
Çalıştay’ın açılış toplantısında konuşan CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, düşünmeyi yok eden iktidar karşısında İzmir’den birlikte üretme için önemli bir çalıştay olduğunu ifade ederek, “Türkiye’de 14 milyon insan işsiz. Herkes derin bir borçluluk sarmalı içinde. Herkes derin bir umutsuzluk içinde. Bu ortada olan ağır krizi görmezden gelen iktidar yeni ekonomik program adı altında orta vadeli program açıkladı. Program fakirleşme, borçluluk, istihdam sorununu görmezden gelen, siyasi sorununun iktidarın ta kendisi olduğunu gizleyen programı bize sundu. Bu programın çare olmadığı çok açık… Türkiye’nin ortalama geliri 12 bin doları geçmişken bu sene 8 bin 400 dolara düşüyor olduğunu başarı öyküsü gibi anlatmazdı. Bundan önce açıkladığı programlardan farklı bir şey yapardı. Son pakette de 2 buçuk milyon istihdam yaratacağız demişti. Bu tarihten sonra 2 milyon istihdam kaybedildi. KOBİ 843 milyarlık borç yükü altında. Oysa programa göre Türkiye’de borçluluk sorunu yok. O zaman bize büyük bir görev düşüyor. Bu krizi çıkarmış olan bu anlayışı değiştirmemiz gerekiyor. Bu iktidar bu krizi çözemez. Çünkü kurdukları düzen krizi çıkarıyor. İktidar düzeni değiştirince iktidardan gideceğini biliyor. Rantçı, talancı, sadece kamu zararı gözeten bir anlayışa bizlerin vergisi harcayan bir anlayışla Türkiye’yi sona getiriyor. Çare bizden geçiyor” diye konuştu.
BELEDİYELERİMİZ ÇALIŞMALARINI ARTTIRARAK DEVAM EDECEKLER
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ise, 31 Mart seçimleriyle birlikte Türkiye’de değişim başladığına vurgu yaparak, “Yerelden genele, iktidara mutlaka ulaşacağımızın mesajını verdik. Nüfusumuzun yüzde 50.8’ini CHP olarak biz yönetiyoruz. Bunu yapabiliyorsak tamamını da yönetebiliriz. Belediyelerimize ve başkanlarımıza seçim öncesi birçok kaygı dile gelmişti. Ama onlar birçok dayatmaya göre güzel işler yaptılar. Hele pandemi sürecinde devleti yönetemeyenler 5 maskeyi dağıtamadı. Belediyelerimiz maske, dezenfektan, hijyen ve evlerine gazete götürmeye kadar başardı. Bazıları mega projeler açıkladı ama belediye başkanlarımız vatandaşın en önemli ihtiyaçlarında yanında oldular. Belediyelerimiz çalışmalarını arttırarak devam edecekler. Yeni bir hazırlık içindeler. İlçe belediyelerini kaldırarak sadece büyükşehir belediyeleri olsun istiyorlar. Yetkiyi biraz daha sarayda toplayarak iktidarı yürütme tasarısı içindeler. Beraber yönetmek istememize rağmen bizden hiçbir görüş alınmıyor. Türkiye’de sadece AKP’li, MHP’li belediyeler yok. Ama sorunları ortak, çözümleri de ortak. Sadece ben bilirim anlayışı maalesef bizi bu konuyla muhatap bırakıyor. Partide biri bir şeyler hazırlıyor, sarayda hazırlıyor ama kimin net bir irade koyduğu belli değil. Böyle yapının içinden çözüm çıkmaz. Bugün 1390 belediyeye düşürdüğünüz belediyelerle bu sorunu çözemezsiniz. Eğer vatandaşın sorununu çözeceksiniz, daha etkin hizmet vermek istiyorsanız lütfen yeni yerel yönetimle yasasını çıkarırken muhalefetin sesine de kulak verin. Çözümü ortak bulalım. Yoksa bu yasanın da sürdürülebilirliği olmaz. Çevre bakanlığının bir iki önerisiyle çözüm üretmiş olmazsınız. Belediye üzerine vesayet koyarak sorunu çözemezsiniz. Eğer yasa değiştirecekseniz bu farklı seslere de kulak verin. Artık ülkeyi yönetemiyorlar. Sadece mazeret üretiyorlar ve algıyı yönetiyorlar” diye konuştu.
SADECE HDP’Lİ OLDUKLARI İÇİN TUTUKLUYORSUNUZ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı da, “AKP neyi kaybettiyse ve neyi kaybediyorsa onunla ilgili meclis çoğunluğu ya da başkanın kararname yetkisiyle oyun kurallarını değiştirme çabası içine giriyor. Sadece bunlar değil seçim yasasını değiştirmek için istiyorlar. Bir iktidar yüzde 10 barajını kaldırmayacaksa, daha demokratik bir hale getirmeyecekse seçim sistemiyle ilgili bir değişiklik yapmak niye ister? Şunun için ister; iktidar benim altımdan kayıyor, ben ülkeyi yönetemiyorum, bir miktar oyum kaldı, vatandaşın iradesinin meclise olduğu gibi değil de bazı engellerle yansımasını sağlayacak işler yaparak hareket ediyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar AKP gidişini engelleyebilecek bir çabanın sonuç almayacağı çok aşikar. AKP’lilerin unuttuğu kavramlar vardı. Hatırladığı şeyler var bir de. TÜİK enflasyon rakamı açıklıyor, kimse inanmıyor. Devletin kurumu yalan söyler mi? Bu hale getirdiler. İşsizlik rakamı açıklıyorlar. Vatandaş inanmıyor. Merkez bankası döviz rezervi açıklıyor, ekonomistler inanmıyor. En son bakan itiraf etti. Pandemiyle ilgili rakamlar açıklıyorlar. Bakan itiraf etti, o rakamlar da doğru değil. Biz söylüyorduk. Ama Bakan açıklıkla itiraf etti. Biz halkımızın sağlığıyla da ilgiliyiz ama Türkiye’nin çıkarlarıyla da ilgiliyiz diyor. Türkiye’nin çıkarları doğruları söylemekten geçer. Hayatı pahasına mücadele eden sağlık personelinin can güvenliğinin sağlanmasından geçer, vatandaşa yalan söylemekten geçmez. Böyle bir bakış açısıyla Türkiye’nin yönetilmesi mümkün değil. Sağlık bakanı vaka sayısından haberdar değil, ekonomi bakanı dövizin nereye geldiğinden haberdar değil, Milli Eğitim Bakanı uzaktan eğitime dahil olamayacak aile var, onlardan haberdar değil. Birkaç gün önce HDP’ye operasyon yaptılar. AK Partililer ne yasaklardan, ne demokrasiden, ne adaletsizlikten bahsetmiyorlar. Bir zamanlar yolsuzluk derlerdi, kelimeyi lügatlarından çıkarmış durumdalar. Türkiye’de siyaseti baskı yoluyla dizayn etmeye çalışan bir anlayış var. 6 yıl önce olmuş olaylar, beraat edenler var. Hatta belediye başkanı tazminat hakkı elde etmiş. Sadece HDP’li oldukları için tutukluyorsunuz. Biz bunu söyleyince CHP’liler HDP’ye sahip çıkıyor diyorlar. Biz senin bu baskıcı tutumun yüzünden Melih Gökçek’e bile sahip çıktık. Metal yorgunluğu diye bir şey çıkardınız. Belediye başkanlarına istifa ettirdiniz. Onlar CHP’li mi, HDP’li miydi? Senin belediye başkanlarındı, sahip çıktık. Ahmet Davutoğlu saray darbesiyle indirildiğinde CHP’liler sahip çıkmadı mı? Davutoğlu HDP’miydi? İYİ Parti seçimlere girsin diye 14 milletvekilini CHP görevlendirmedi mi? İyi Partililer HDP’li miydi? Yapmış olduğunuz siyasi operasyonlara neden karşı çıktıysak aynı şekilde HDP’ye yaptığınız operasyona da karşı çıkıyoruz. Hukuk kalmadı, sizi başarılı yapacağını düşündüğünüz işler yapıyorsunuz. Bunu yapanlar tarihin çöplüğünde yerini aldı. Bunun çıkışı yok, siz gidiyorsunuz” ifadelerine yer verdi.
TÜRKİYE’DE MÜZİK DEĞİŞİYOR, DANSI DEĞİŞTİRECEK OLAN DA BİZLERİZ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir değişimin lokomotifi olacağını dile getirerek, “Bu toplantıdan Türkiye’ye ilham verecek ve İzmir’in model oluşunu gösterecek sonuçlar ortaya çıkacak. Konda’nın yaptığı son ankete göre Türkiye nüfusunun yüzde 82’si geçinmekte zorlanıyor. Yüzde 40 faturalarını ödemekte zorlanıyor. 5 milyon hane faturalardan birini ödeyemez halde. Gerçekten büyük yoksulluk, ekonomik sıkıntılar giderek derinleşiyor. Sürdürülebilirliğini yitiren bir ekonomik tablo var. Bunun değişmesi aslında yerel yönetimlerde başaracağımız değişimle çok alakalı. Yerelden gelen değişimle Türkiye’yi değiştirmemiz mümkün. Belediye başkanı arkadaşlarıma çok iş düşüyor. Belediye hizmetleriyle bu değişimi yaratmak mümkün değil, vatandaşın gündelik hayattaki ekonomik sorunlarına dokunacak çalışmaları da yapmak zorundayız. Acil müdahale ekibimizle ilçelerde en yoksul mahalleleri dolaşmaya başladık. Gerçekten yoksulluğun boyutu can yakıcı. Hızlı müdahale ettikçe görüyoruz ki yüzler gülüyor, umutlar büyüyor. Başka bir Türkiye kurmanın mümkün olduğunu görüyoruz. Başka bir Türkiye kurulmaya başlıyor ve hep beraber kuracağız. Müzik değiştikçe dans da değişir diye bir söz var. Türkiye’de müzik değişiyor, dansı değiştirecek olan da bizleriz” dedi.
HALKIMIZA VE PARTİMİZE DAHA FAZLASINI VERMEK İÇİN YENİ YOLLAR ARAYACAĞIZ
CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, sorunlara çözüm üreten bir CHP olduğuna belirterek, “Bu anlayışın Türkiye’nin dört bir yanında halka ulaştırılması için önce il ve ilçe örgütlerimize sonra belediye başkanlarımıza ihtiyacımız var. Ben İzmir İl Başkanı olarak söylüyorum, örgüt ve belediye başkanları canla başla çalışıyoruz. Örgütün bu çalışması olmasa başarı yakalanamazdı. Belediye başkanlarımızın gösterdiği başarılı performans partimizin iktidar yürüyüşünün hızlanması için en büyük etken. CHP varsa umut var dedirten belediye başkanlarımız bu zincirin en önemli halkalarından bir tanesi. Örgütümüzün saha çalışmalarında elini güçlendiriyorlar. Bugün bunları birbirimize anlatmak için değil daha fazla işler nasıl yaparız diye toplandık. Fikirlerimizi paylaşacağız, geliştireceğiz, halkımıza ve partimize daha fazlasını vermek için yeni yollar arayacağız. Tek vücut olmayı başaramamış tüm organizasyonlar bir rüzgarda dağılır. Dimdik ayakta kalmış bir çınarın dalları olsak da yeni filizler büyütmeye devam edeceğiz. Genel merkezimizin öncülüğünde düzenlenen bu Çalıştay’ı çok önemsiyoruz. İzmir’den çıkacak her fikrin Türkiye’yi demokrasi ve ortak akılla yönetecek olan iktidarımıza faydası olacaktır” şeklinde konuştu.

Yorumlar
Kalan Karakter: