CEMAAT OYLARI NEREYE GİTTİ?
Yayınlanma :
07.04.2014 04:13


Başta Ankara ve İstanbul olmak üzere “simge” kentleri
hedefine koyan CHP yönetimi, elinde bulundurduğu 3’ü büyükşehir 4 kenti
kaybetmenin şokunu yaşarken Hatay, Yalova ve Burdur’daki başarıyla avunmak
durumunda kaldı. CHP’de en büyük moral bozukluğu ise halen “itirazlı” olan Ankara’da seçim
yarışını, “seçim hileleri, sandığa yeterince sahip çıkılamaması” gibi
nedenlerle kaybetmesi oldu. CHP’deki belediyelerin “başarılı” olduğu yerlerde
oy grafiğini artırması dikkat çeken CHP, en büyük şaşkınlıklardan birisini ise
“kalesi” konumunda olan İzmir’de 8 ilçede açılan gedikle yaşadı. “Kent ve kıyı
partisi” konumunu, kısmen “hasar” alsa da sürdüren CHP; Doğu ve Güneydoğu ile
Eskişehir ve Ankara dışındaki İç Anadolu’da varlık gösteremedi. CHP Genel
Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, seçim sonuçlarının “istedikleri gibi
olmadığını”, ancak oy oranlarına bakıldığında bunun “başarısızlık” olarak da
nitelendirilemeyeceği görüşünde. Yerel seçimlerin hem siyasi olarak bir
“referandum” karakteristiği hem de “bütünşehir” düzenlemesi nedeniyle “genel
seçim”e benzer sonuçlar doğurduğuna dikkat çeken Günaydın, 2010 referandumundan
bu yana AKP yandaşlığı ve seçmeninde önemli düşüş olmasına karşın CHP oylarında
artış olduğuna dikkat çekti. AKP’nin 2011 seçimlerinde 21 milyon 399 bin seçmenden aldığı yüzde 49.8 oyla iktidar
olduğunu belirten Günaydın, 2014 seçimlerinde ise oy seçmen sayısında 1 milyon
dolayında gerileme olduğunu, buna karşın CHP’nin yaklaşık 2 milyon artırdığını
belirtiyor. 2002’den bu yana CHP’nin oy oranının yüzde 18’ler düzeyinden yüzde
29.6’ya yükselerek yüzde 30 bandına dayandığını belirten Günaydın, “Hedefimiz
yüzde 30 bandına oturmaktı. Bundan 0.4’lük de olsa bir sapma olmuştur. Ancak
CHP sürekli yükseliş trendinde olan bir parti olduğunu da ortaya koymuştur”
görüşünü belirtiyor.
Cemaat oyları nereye
gitti?
Başbakan Tayyip Erdoğan ve AKP, seçim kampanyası boyunca,
kıyasıya kavgaya giriştiği ve “paralel yapı” olarak adlandırdığı Gülen
cemaatinin, seçimlerde kendisini devirmek için CHP ile işbirliği yaptığı tezini
işledi. Cemaatten yapılan açıklamalarda, “belli parti tercihi yerine, aday
tercihi” yapılacağı duyuruldu. Ancak seçim sonuçlarına bakıldığında cemaatin
seçimlerde “belirleyici” bir seçmen tabanına sahip olmadığı görülürken CHP’ye
“seçim kazandıran” ya da oyunu artıran bir oy desteği sağlamadığını da oy
oranları ortaya koydu. Seçim sonuçlarının ortaya koyduğu çarpıcı bir sonuç ise
bazı bölgelerde CHP ile MHP arasındaki oy geçişkenliği oldu. Nitekim Trakya’da
CHP oyları MHP’ye kayarken Ankara ve İstanbul’da MHP oyları büyük ölçüde CHP’de
toplandı.
Yavaş rüzgârı
Ankara’da kaldı
CHP Eskişehir dışında 30 Mart seçimlerinde de İç Anadolu
bölgesinde varlık gösteremedi. CHP’nin Ankara ve Eskişehir dışında da genel
olarak oyları İç Anadolu bölgesinde düştü. Ankara’yı Mansur Yavaş’la
kazanacağına kesin gözüyle bakan CHP; başkente oy oranını kendisi açısından
“rekor” denilecek oranda yaklaşık yüzde 12 dolayında artırdı. AKP’nin
bakanlarıyla “baskı kurduğu ve seçimlere şaibe bulaştığı” iddialarının
gölgesinde açıklanan sonuçlara göre Ankara’yı kaybeden CHP’de en büyük moral
bozukluğu da bu sonuç oldu. Sandıklara “yeterince sahip çıkamadığı”
eleştirilerinin odağındaki CHP, büyükşehir oylarında yaşadığı patlamayı
ilçelerde yapamadı. 2009’da Çankaya ve Yenimahalle’nin yanı sıra Ayaş ve
Kalecik’i elinde bulunduran CHP, 2014 seçimlerinde Ayaş ve Kalecik’i kaybetti.
Buna karşılık Çankaya ve Yenimahalle’de oylarını artırdı. AKP’nin “bütünşehir”
düzenlemesi Yenimahalle’de ters etki yarattı. Yaklaşık 90 bin seçmeni
barındıran Çayyolu, Çankaya’ya bağlanmasına karşın Yenimahalle’de belediye
başkanı Fethi Yaşar, oylarını 10 puan artırarak ve AKP’ye 13 puan fark atarak
seçimi yeniden kazandı. Bunda Fethi Yaşar’ın başkanlığı dönemindeki başarılı
performansı etkili oldu. CHP Çankaya’yı da yine yüzde 65’e yakın oyla
kazanırken Çayyolu’ndan gelen oyların yanı sıra ağırlıklı olarak Çankaya’da
oturan CHP seçmeninin her zamankinden daha fazla sandığa gitmesi ve Alper
Taşdelen’in “genç başkan” imajı etkili oldu.
Yalova, ‘İnce’ direnç
kazandırdı
2009’da il belediye başkanlığı konusunda Marmara’da “sıfır”
çeken CHP için “itiraz”la aldığı Yalova bölgedeki “nazar boncuğu” oldu. AKP’nin
önce 1 oyla kazandığı Yalova’da, Yalova Milletvekili ve CHP Grup Başkanvekili
Muharrem İnce’nin olağanüstü mücadelesi sonuç verdi ve AKP’nin YSK’ye itiraz
kararına karşın CHP Yalova’da, sandıklara ve oylara sahip çıkmanın karşılığını
aldı.
CHP’nin yerel seçimlerde “mutlaka alınmasını” hedeflediği
kentlerin başında gelen İstanbul’da Mustafa Sarıgül’le girdiği yarışta oy
oranını artırmakla birlikte başkanlık yarışını yaklaşık yüzde 7 gibi önemli bir
farkla kaybetti. 2009 seçimlerinde aday olan CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu’na göre partinin puanlarını yaklaşık yüzde 3 artıran Sarıgül’ün bu
performansı seçimi almaya yetmedi. Sarıgül’ün, Şişli’deki başarısı ve “cemaat”
dahil her kesimden “oy alma” potansiyeline karşın kaybetmesi, CHP yönetimine
göre mevcut belediye başkanı Kadir Topbaş’ın gücünden kaynaklanıyor. CHP Genel
Başkan Yardımcısı Günaydın, AKP’nin Topbaş değil de başka bir isimle yarışa
girmesi halinde İstanbul’u kesinlikle alabileceklerine dikkat çekiyor. CHP
İstanbul’da 2009 seçimlerinde 12 ilçe belediyesi kazandı, Mustafa Sarıgül’ün
CHP’ye geçmesiyle Şişli de sonradan CHP’ye katılınca sayı 13’e yükseldi.
Seçimlerde Şişli’nin yanı sıra Beylikdüzü’nü de kazanarak ilçe belediyesi
sayısını 14’e yükseltti. CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, biraz da Genel
Başkan Kılıçdaroğlu’nun “emrivakisi” ile CHP’nin fazla iddiasının olmadığı
Üsküdar’dan aday gösterilince, ilk kez CHP ilçede “seçimi alma” çizgisine
geldi.
Kalede gedik açıldı
İzmir’de 2009 seçimlerinde 31 ilçeden 30’unu alan CHP; 2014
seçimlerinde “tulum” çıkarmayı hedefliyordu. Ancak hesap tutmadı. AKP, 2014
seçimlerinde Torbalı, Kemalpaşa, Kınık ve Menderes, Ödemiş ve Selçuk’ta
belediyeleri aldı. CHP, Aliağa ve Kiraz’ı MHP’ye kaptırdı. CHP’nin oy oranı 2009’a göre yüzde
55.2’den 49.6’ya geriledi. Aynı şekilde, il genel meclisinde yüzde 48’den,
45.8’e geriledi. İzmir’de aday listelerinde, büyükşehir belediye başkanlığına
yeniden seçilen Aziz Kocaoğlu, neredeyse tek belirleyici oldu. Öyle ki İzmir
metropol ilçelerin belirlendiği 10 Şubat’taki parti meclisinden bir gün önce
toplanan MYK’de, genel merkez yönetiminin belirlediği isimlerin sızması üzerine
Kocaoğlu itiraz ederek “istifa” resti çekince, listesinin hemen tamamını PM’de
kabul ettirdi. Ancak bu değişiklik, örgütte kırılmalara yol açtığı gibi MYK’de
ismi Aliağa için gündeme gelen Hakkı Ülkü, Kocaoğlu’nun listesinde yer
almadığını görünce DSP’den aday oldu ve CHP bu ilçede belediyeyi MHP’ye
kaptırdı.
Başarılı belediyeler
ödüllendirildi
CHP, ilk kez büyükşehir olarak seçim yarışına giren Aydın ve
Muğla ile İç Anadolu’daki AKP egemenliğine rağmen Eskişehir’de oylarını
artırarak belediyeleri tekrar kazandı. 2009 seçimlerinde seçimleri yüzde 26 ile
ve AKP’den sadece yüzde 0.6 oy farkıyla alan belediyeyi alan Özlem Çerçioğlu,
büyükşehir olan Aydın’da oylarını yüzde 43.8’e çıkararak ve en yakın rakibi
AKP’ye yüzde 14 fark atarak ikinci kez seçildi ve CHP’nin kazandığı ilçe
sayısını da artırdı. Aydın gibi ünlü tatil beldelerini bünyesinde barındıran
Muğla’da da yeniden aday gösterilen Osman Gürün, oylarını 3 puan artırarak
yüzde 48.1’le büyükşehir belediye başkanı oldu.
Eskişehir’de de 2009 seçimlerine DSP’den aday olarak giren
Yılmaz Büyükerşen, ilk kez CHP adayı olarak girdiği 30 Mart seçimlerinde
yeniden seçilirken CHP’yi Eskişehir’de yüzde 45’ler seviyesine taşıdı. Belediye
hizmetlerinden memnun olan Eskişehir halkı, iki büyük merkez ilçeden
Tepebaşı’nda “yeniden CHP” derken AKP’nin elinde olan Odunpazarı’nı da
Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’u aday gösteren CHP’ye verdi.
‘Çözüme karşı’ algısı
kırılamadı
CHP ile birleşen SHP’nin 1989’daki ünlü Kürt sorunu raporu,
hazırlandığı dönemde oldukça tartışılmış ve Türkiye’de sorunun adının ilk kez
konulduğu kapsamlı bir rapor olarak da tarihe geçmişti. Ancak SHP’nin kendini
feshederek birleştiği CHP, özellikle 2000’li yıllardan sonra hızla bölgede oy
kaybetti. 2007, 2011 genel seçimlerinde CHP’nin bölgeden çıkardığı milletvekili
sayısı parmakla sayılacak kadar azaldı. 2009 yerel seçimlerine göre küçük oy
artışları dikkat çekmesine karşın tek bir il belediyesi alınamazken ilçe
belediyelerinin sayısı da azaldı. Kılıçdaroğlu, geçen yaz aylarında Kürt
yurttaşlarla CHP’yi bir anlamda “yeniden barıştırmak” için milletvekili
heyetleri gönderdi. CHP’nin AKP ve BDP eliyle yaratılan bölgedeki “çözüm
sürecine karşı” imajını silmek isteyen CHP milletvekilleri partinin 18 maddelik
“çözüm paketini” bölgede anlattılar. Ancak Kılıçdaroğlu’nun da biraz
“yakınarak” dile getirdiği gibi Kürt seçmen, “Söylediklerinizin tamamına imza
atarız, ama biz partimize, BDP’ye oy vereceğiz” yanıtını, sandıkta da verdi.
CHP; Ağrı, Hakkâri, Şırnak, Şanlıurfa, Bingöl, Diyarbakır’da yüzde 1’ler
civarında oy aldı.
Trakya’da tepki
oyları MHP’ye yöneldi
CHP, Trakya’daki tartışmasız üstünlüğünü sürdürdü.
Yarımadadaki 3 il belediye başkanlığını da yeniden kazanmasına karşın Edirne ve
Kırklareli’nde önemli ölçüde oy kaybı yaşadı. Kırklareli’nde mevcut belediye
başkanı yerine aynı ilin milletvekili Mehmet Kesimoğlu’nu aday yapması, örgütle
parti arasında gerilime yol açmıştı. Eski Belediye Başkanı Cavit Çağlayan,
yeniden aday gösterilmeyince partiden istifa edip DSP’den aday olacağını
açıklamıştı. Ancak Kesimoğlu’nun da girişimiyle Çağlayan istifasını geri aldı,
ancak “kırgınlıklar” sandığa da yansıdı ve CHP oyları yüzde 50’den yüzde 38’e
geriledi. Aynı şekilde Edirne’de de Hamdi Sedefçi yeniden aday gösterilmeyince
DSP’den aday oldu ve son seçimlerde oyların MHP ile DSP arasında bölünmesiyle
yüzde 57 olan CHP oyları, 30 Mart seçimlerinde yüzde 36.9’a gerilemesine karşın
Edirne Milletvekili Recep Gürkan, belediye başkanı seçildi. Bu iki ilde CHP
oyları gerilerken MHP oylarının artması dikkat çekti. Edirne’de 2009’da yüzde
2.5 olan MHP oylarını 30 Mart’ta yüzde 19.3’e yükselti. CHP’nin oyunu küçük
farkla artırdığı tek kentse Tekirdağ oldu.
Doğu Karadeniz’de
hüsran...
Batı ve Doğu Karadeniz’de 2009’da Sinop, Zonguldak, Giresun
ve Artvin’i kazanan CHP, Ordu’da DSP’den seçilen Seyit Torun’un partiye
katılımıyla belediye sayısını 5’e çıkardı. Ancak 30 Mart seçimlerinde, CHP
Artvin ve Ordu’yu kaybederek Karadeniz’de mevzi kaybetti. Ordu’da seçimin
kaybedilmesinde en büyük etken, bütünşehir düzenlemesi oldu. Torun, Ordu’da,
kent merkezinin sosyal demokrat yapısı ve sevilen bir aday olması nedeniyle
2009’da ülke genelindeki oyları yüzde 1’lerde gezen DSP gibi bir partiden yüzde
52.9 gibi rekor bir oyla belediye başkanı seçilmişti. Ancak Ordu’nun son anda
büyükşehir yapılması işleri değiştirdi. CHP tek bir ilçeyi dahi alamadı.
Giresun’un büyükşehir olmaması CHP’nin belediyeyi korumasında önemli etken
olurken Kılıçdaroğlu’nun “En çok üzüldüğüm kayıp” diye nitelendirdiği Artvin’de
şok yaşandı. Tam 3 dönem belediye başkanlığı yapan Emin Özgün’ün, önce 30 Mart
seçimlerinde “aday olmayacağı”nı bildirmesi, daha sonra bu tavrından vazgeçmesi
il örgütünü küstürdü. Örgütle anlaşmazlığı ve yaşanan kırgınlıklar, Özgün’ün
seçimi kaybetmesinde en önemli etken oldu. CHP, Batı Karadeniz’de ise Sinop ve
Zonguldak’ta belediye başkanlıklarını korumayı başardı.
Akdeniz’de Mersin ve
Antalya şoku
CHP, Akdeniz’de Burdur ve Hatay’ı kazanmasına karşın Antalya
ve Mersin büyükşehir belediyelerini kaybetti. Bölgenin coğrafi ve nüfus
yoğunluğu olarak en büyük kenti Antalya’da yarışa, 2009 seçimlerinde başkanlığı
AKP’li Menderes Türel’den yüzde 40.8 oyla alan Mustafa Akaydın ile yeniden
giren CHP, son seçimde “burun farkı” ile seçimi kaybetti. CHP Antalya Milletvekili
Gürkut Acar, seçimin kaybedilmesinin ana nedeni olarak “bütünşehir”
düzenlemesini gösteriyor. Her ne kadar bütünşehir etkisi olsa da Antalya, eski
Genel Başkan Deniz Baykal’ın memleketi ve seçim bölgesi. Akaydın’ın adaylığına
karşı olduğu bilinen Baykal ile birlikte kendisine yakın milletvekilleri de
Akaydın’a destek vermedi. Nitekim Baykal’a yakın isimlerden Antalya
Milletvekili Yıldıray Sapan, seçimlerin hemen ardından, Akaydın’ı “Antalya’da
kibir, şişkin bir ego kaybetmiştir. Antalya’da saygısızlık, ‘ben bilirimci’
tavır kaybetmiştir” sözleriyle Akaydın’ı topa tuttu.
CHP’nin ikinci Akdeniz şoku yaşadığı Mersin, seçim öncesinde
gelen anketlerde zaten “kritik” görünüyordu. MHP’nin güçlü bir aday çıkarması,
Kürt oylarının BDP’ye yönlenmesi CHP’yi zorlayan konulardı. Mevcut belediye
başkanı Macit Özcan’ın yanı sıra eski kültür bakanları Fikri Sağlar ve
İstemihan Talay, aday adayı oldular. Sağlar’ın kamuoyunda tanınan bir isim
olması ve Mersin’de hatırı sayılır noktaya ulaşan Kürt oylarını alabileceği değerlendirmesine
karşın genel merkez, milliyetçi seçmenin Sağlar’la kaybedileceği kaygısı
yaşadı. Sonuçta CHP yönetimi, anketlerde Sağlar ve Talay’ın 1-2 puan önünde
çıktığı gerekçesiyle Özcan’ı aday yaptı. Ancak Mersin Büyükşehir’de MHP seçim
yarışında ipi göğüslerken CHP, Silifke, Yenişehir ve Mezitli belediyeleri ile
yetinmek durumunda kaldı.
AKP’yi Suriye
politikası ile vurdu
CHP’nin bu seçimlerde en çok “sevindiği” sonuç ise kuşkusuz
Hatay’da seçimin alınması oldu. CHP tabanının tepkilerine karşın Kılıçdaroğlu’nun
“risk” alarak AKP’den transfer ettiği belediye başkanı Lütfü Savaş, ilk kez
“büyükşehir” olarak girdiği seçim yarışında, AKP’li eski Adalet Bakanı Sadullah
Ergin’i yüzde 41.5’lik oy oranıyla yenmeyi başardı. Ancak Hatay’ın en büyük
ilçesi İskenderun’u bu seçimde kaybetti. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve eski
Hatay Milletvekili olan Nihad Matkap, Hatay’da alınan sonucun, iyi yürütülen
seçim kampanyasının yanı sıra AKP’nin Suriye politikasına verilen bir yanıt
olduğuna dikkat çekiyor. AKP’nin “ince” hesapları da Hatay’da tutmadı. Merkez
ilçe Antakya’yı almak için Alevi nüfusun yaşadığı Defne ayrı ilçe yapılırken
aynı şey İskenderun’da da uygulandı. Yine Alevi-sol-sosyal demokrat kesimin
ağırlıklı olduğu Arsuz, İskenderun’dan ayrıldı. Sonuçta İskenderun ve
Antakya’yı AKP alırken Arsuz ve Defne CHP’de kaldı. (Ayşe Sayın / Cumhuriyet)
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: