“Metropol ilçelere ağırlık vereceğiz”
Yakın zamanda yaptırılan anket konusunda ilçe başkanlarının bilgilendirildiğini vurgulayan Yücel, “Saha çalışmalarımız hava koşullarının el verdiği ölçüde yaz aylarında devam edecek. Malum bu hafta havanın ısınması bekleniyor o yüzden sabah ve akşam erken saatlerde milletvekillerimizin katılımıyla çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu dönemde biraz metropol çalışmalarına ağırlık vereceğiz, son dönemde genelde dış ilçelerde çalışma yaptık” diye konuştu.
“İktidara geldiğimizde bunu Türkiye’ye yayacağız”
Yücel ankete göre AK Parti’nin, MHP’nin oylarında ciddi bir düşüş olduğunu aktardı ve şunları söyledi:
“Partimizin ve İYİ Parti’nin oylarında ise artış var. Gelir seviyesi düşük hatta en düşük kesimde CHP İzmir’de birinci parti çıkıyor. Bunun nedeni de hem İzmir Büyükşehir Belediyemizin hem de ilçe belediyelerimizin pandemi döneminde ve son dönemlerde yaşadığımız ekonomik kriz döneminde kıt imkanlar ve engellemelere rağmen yaptığı sosyal yardımlar, hizmetler… Şöyle de bir tespit var, özellikle İzmir’de yüksek gelir seviyesindeki seçmende AK Parti birinci çıkıyor. Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi? Onların bunu kendi pencerelerinden masaya yatırıp değerlendirmeleri gerekiyor. Tabii ki bizde bunu kendi penceremizden inceliyor, masaya yatırıyoruz. Gelir seviyesi yüksek kesimden özellikle AK Parti’nin İzmir’de zenginlerin tercih ettiği parti olduğu yönünde bir tespit var. CHP’nin önceliği her şeyden önce gelir dağılımındaki adaletsizliği gidermek ve önlemek. Çalışan üreten ya da muhtaç olan işçi, emekçi ya da ezilen kesimlerin bu ülkenin kaynaklarından, zenginliklerinde daha fazla pay almasını sağlamak. Bunu da biz İzmir’de CHP’li belediyelerle, yerel yönetimlerle büyük ölçüde başarıyoruz. İktidara geldiğimizde de bunu bütün Türkiye’ye yayacağız.”
“CHP’nin potansiyeli İzmir’de daha yüksek”
Artış oranları ile ilgili ‘anlamlı ve mutlu eden’ yorumunu yapan Yücel, “Ama daha çok çalışıp daha fazla vatandaşımıza ulaşıp daha yüksek artışları hedefimize koyduk. CHP’nin potansiyeli İzmir’de daha yüksek, daha iyi bir noktaya taşıyabileceğimizi düşünüyoruz. Menemen’i de Urla’yı da ilk yerel seçimlerde geri alacağız, bundan hiç şüpheleri olmasın” ifadelerini kullandı.
“Kayyum atatmak anayasamız ile bağdaşmıyor”
Menderes’te hukuki süreç devam ettiğini hatırlatan Yücel, “Seçilmiş biri ile ilgili soruşturma açılması dava açılması bunlar mümkün. Ancak bir belediye başkanının bu tip iddialar ile görevden alınması ki karşı taraf tutuklanmasını bekliyordu belediye başkanımızın. Ancak soruşturmayı yürüten savcı bile tutuklamaya sevk etmedi, gerek duymadı ve adli kontrole sevk edildi. Soruşturma devam ediyor. Ben 20 yıllık hukukçu olarak, hele ki ağır ceza ile ilgilenen bir hukukçu olarak şunu söyleyebilirim; Eğer sabit olan bir suç olsaydı belediye başkanımız tutuklanmış olurdu. Urla’da seçilmiş bir belediye başkanı, o dönemde bir soruşturma ile görevden alındı ve kayyuma tandı. Eskiden bizim hukuk sistemimizde böyle bir şey yoktu. Menderes ve Menemen’de olduğu gibi meclis içinden başkan vekili seçilirdi. Ancak 15 Temmuz hain darbe girişimi sürüce ve sonrasında çıkarılan kararnameler ile bunu bizim hukuk sitemimize soktular ve mecliste çoğunlukları olduğu için yasalaştı. Bir terör iddiasını ortaya koyup, mahkumiyet kararı gerekmiyor, dava süreci gerekmeden bir belediye başkanı görevden alınabiliyor. Bunu tabii doğuda daha fazla örneği var. Belediye başkanları dokunulmaz değil. Ancak mahkum olmadan bir insanı görevden almak, hele hele ki görevden alıp yasalarımıza göre meclisten seçmeyip kayyum atatmak anayasamız ile hiç bağdaşmıyor” açıklamasını yaptı.
“Bu demokrasi de değil hukuk da değil”
Yücel, yasal mevzuatımıza ve belediye kanuna göre meclis içerisinde bir seçim yapılması gerekirken kayyum atamanın demokrasiyle hiçbir şekilde bağdaşmadığına dikkat çekerek, “Anayasamızda masumiyet karinesi vardır. Bir kişinin mahkumiyet kararı kesinleşir, ondan sonra yasal mevzuat neyi gerektiriyorsa onu yaparsınız. Ama bir anayasada masumiyet karinesi varken diğer yandan soruşturma açıp birini görevden almak, ötekini görevden almak… Bu demokrasi de değil hukuk da değil. Bu, hukukin birilerinin isteğine ve iradesine göre bir silah olarak kullanılmasıdır. Yani sandıktan alamadıkları sonucu bu tip ayak oyunlarıyla siyasi kararlarla ya da yasalarda yaptıkları oynamalarla. Görünen tarafta yasal ya da hukuki olarak bir dayanağı var ama demokrasiyle bağdaşan bir tarafı yok. Masumiyet karinesi varken bu tip yöntemler bizim hukuk sistemimizde olmamalı. Sonuç ne olursa olsun kimse bu tür yöntemlere tevessül etmemeli” dedi.




Yorumlar
Kalan Karakter: