Meclis’in yoğun mesaisi, gergin
ve tartışmalı oturumlarıyla geçtiğimiz hafta sonu yasalaşan Büyükşehir
Yasası’nı değerlendiren Güler, “Bu tasarı ile 16 bin 82 köyün tüzel kişiliği
kaldırılıyor. Türkiye’nin 34 bin 600 köyü var yani köylerimizin yüzde 47’si
kaldırılıyor. 2960 belediyeden de 1560 belediye kapatılıyor yine
oranladığınızda belediyelerin de yüzde 54’ü kapatılıyor” dedi. Kapatma işlemi yapılırken, köylere de
belediyelere de ben senin tüzel kişiliğini kapatacağım diye hiç kimseye bir
şeyin sorulmadığının altını çizen Güler; “Oysa referandum yapma zorunluluğu
var. Bu uygulama Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na aykırı, bu şartı biz
1992 yılında onayladığımız için Anayasal değerde. Anayasa Mahkemesi bu yasayı
iptal etmek zorundadır. Anayasa Mahkemesi iptal etmediği taktirde meşruiyetini
yitirmiş olacaktır” dedi.
Yasa ile 16 olan büyükşehir belediyesinin 29’a çıkarıldığını söyleyen
Güler, “ Büyükşehir belediyesi 16’dan, 29’a çıkarılırken de bir düzenleme yapılıyor.
Büyükşehir belediyesi sınırlarını il sınırları ile çakıştırıyor. İl ile büyükşehir aynı hale geliyor, dolayısıyla
22 ilçesi olan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kanunun yasalaşması ile 30
ilçesi olacak” dedi. Hukuki boyutuyla değerlendirildiğinde
bu uygulamanın hayata geçirilmesinin olanaksız olduğu belirten Güler, “çünkü
Anayasa diyor ki ‘Büyükşehir belediyesini büyük yerleşim yerlerinde
kurabilirsin” AKP nerelerde kuruyor illerde. Anayasa büyükşehir belediyesinin
illerde kurulabileceği hükmünü içermiyor. Büyükşehir belediyesi büyük yerleşim
yerlerinde kurulabilir diyor. İl büyük yerleşim merkezi midir? İlin içinde
büyük yerleşim merkezide var, küçük yerleşim merkezi de var, boş arazide var.
Dolayısıyla Anayasa büyük yerleşme merkezi diyor, AKP büyük ve küçük boş
alanlardan oluşan bir ilde Anayasa gereğince bu yasayı uygulayamaz, hayata
geçiremez” dedi.
Yönettiğin Gibi Yönetemezsin!
Bu modelle büyükşehirlerin yönetilemeyeceğini söyleyen Güler, “Bu model İstanbul
ve Kocaeli’nde uygulanıyor. Kocaeli 3635 kilometre kare
1 milyon 600 bin insan yaşıyor, keza İstanbul’da 5170 kilometre kare
fakat 15 milyon insan yaşıyor. Buralar
metropoliten, merkez sanayileşmiş, hizmet sektörü gelişmiş burada tarım yok,
köyler artık köy olmaktan çıkmış, yerleşmeler arasında boş alan kalmamış.
Buralar için bu model kullanılabilir ama aynı modeli Konya’da uyguluyor, Şanlı
Urfa’da uyguluyor, Diyarbakır’da uyguluyor, Van’da uyguluyor ve benzer birçok
yerde uyguluyor. Özetle sadece Konya’yı söyleyelim, Konya 40824 kilometre
kare; Belçika ve Hollanda büyük. İstanbul’da
adım başı insan görürsün, Konya’da saatlerce yürü kimseyi göremezsin, Konya
Türkiye’nin buğday ambarıdır, orayı İstanbul’u yönettiğin gibi yönetemezsin. Ya
da daha çarpıcı bir örnekle İzmir’in
Bergama İlçesinde yer alan, Soma sınıra yakın olan ve İzmir merkeze 170 kilometre olan
yere hizmet Büyükşehirden götürülmeye çalışılacak ya da o insanlar taleplerin
buraya iletecekler. Bunu neden yapıyorsunuz diye AKP’lilere sorduğumuz da
köyler hizmet veremiyor, belediyelerin personeli yok, tüm bilgileri merkezde
derleyip toplayıp hizmeti buradan götüreceğiz diyorlar” dedi.
AKP gerçekte yerel yönetimleri bu kanun ile yok ediyor!
Yasayla birlikte köy muhtarlarının
ellerinden tüzel kişilikleri alınarak, mahalle muhtarı olacağının altını çizen
Güler, “Mahalle muhtarı köy muhtarıyla aynı değildir, mahalle muhtarının
neredeyse hiçbir yetkisi yoktur. Köy muhtarlarının bütçesi vardır, köy
muhtarlarının alıp satma yetkisi vardır, köy muhtarlıkları, köyün ortak malı
olarak toprak zenginidir. Kanun da açık
bir şekilde köy tüzel kişiliğine ait olan tüm taşınır taşınmaz mallar
belediyelere devredileceği yazıyor. Kanun da aynen şöyle geçiyor; kanun
yasalaştıktan bir ay sonra köy muhtarlıkları bütün özel mallarını ilgili
belediyelere bildirir ve ondan itibaren seçimlere kadar hiçbir konuda
tasarrufta bulunamaz” dedi. Bu kanunla
birlikte köylerde götürü usul kalktığını hatırlatan Güler, “köylerdeki esnaf da
deftere tabi oluyor, deftere tabi olmanın da koşulu bir muhasebeci ile
anlaşmak. En küçük muhasebeci bir işletmeden en az 200 lira para alır, köylerde
bunu esnaflara anlattığımızda insanların gözleri dönüyor, isyan ediyorlar. Bu
yasa ile köylülerin kendi günlük yaşamına ve köyünün yönetimine ilişkin
yetkilerini kaldırıyor aslında. Yerel yönetimleri güçlendiriyorum diyen AKP
gerçekte yerel yönetimleri bu kanun ile yok ediyor. Bu tasarı ile özetle hem
yönetilemezlik geliyor hem de anti demokratik bir yapı oluşuyor” dedi. AKP’nin
tasarıyı çok hızlı bir şekilde bir ayda bitirdiğini söyleyen Güler, “AKP yasayı
halka anlatmamıza izin vermek istemedi, aksi taktirde bu tasarıya insanların ne
denli sert tepki vereceğini biliyordu” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: