CHP’de Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmaları sürerken, Genel Başkan Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün akşam kritik bir toplantıda bir araya geldi. 
Yaklaşık iki buçuk saat süren görüşmede, aday belirleme süreci ve ön seçim konuları masaya yatırıldı. Toplantıya damga vuran gelişme ise Mansur Yavaş’ın, gazeteci Ali Taş’ın Antalya Körfez gazetesinde kaleme aldığı bir makaleyi okuması oldu.
MAKALENİN DETAYLARINA ULAŞILDI Ali Taş’ın 9 Şubat tarihli “Centilmenlik Anlaşması ve Kaygı Eşiği” başlıklı yazısında, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve belirleme yönteminin büyük bir tartışma konusu haline geldiği vurgulandı. 
Taş, yazısında, CHP’nin aday sürecini yönetme biçiminin hem parti içinde hem de kamuoyunda yoğun şekilde tartışıldığını belirterek, kritik görüşmeye dikkat çekti.
Makalenin en dikkat çeken bölümü ise eski Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve eski Antalya Milletvekili Hasan Subaşı’nın önerisi oldu. Subaşı, CHP’nin iki güçlü adayı olarak öne çıkan Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun seçim stratejisini farklı bir perspektiften değerlendirdi.
Subaşı, önerisinde şu ifadeleri kullandı:Yavaş ve İmamoğlu’nun ayrı adaylar olarak seçime girmesi, böylece muhalif oyların en yüksek seviyeye ulaşması.
İlk turda daha az oy alan adayın ikinci turda çekilerek diğerine tam destek vermesi ve bir “centilmenlik anlaşması” çerçevesinde cumhurbaşkanı yardımcılığı teklif edilmesi.
Bu yöntemin, CHP içinde olası bir adaylık krizini önleyerek parti içi birlikteliği koruyacağını savunması.
Subaşı’nın değerlendirmesine göre, her iki belediye başkanı da seçimin kendi adaylığıyla kazanılacağına inanıyor: 
Mansur Yavaş, kamuoyu yoklamalarında önde olduğunu, sağ seçmenden de oy alabileceğini öne sürüyor.
Ekrem İmamoğlu ise, Karadeniz ve doğu-güneydoğu bölgelerinde güçlü olduğunu, örgüt desteğiyle ön seçimi kazanabileceğini düşünüyor.Bu nedenle, aday belirleme sürecinde ön seçim ya da kamuoyu yoklaması yöntemlerinden biri tercih edilirse, diğer adayın itiraz edeceği öngörülüyor.
Özgür Özel’in liderliğinde yapılan toplantıda, CHP’nin aday belirleme sürecinde birlik içinde hareket etmesi gerektiği vurgulandı. Eğer iki belediye başkanı arasında mutabakat sağlanamazsa, Subaşı’nın önerdiği gibi bir centilmenlik anlaşmasının devreye girebileceği konuşuldu.
Buna göre:CHP’nin iki güçlü ismi ayrı aday olarak yarışabilir.İlk turda daha az oy alan aday, ikinci turda çekilerek diğer adaya destek verebilir.Böylece muhalefet oyları bölünmeden, ikinci turda tek bir aday etrafında birleşebilir.Bu öneri, CHP içinde olası bir parçalanmayı engellemek adına yeni bir formül olarak gündeme geldi. Ancak toplantıdan net bir karar çıkmadığı belirtiliyor. Özgür Özel’in süreci yönetmeye devam edeceği ve ilerleyen günlerde yeni bir toplantının yapılabileceği ifade ediliyor.
Yaklaşık iki buçuk saat süren görüşmede, aday belirleme süreci ve ön seçim konuları masaya yatırıldı. Toplantıya damga vuran gelişme ise Mansur Yavaş’ın, gazeteci Ali Taş’ın Antalya Körfez gazetesinde kaleme aldığı bir makaleyi okuması oldu.MAKALENİN DETAYLARINA ULAŞILDI Ali Taş’ın 9 Şubat tarihli “Centilmenlik Anlaşması ve Kaygı Eşiği” başlıklı yazısında, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve belirleme yönteminin büyük bir tartışma konusu haline geldiği vurgulandı. Taş, yazısında, CHP’nin aday sürecini yönetme biçiminin hem parti içinde hem de kamuoyunda yoğun şekilde tartışıldığını belirterek, kritik görüşmeye dikkat çekti.Makalenin en dikkat çeken bölümü ise eski Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve eski Antalya Milletvekili Hasan Subaşı’nın önerisi oldu. Subaşı, CHP’nin iki güçlü adayı olarak öne çıkan Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun seçim stratejisini farklı bir perspektiften değerlendirdi.Subaşı, önerisinde şu ifadeleri kullandı:Yavaş ve İmamoğlu’nun ayrı adaylar olarak seçime girmesi, böylece muhalif oyların en yüksek seviyeye ulaşması.İlk turda daha az oy alan adayın ikinci turda çekilerek diğerine tam destek vermesi ve bir “centilmenlik anlaşması” çerçevesinde cumhurbaşkanı yardımcılığı teklif edilmesi.Bu yöntemin, CHP içinde olası bir adaylık krizini önleyerek parti içi birlikteliği koruyacağını savunması.Subaşı’nın değerlendirmesine göre, her iki belediye başkanı da seçimin kendi adaylığıyla kazanılacağına inanıyor: Mansur Yavaş, kamuoyu yoklamalarında önde olduğunu, sağ seçmenden de oy alabileceğini öne sürüyor.Ekrem İmamoğlu ise, Karadeniz ve doğu-güneydoğu bölgelerinde güçlü olduğunu, örgüt desteğiyle ön seçimi kazanabileceğini düşünüyor.Bu nedenle, aday belirleme sürecinde ön seçim ya da kamuoyu yoklaması yöntemlerinden biri tercih edilirse, diğer adayın itiraz edeceği öngörülüyor.Özgür Özel’in liderliğinde yapılan toplantıda, CHP’nin aday belirleme sürecinde birlik içinde hareket etmesi gerektiği vurgulandı. Eğer iki belediye başkanı arasında mutabakat sağlanamazsa, Subaşı’nın önerdiği gibi bir centilmenlik anlaşmasının devreye girebileceği konuşuldu.Buna göre:CHP’nin iki güçlü ismi ayrı aday olarak yarışabilir.İlk turda daha az oy alan aday, ikinci turda çekilerek diğer adaya destek verebilir.Böylece muhalefet oyları bölünmeden, ikinci turda tek bir aday etrafında birleşebilir.Bu öneri, CHP içinde olası bir parçalanmayı engellemek adına yeni bir formül olarak gündeme geldi. Ancak toplantıdan net bir karar çıkmadığı belirtiliyor. Özgür Özel’in süreci yönetmeye devam edeceği ve ilerleyen günlerde yeni bir toplantının yapılabileceği ifade ediliyor. 
