Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, basın mensuplarıyla gündeme dair konularla ilgili online olarak basın toplantısı gerçekleştirdi. Kılıç, görev sürecinde yaptıkları ve pandemi sürecinde alınan önlemler konusunda bilgiler verdi.
BirGün'den Aycan Karadağ'ın haberine göre Buca’da Covid-19 vakasının beklenenden az olduğunu vurgulayan Kılıç, “Sürecin en başında dezenfeksiyon ile ilgili çok ciddi çalışmalar yaptık. İzmir'deki vakaların yaklaşık yüzde 30 ila 40’ının Buca’da olma beklentisi vardı. Nüfusumuz çok yüksek ve bu nüfusun büyük bir çoğunluğu ikameti Buca’da olup mesela Kemalpaşa’da çalışan vatandaşlarımız var. İzmir geneline göre büyük bir yoğunluk var. Bununla ilgili ne yapabiliriz, vatandaşımızı nasıl uzak tutabiliriz diye bir çalışmaya girdik. Çince metinleri Türkçeyi çevirdik ve bu dezenfeksiyonun çok ciddi manada önemli olduğunu gördük ve bununla ilgili bir araştırmaya girdik. Tüm mahallelerin, muhtarlar kılavuzluğunda yaptık. Bunu niçin yaptık? Kendi içindeki denetimini sağlamak amacıyla yaptık. Tüm sokak ve caddelerin tamamını dezenfekte ettik" ifadelerini kullandı.
"İzmir’deki vakaların yüzde 30-40’ının Buca’da olması beklenirken, normal vaka sayısında bile tüm İzmir genelinde çok arka sıralardayız şu anda" diyen Kılıç, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bu dezenfeksiyondan dolayı mı oldu diye sorarsanız cevap veremem ama bir tane vatandaşımız bile bundan dolayı korunduysa ne mutlu. 300 bine yakın maske dağıtımı gerçekleştirdik. Çok ciddi manada erzak talebimiz vardı. Bu süreçten kaynaklı işini kaybetmiş, zor duruma düşmüş vatandaşlarımız içinde ciddi erzak yardımında bulunduk. Mayıs sonu diyorduk ama Haziran 15’e sarkabilir, yaklaşık 25 bine yakın erzak dağıtmış olacağız bu süreçte."
İNSAN HAKLARINA UYMAYAN BİR CEZAEVİ
Cezaevinin Buca'dan kaldırılması gerektiğini yineleyen Kılıç, “Benim dönemimde kalkmış olması ya da kalkmamış olmaması önemli değil ama kalkması lazım. Şu an bile Buca’da olmaması gerek bir yapı. Artık 21. yüzyıldayız. Burada bir kent estetiği, ulaşıma vurmuş olduğu darbe ve bir hukukçu olarak söylüyorum, insan haklarına uymayan bir cezaevi. E Tipi cezaevi, dünyada terk edilmiş bir sistem. Bu cezaevinin her açıdan derhal kaldırılması lazım. Biz parti ayrımı gözetmeksizin, çünkü hizmetin siyaseti olmaz, bizlere cezaevinin kaldırılması yönünde destek veren Hamza Dağ, Mahmut Atilla Kaya’ya çok teşekkür ediyorum. Ben artık en yakın süreçti burada yaşayan bir birey olarak kaldırılması gerek diye düşünüyorum." diye konuştu.
Buca Metrosu konusunda son noktaya geldiklerini belirten Kılıç, "Tunç Başkan da kararlı. Pandemi sürecinden sonra ben temelinin atılacağını düşünüyorum. Büyükşehirle olan çalışmalarımız harika durumda. Büyükşehir, Buca’ya çok önem veriyor. Çok senkronize bir biçimde çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
SIFIR BORÇ ÖNGÖRÜYORUM
“İlk göreve geldiğimiz tarihte 380 milyon borç vardı; 255 milyona düşürdük" diyen Kılıç, açıklamasını şöyle sonlandırdı:
"Ben sıfır borç öngörüyorum. Buca belediyesi borçlanmadı, küçülmedi ve tam tersine büyüme ivmesi gösteriyor. Önümüzdeki dönem bütçelerinde çok ciddi manada büyüyecek. İller Bankası’ndan geçen ay vergi ayı olduğu için, pandemi olmasa da o ay iller bankasından yani Nisan ayında pay düşüyor. Yarı yarıya geliyor. Ama bu bizi etkilemedi biz mali istikrarı sağladık. Pandemiden kaynaklı, pandemi tazminatı ödedik 400 TL. Erzak yardımında bulunduk personelimize. Biz bunu geldiğimiz süreçten bu yana her bayramda yapıyoruz. Ama bu mücadelede çok fazla yapılacak iş var. Yerel yönetimler, bu tür travmatik durumlarda, yerel yönetimler dışında hiçbir yönetim tarzı bununla mücadele edemez. Bunlar ekstrem durumlar. Yerel Yönetimler yasasıyla ilgili bir taslak çıktı ortaya. Burada büyükşehir belediyelerinin yetkilerinin bazıların ilçe belediyelerine verilmesini, aslında yerel yönetimlerin zayıflaması olarak görüyorum ben bunu. Hali hazırdaki yasayla belediyelerimiz çok ciddi çalışmalara imza attılar. Böyle bir gereksinim olmadığını düşünüyorum.”
BirGün'den Aycan Karadağ'ın haberine göre Buca’da Covid-19 vakasının beklenenden az olduğunu vurgulayan Kılıç, “Sürecin en başında dezenfeksiyon ile ilgili çok ciddi çalışmalar yaptık. İzmir'deki vakaların yaklaşık yüzde 30 ila 40’ının Buca’da olma beklentisi vardı. Nüfusumuz çok yüksek ve bu nüfusun büyük bir çoğunluğu ikameti Buca’da olup mesela Kemalpaşa’da çalışan vatandaşlarımız var. İzmir geneline göre büyük bir yoğunluk var. Bununla ilgili ne yapabiliriz, vatandaşımızı nasıl uzak tutabiliriz diye bir çalışmaya girdik. Çince metinleri Türkçeyi çevirdik ve bu dezenfeksiyonun çok ciddi manada önemli olduğunu gördük ve bununla ilgili bir araştırmaya girdik. Tüm mahallelerin, muhtarlar kılavuzluğunda yaptık. Bunu niçin yaptık? Kendi içindeki denetimini sağlamak amacıyla yaptık. Tüm sokak ve caddelerin tamamını dezenfekte ettik" ifadelerini kullandı.
"İzmir’deki vakaların yüzde 30-40’ının Buca’da olması beklenirken, normal vaka sayısında bile tüm İzmir genelinde çok arka sıralardayız şu anda" diyen Kılıç, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bu dezenfeksiyondan dolayı mı oldu diye sorarsanız cevap veremem ama bir tane vatandaşımız bile bundan dolayı korunduysa ne mutlu. 300 bine yakın maske dağıtımı gerçekleştirdik. Çok ciddi manada erzak talebimiz vardı. Bu süreçten kaynaklı işini kaybetmiş, zor duruma düşmüş vatandaşlarımız içinde ciddi erzak yardımında bulunduk. Mayıs sonu diyorduk ama Haziran 15’e sarkabilir, yaklaşık 25 bine yakın erzak dağıtmış olacağız bu süreçte."
İNSAN HAKLARINA UYMAYAN BİR CEZAEVİ
Cezaevinin Buca'dan kaldırılması gerektiğini yineleyen Kılıç, “Benim dönemimde kalkmış olması ya da kalkmamış olmaması önemli değil ama kalkması lazım. Şu an bile Buca’da olmaması gerek bir yapı. Artık 21. yüzyıldayız. Burada bir kent estetiği, ulaşıma vurmuş olduğu darbe ve bir hukukçu olarak söylüyorum, insan haklarına uymayan bir cezaevi. E Tipi cezaevi, dünyada terk edilmiş bir sistem. Bu cezaevinin her açıdan derhal kaldırılması lazım. Biz parti ayrımı gözetmeksizin, çünkü hizmetin siyaseti olmaz, bizlere cezaevinin kaldırılması yönünde destek veren Hamza Dağ, Mahmut Atilla Kaya’ya çok teşekkür ediyorum. Ben artık en yakın süreçti burada yaşayan bir birey olarak kaldırılması gerek diye düşünüyorum." diye konuştu.
Buca Metrosu konusunda son noktaya geldiklerini belirten Kılıç, "Tunç Başkan da kararlı. Pandemi sürecinden sonra ben temelinin atılacağını düşünüyorum. Büyükşehirle olan çalışmalarımız harika durumda. Büyükşehir, Buca’ya çok önem veriyor. Çok senkronize bir biçimde çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
SIFIR BORÇ ÖNGÖRÜYORUM
“İlk göreve geldiğimiz tarihte 380 milyon borç vardı; 255 milyona düşürdük" diyen Kılıç, açıklamasını şöyle sonlandırdı:
"Ben sıfır borç öngörüyorum. Buca belediyesi borçlanmadı, küçülmedi ve tam tersine büyüme ivmesi gösteriyor. Önümüzdeki dönem bütçelerinde çok ciddi manada büyüyecek. İller Bankası’ndan geçen ay vergi ayı olduğu için, pandemi olmasa da o ay iller bankasından yani Nisan ayında pay düşüyor. Yarı yarıya geliyor. Ama bu bizi etkilemedi biz mali istikrarı sağladık. Pandemiden kaynaklı, pandemi tazminatı ödedik 400 TL. Erzak yardımında bulunduk personelimize. Biz bunu geldiğimiz süreçten bu yana her bayramda yapıyoruz. Ama bu mücadelede çok fazla yapılacak iş var. Yerel yönetimler, bu tür travmatik durumlarda, yerel yönetimler dışında hiçbir yönetim tarzı bununla mücadele edemez. Bunlar ekstrem durumlar. Yerel Yönetimler yasasıyla ilgili bir taslak çıktı ortaya. Burada büyükşehir belediyelerinin yetkilerinin bazıların ilçe belediyelerine verilmesini, aslında yerel yönetimlerin zayıflaması olarak görüyorum ben bunu. Hali hazırdaki yasayla belediyelerimiz çok ciddi çalışmalara imza attılar. Böyle bir gereksinim olmadığını düşünüyorum.”
