"Bu faizle yatırım olmaz"
TÜRKONFED Başkanı Orhan Turan, "İş insanları olarak artık geçmişe bakıp geleceği kaçırmak istemiyoruz. Acilen “adalete” ve “hukuka” güven tesis edilmeli" dedi.
Yayınlanma :
16.07.2018 09:25


-Türkiye 24 Haziran’da yeni yönetim modeline geçti. İş dünyasının bu dönemden beklentileri nelerdir?
Gelişmiş ülkeler seviyesinde bir ekonomi, sürdürülebilir kalkınma ve kaliteli büyüme için hızla yapılması gereken ilk şey uzlaşma. Güçlü bir Türkiye inşası ancak doğru uzlaşma zemini sağlanabilirse ve ortak akılla hareket edilebilirse mümkün olur. Siyasilerden beklentimiz, politikada normalleşme, makro ekonomik dengelerin korunması ve reformların hızlandırılmasıdır. Yargının bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü gözetilerek; bağımsızlık, tarafsızlık, hesap verirlik ve verimlilik ilkelerini gerçekleştirecek şekilde yargıda yeniden bir yapılandırma yapılmalı çünkü gelişmiş bir ekonomi için gelişmiş bir demokrasi şart. Bu şartlarda daha fazla OHAL ile devam edemeyeceğimizi görüyoruz. OHAL’in kaldırılmasıyla psikolojik bir rahatlamanın hissedileceğini ancak bunun yeterli olmayacağını da düşünüyoruz. OHAL’in kaldırılmasını ardından ortak bir akıl ve katılımcı ruhla, kapsayıcı ve bütünleştirici bir sivil anayasanın hazırlanması gerekiyor. Burada önemli olan toplumun tüm kesimlerinin katılımına olanak verecek bir yöntem izlenmesinden geçiyor. Dış politikada barışçıl, iyi komşuluk ilişkileriyle ekonomik ve ticari diplomasi, öncelikler arasında olmalı. Türkiye’nin ihtiyacı olan dengeyi, yüksek katma değer, teknoloji ve verimlilik odaklı bir üretim ve ihracatın; Merkez Bankası’nın bağımsızlığının; faiz- büyüme-enflasyon ilişkisinin doğru kurgulanmasının; TL’deki değer kaybının yapısal sebeplerinin iyi analiz edilmesinin sağlayacağı görüşündeyiz.
Belirsizlikler giderilsin
-Yeni sistemle yetkiler tek kişide toplandı. Kabinede ekonomi yönetiminin etkinliği olmayacağı söyleniyor. Bu durum iş dünyası açısından ne tür riskler oluşturur?
Esas olan sistemin nasıl işleyeceğinin netleşmesi ve belirsizliğin ortadan kalkmasıdır. Geçmişte de iş dünyası olarak özellikle bürokraside ciddi sıkıntılar yaşıyorduk. Bugün yeni sistem ile bürokratik işlemlerin nasıl ve ne şekilde gelişeceğini henüz bilmiyoruz. Şu aşamada siyaset, ekonomi ve akademi dünyasının da bildiğini sanmıyorum. Son dönemde ilgili kamu kurumlarında yetki ve sorumluluk kullanma noktasında yaşanan çekincelerin, 25 Haziran sabahına uyanan ülkemizde ne şekilde ve nereye doğru evrileceğinin de açıklanması önemlidir. Bu dönüşümün bürokraside de hız, verimlilik, üretkenlik ve sonuç odaklı bir yapıya kavuşturulması lazım. Sanayi 4.0 için adımlardan birinin de Bürokrasi 4.0 olması gerektiğini düşünüyorum. Evrensel hukuk ilkeleri ışığında içselleştirilmiş bir demokrasi kültüründe ülkenin önünün açılacağı, kalkınma ve refahın tüm topluma eşit ve adil dağıtılacağı, kapsayıcı bir anlayışla huzurun yeşereceği bir coğrafyada risklerden değil fırsatlardan bahsetmek istiyoruz.
-Büyüme için verilen teşvikler var. KGF, KDV indirimleri söz konusu. Bu önlemlerle kalıcı büyüme sağlanabilir mi?
Büyüme üzerine kurgulanmış ekonomik modellerde ve sistemlerde ülkelerin sürdürülebilirliğini sağlamada sıkıntılar yaşadığını biliyoruz. Yüzde 8-9 büyüyüp de bir sonraki yıl yüzde 3-4 büyüme sağlamaktansa, her yıl düzenli ve sürdürülebilir bir büyüme daha sağlıklıdır. yatırım , üretim, istihdam için başlatılan seferberliğin teşvik ve kredilerle desteklenmesi doğrudur ancak unutulan bunların denetlenmesi ve amaca uygun kullanılmasıdır. Yapısal reformlarla kalkınma odaklı bir büyümenin ekonomik model olarak benimsenmesi, sanayi ve üretim ile ihracatın desteklenmesi, kredi, teşvik ve katkıların denetleneceği mekanizmaların kurulması ile zaten potansiyeliniz ölçüsünde sürdürülebilir büyüme yaratabilirsiniz.
-Son birkaç yıldır AB üyelik sürecinden bir hayli uzaklaştık, Türkiye’nin AB yolu kapandı mı?
Bu yolun kapandığını kesinlikle düşünmüyoruz. Yönümüzün AB, AB’nin de benzer bir şekilde Türkiye olması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye’nin ilerleme kaydetmesi gereken önemli alanların başında hukukun üstünlüğü, bağımsız yargı ve kişisel hak ve özgürlükler geliyor. Türkiye’nin gelişmiş bir demokrasiye kavuşması, ekonomik açıdan sağlam temellere oturması anlamına da gelen AB üyeliği için reformların yeniden odağa alması gerekiyor.
-Eğitimin kalitesi ve yeni nesil ile ilgili ne tür kaygılarınız var?
İşsizlik, Türkiye’nin kronik bir sorunu olmaya doğru gidiyor. Yüzde 20’lerdeki genç işsizlik potansiyelinizi tam kapasiteyle kullanamadığınızı gösteriyor. Gençliğin, kariyer umutları ile iş dünyasının gençlikten beklentilerini iyi analiz etmek ve eğitimin kalitesini artırmak büyük bir önem kazanıyor.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: