CHP NEYİ KONUŞMALI ?

Uzun bir aradan sonra ve yine yoğun bir gündem ile
beraberiz sevgili okur. İktidar partisi bugüne kadar kendisine destek veren
perde arkası güçlerin istekleri yüzünden zor günler geçirirken, önümüzdeki
genel seçimlerde yeni başbakan ve parti genel başkanı ile nasıl başarılı
olacağın düşünülürken, ülke gündemi de çok sıcak bir hal aldı.

Tüm bu gelişmelerin içinde CHP’de Tarhan'ın istifası ile
sarsıldı, ayrıştırma adına, içeriği ne olduğu bilinmeyen kavramlarla dolu olan
siyasi literatürümüz CHP içindeki ulusalcı, yenilikçi ayrışmasını da uzun bir
zamandır yaşıyor. Tarhan'ı ulusalcı gibi
bir kavramla tanımlayanlara, uzun bir zamandır gülümseyerek baktım, bunun ne anlama geldiğini açıklamayacağım
fakat kişileri tam olarak tanımadan yorum yapan dostlara söyleyebileceğimiz,
Tarhan'ı tanımıyor olduklarıdır. Bu saatten sonra söylenecek pek fazla şey
yok kendisine siyasi yolunda başarılar dilerken siyasi arenanın CHP dışındaki
kulvarındaki yolunda çok zor olacağını hatırlatalım.

Bilinçli olarak gündeme getirilen bu ayrımlar CHP ye
zarar vermekten başka bir şey yapmadı tabi burada durumun isteyerek yapılmış
olabileceği gerçeği de gözden kaçırılmamalı. Ülkemizin 80 sonrası siyasi
tarihine bakınca günden güne CHP nin kırmızı çizgilerinin ülkenin kırmızı
çizgileri olduğunu ve sulandırılan bir CHP ile ne çok şeyin dengesini
kaybettiğini görüyoruz.

Kritik dönemlerde
istifa ederek CHP içinde karmaşa çıkarmayı hedefleyenlere öncelikle örgütleri
ziyaret etmelerini, sokağın nabzını iyi tutmalarını öneriyorum.

Bugün için CHP siyasetinin neye ihtiyacı olduğunu tüm
bileşenleri göz önünde bulundurarak yapmakta fayda var.

Bu nokta parti açısından çok önemli, istifa edenler
kadar partinin dengelerini doğu, güneydoğu siyaseti üzerinden düzenlemek
isteyenlerde doğru bir yol izlemiyorlar. CHP’nin
yüksek oy aldığı bölgelere gidip herkesi iyi dinlemekte fayda var, bunlar
birilerinin iddia ettiği gibi ekabir, bir eli yağda bir eli balda olan insanlar
değiller, bu ülkede herkes kadar emeği olan, saf, temiz, ülkesini seven
vatandaşlar. Kimse doğu-güneydoğu sorunun küçük olduğunu söylemiyor, fakat
bana kalırsa ülkenin önemle çözülmesi gereken ilk beş sorunu arasında değil,
siyasi temsil ve demokrasi bütün aldığı darbelere rağmen işliyor. Çözülmesi
gereken köklü sorunlar ise sürekli sümen altı edilmekte.

Ülke adına çok önemli bir kurum olan CHP aritmetik hesaplar ile çok sıcak
gündemlere girerken, ana dilde eğitim ve yanında bir kaç konu partinin en
önemli gündemi haline getirilmeye çalışılırken, önerim bu konulara seçime kadar
hiç girilmemesidir. Avrupa'nın ve dünyanın son üç yüz yıllık kavgası ulus
devlet olma kavgasıdır. Bu yolda önemli mesafeler kaydetmiş olan Türkiye
Cumhuriyeti’ni güçlendirmek adına yapılması gerekenler ortadadır. Bu konuyu
başka bir yazıda ayrıntılı değerlendireceğim. Birlikte yaşam, güçlü ve refahı
paylaşan bir devletin yurttaşları olmak adına bağımsız ve adaletli bir hukuk
düzenin korumak en hayati meselelerden biri diyerek geçeceğim sadece.

Önümüzdeki süreç rejimin
şeklinin belirleyecek bir genel seçim içeriyor, sonrası ise seçimsiz bir dört yılı ileriye dönük plan yapanlar bu kısmı
iyi değerlendirmeli, ana muhalefet hızlı
bir şekilde umut vaat eden, sosyoekonomik söylemleri ortaya koymalı, kendi ile
çelişen kırk parça görüntüsünden kurtulmalıdır, üç büyük şehirde ikişer puanlık
oy artışı CHP yi yüzde otuzun üstüne atacak ki o senaryoda ülkede çok şey
değişir.

Son günlerde CHP tabanından gelen
sesin ne kadar net olduğunu gözlerimle gördüm, kulaklarımla duydum, biraz
dinlemekte fayda var hem CHP adına hem ülke adına.