CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın polis ablukasına alınması ve kayyum atanmasına ilişkin X paylaşımları gerekçe gösterilerek aralarında gazeteci Fatoş Erdoğan’ın da bulunduğu 20 kişiye “suç işlemeye alenen tahrik etme” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşmasında tahliye kararı verildi.
Birgün'de yer alan habere göre İstanbul 9’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüşecek olan duruşma salonun kapasite yetersizliği nedeniyle 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşmaya çok sayıda avukat, insan hakları savunucusu, yurttaş ile CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve CHP’nin avukat komisyonu da katıldı. Duruşma kimlik tespiti ile başladı.
"ÇOCUĞUMDAN UZAK BIRAKILDIM"
Tutuklu sanıklardan Nur Betül Aras duruşmada yaptığı savunmasında, “Hakkımdaki suçlamasan haberim yok çünkü ben ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ iddiasıyla şafak operasyonuyla gözaltına alınıp tutuklandım. Ancak iddianamede buna dair bir şey yok. Attığım tweetlerde de herhangi bir özne yok, ben yalnızca siyasi eleştiri yaptım. Ve tweetlerimde ne hakaret ne de suç işlemeye alenen tahrik edici bir tweet atmadım. Üzerime atılı suçu kabul etmiyorum. Benim kızım 9 yaşındaki kızıma bakmakla yükümlüyüm ve tırtıklanarak ona bakmam engelleniyor. Benim kızım Akdeniz ateşi hastası, ben keyfi bir şekilde tutuklu olduğum için şu an babası ve babaannesiyle. Ama eğer bu imkanı olmasaydı çocuk evine gönderilebilirdi. Ben sadece ifade özgürlüğü hakkımı kullandım” dedi.
Avukatı, “Gözaltına alındığında emniyette gözaltı gerekçesini öğreniyor ve tutuklama kararı ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ten veriliyor. Müvekkilimin tweetleri yurttaş iradesini gaspına karşı verdiği tepkidir ve nu nedenle tutuklanıyor. Tutuklamaya tek gerekçe olarak emniyetin sanal devriyesinde topladığı tweetler. Dosya baştan sona çok özensiz. Tutuklamaya itirazımız reddedildi, hasta küçük bir kızdan bahsediyoruz. Hastalığı psikolojik olarak etkileniyor ve kızı 57 gümdür okula gidemiyor. Bu tutuklama ne gereklidir, ne de yararlıdır. İddianamede savcı diyor ki ‘Ben suç işlemeye alenen tahrik’ten tutuklanmalarını istiyorsa neden iddianame sonunda ‘halkı kim ve düşmanlığa tahrik’ten tutuklama istiyor? Bu iddianamenin kopyala yapıştır olduğunu gösteriyor. Tutuklamaya derhal son verilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
"TUTUKLAMA GEREKÇESİ ORTADA YOK"
Tutuklu sanık Ömer Faruk Mangaltepe , “Paylaşımlarım hiçbir şekilde suç teşkil etmiyor. Hayatım boyunca suç işlemedim ve buna rağmen 57 gündür tutukluyum. İşenin çalışan tel ferdiyim ve şimdi tutukluluk nedeniyle yıllarca çalışıp yükseldiğim işimi kaybetmek üzereyim. Tahliyemi istiyorum” dedi
Avukatı ise dosyadaki tek delinini sanal devriye olduğuna dikkat çekti. Avukat, “Dosyadaki tek delilde saat belirtilmemiş burada biz devriyenin savcı talebiyle mi yapıldığı yoksa şans eseri mi nu tweetlerim tespit edildiğini bilemiyoruz. devriyede 10 kişi tespit edilirken dosya neden 20 kişilik? Diğer bir husus ise müvekkilin tutuklama sebebini tespit edemiyoruz. Tutuklama burada tedbir değil ağır bir uygulama. Sorgu zaptında tutuklama nedeni olduğu görüldü diyor. Ancak gerekçeyi göremiyoruz. Müvekkil hesabın onun olduğunu, ifade özgürlüğünü kullandığını söylüyor. Adli kontrol şartları düşünülmemiştir. Kopyala yapıştır kararlarla bugüne dek geldik ve bu nedenle tahliyesini ve beraatini talep ediyoruz.”
"İFADE ÖZGÜRLÜĞÜMÜ KULLANDIM"
Boğaziçi üniversitesi yüksek lisans öğrencisi tutuklu sanık Abdullah Esin “Ben olaya ilişkin siyasi analizimi orada yaptım ve ortada suç yokken nedeniyle tutuklandım. Bu tutuklama benim eğitim sürecimi bitme noktasına getirdi. Ben ifade özgürlüğünü savunuyorum. Eğitim aldığım üniversite de bu anlayış üzerinde kurulmuştur ve demokrasinin temel taşı da budur. Dolayısıyla ben bu paylaşımları ifade özgürlüğü kapsamında değerlendiriyor ve mahkemenin de bu şekilde değerlendirmesini, tahliyemi ve beraatımı istiyorum” diye konuştu.
Esin’in avukatı ise savunmada şunları söyledi:
“Soruşturmayı yürüten ve 1 ayda hızlıca tamamlayan savcı, iddianamede usulsüz bilgilerin yer almaması yönündeki kuralı dikkate almamış. Buradaki 20 kişinin tek ortak noktası talihsiz bir günde tweet atmaları. Bu davada usülüne uygun elde edilmiş bir delil yok. Sırf kayyum atamasına tepki gösterdi diye onlarca kişi evlerinden şafak operasyonları ile ya da Abdullah gibi başka yerden gözaltına alınıyor. Buradan anlıyoruz ki sanırım KVKK yalnızca biz avukatlar için geçerli. Son yıllarda ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini görmeye devam ediyoruz. Bir an önce tutuklu sanıkların tahliyesini ve beraatını talep ediyoruz.”
"EĞİTİMİM ENGELLENİYOR"
Sanık Alp Buğdaycı duruşmada, “Almanya’da iktisat okuyorum, olaylar yaşandığı sırada ise İstanbul’daydım. Olay günü CHP’nin yeni tüzük çalışmasının ekonomi kısmı için yapılan davete gittim. Ben sosyal medya hesabımda etrafımdaki karmaşıklığı videoya alarak durum güncellemesi yapma amacı taşıdım. Hayatımda ilk kez böyle bir karmaşıklığın içinde bulunuyorum. Hakkımda yurtdışı çıkış yasağı var ve şu an bu yargılama nedeniyle okula gidemiyorum ve onur derecesinde mezun olacakken şu an bunu yapamayacağım. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.
"BENİM İRADEME KET VURULDU"
Sanık Cem Kılıç ise “Yıllardır CHP’de siyaset yapıyorum. Ben Özgür Çelik’e oy verdim. Kayyum ile benim irademe ket vuruldu. Siyasetçi olarak sosyal medya paylaşımımda buna tepki gösterdim. Biz suç işleyen tarafta değiliz, bunu yapanlar suçu işleyenler. Ben neden yargılanıyorum? Düşüncemi ifade ettim. Neden çocuklarımın yanında gözaltına alındığımı anlamıyorum” ifadelerini kullandı.
"ATTIĞIM TWEET SUÇ DEĞİL"
Doğukan Dalkılıç ise şunları aktardı:
“Ben 7 Eylül akşamı endişe ve korku hissettim. Sözlpnısu tweeti. “Bu iş sadece il binası önünde olmaz 81 ilde meydanlara” idi. İddianame üzücüdür çünkü ben hiçbir YouTube hesabına konuk olmadım. tweeti attığım hesap 100 kişilik takipçiye sahip ve görüntülemeler çok düşük. Derhal beraatımı talep ediyorum”
"SUÇ UNSURLARI OLUŞMADI"
"Sokak Kedisi" isimli YouTube kanalının sahibi Ebru Oruç, “Ben bir gazeteciyim, chp il binasına çağrıda bulunmadım. Düşüncelerimi ifade özgürlüğü kapsamında paylaştım. Sözlerim Gürsel Tekin’e yönelikti, kimseyi suç işlemeye tahril etmedim. Beraatımı talep ediyorum.”
Oruç’un avukatı ise şunları aktardı:
“Müvekkilimin buradaki hiçbir sanıkla bağlantısı olmaması nedeniyle dosyasının ayrılmasını talep ediyorum. İddianamwdeki suç unsurlarının hiçbirinin oluşmadığı çok açık bu nedenle beraatını talep ediyoruz.”
"NİYET ATFEDİLDİ"
Başka bir soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Emrah Gülsunar duruşmaya SEGBİS üzerinden katıldı. Gülsunar savunmasında, “Buradaki iddianame başka bir iddianamede yapıştırılmış. İddianamede soğuk savaş adlı bir programdan bahsediliyor hayatımda ilk defa duyuyorum. Alanı siyaset bilimi bir akademisyenim. Sosyal medyadada birikimlerimi kullanarak analizler yapıyorum. İddianamede yer alan tweetimde bu bağlamdadır. Paylaşımımda suç unsuru oluşmamıştır. Gözaltına alındıktan sonra üzerimize atılı suçlamaya baktım. Siz herkesin sosyal medya paylaşımını eğip büküp niyet atfedersiniz, bana da yapılan bu. Benim anladığım o gece Twitter’a ‘direnmek’ gibi anahtar kelimeler aratılmış. Direnmek suç mudur? Sizler yasaların içerisinde de direnebilirsiniz. Üzerime atılı hiçbir suçu kabul etmiyor ve beraatımı talep ediyorum.”
"YARGILANMASI GEREKEN BEN MİYİM?"
Gazeteci Fatoş Erdoğan ise yaptığı savunmada şu ifadeleri kullandı:
“Ben gazeteciyim ve oraya haber takip etmeye gittim. Ben alanda çektiğim videoları sosyal medya hesabımda paylaştım. Üstlerine de orada ne yaşandığını, ne olduğunu, bana ait olmayan ifadeleri yazdım. Ancak iddianameye baktığımda ise ‘suç işlemeye alenen tahrik etme’ ile suçlanmışım. Bir gazetecinin işini yaparken yazdığı ifadeleri tırnak içine almaması mi gerekiyor? Benim ifadelerim gazetecilik sınırları içerisindedir. ‘Özgür Çelik kollarını sıvadı’ yazmışım ki videoda Özgür Çelik kollarını sıvamış. Bu mu suça tahrik? Ben iki gün boyunca oradaki olayları takip ettim. İkinci gün polisin attığı gaz fişeği ile yaralandım. Şimdi soruyorum burada yargılanması gereken gerçekten ben miyim? Beraatımı talep ediyorum.”
Savcı mütalaasında tutuklu sanıkların tutukluluk halinin ayrı ayrı devamına, adli kontrollerin de ayrı ayrı ayrı devamını istedi.
KARAR AÇIKLANDI
Tüm tutuklu sanıkların tahliyelerine, adli kontroller tedbirlerin uygulanmasına kararı verildi. Adli kontrolleri olanların imzalarının kaldırılmasına, yurt dışı çıkış yasaklarının devam etmesine ve ek iddianamenin talebine karar verildi.
Duruşma 28 Ocak’a ertelendi
NE OLMUŞTU?
45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararı gerekçe gösterilerek 7 Eylül'de CHP İstanbul İl Başkanlığı çevik kuvvet tarafından abluka altına alınmıştı.
Abluka sürerken yapılan bazı X paylaşımlarıyla ilgili 20 kişi hakkında "suç işlemeye alenen tahrik etme" suçlamasıyla iddianame hazırlanmıştı.
Sanıklar arasında gazeteci Fatoş Erdoğan, Sokak Kedisi isimli YouTube kanalının sahibi Ebru Oruç, akademisyen Emrah Gülsunar da bulunuyor.
5 yıla kadar hapsi istenen Fatoş Erdoğan’ın haber için çektiği videolar da iddianamede suç delili olarak yer almıştı.
Yorumlar
Kalan Karakter: