin güçlenmesi, ihracat talebini azaltıp, ithalat talebini artırırken, büyüme oranı ve cari denge de bu durumdan etkilenecektir. Özel sektörümüzün yurtdışı borçlanmada en önemli finans kaynağının yüzde 15’lik pay ile İngiltere olması da finansman temininde bir duraklamaya sebep olabilir” dedi.

Dünyanın ekonomik sınırları yeniden belirleniyor

Yeni bir dünya düzeninin kurulmakta olduğunun işaretleri ortada iken İngiltere’nin bu kararı ile dünyanın ekonomik sınırlarının da yeniden şekillenmesinin kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Yorgancılar, “Brexit ile bir yandan AB, daha güçlü kalma imajını vermek için, işleri daha sıkı tutmaya çalışacak, diğer yandan İngiltere ise kendi içinde bölünme senaryolarının gerçek olmaması yönünde gayret sarf edecektir. Baktığımızda, İngiltere AB'nin kurucu ortağı değil, Schengen Anlaşması'nın tarafı olmadı ve en önemlisi de İngiltere para birimi Euro değil. Yani İngiltere, zihinsel olarak AB'ye hiç bir zaman tam uyum sağlamamıştır. Verilen karar da, ekonomik değil, siyasi bir karardır. Diğer AB ülkelerinin bu oylamadan etkilenme durumuna göre AB’nin ve tabi ki piyasaların toparlanması doğru orantılı olacaktır. Ayrıca, Fed'in faiz artırımı kararını 2017’ye kadar askıya alacağını da düşünüyorum” dedi.

Sürecin hızla işlemesi lehimize olacak

Bu kararın AB’yi yeniden dizayn etme ve yeni stratejiler geliştirmek fırsatına dikkat çeken Yorgancılar şöyle devam etti, “Bu fırsatın, Türkiye’nin tam üye yapılması ile değerlendirilmesi gerektiği inancındayım. Çünkü, Türkiye mevcut iklimi avantaja çevirebilecek imkanlara sahiptir ve karşılıklı KAZAN-KAZAN ilkesi burada büyük rol oynayacaktır. Diğer yandan, TTIP anlaşmasının da İngiltere’siz hali mutlaka yeniden değerlendirilecek, artılar, eksiler masaya yatırılacaktır. Türkiye de İngiltere ile serbest ticaret anlaşma ihtimalini ve diğer seçenekleri mutlaka programına alacaktır. Sürecin hızlı işlemesi, Türkiye’nin faydasına olacaktır. Sonucun, herkes için hayırlı olmasını diliyorum.”