Hakkında verilen ihraç kararı sonrası nasıl bir tepki göstereceği merak edilen Barış Yarkadaş, sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklamada bulundu ve şu ifadeleri kullandı:
GEÇ BİLE KALDINIZ!
CHP’nin mevcut yönetimi, hukukun temel ilkeleri yerine emir ve talimatla iş yapmayı alışkanlık haline getirmiş olan Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) aracılığıyla beni güya CHP’den ihraç ettirmiş.
Güleyim mi ağlayayım mı bilemedim…
YDK’nın başı olan ve birçok suç iddiasından hakkında fezleke bulunan “başkan” ile arkadaşları bizi özetle “parti disiplinine uymamak”la suçlamış…
Hesap sormamız gereken kurulun başı, eline nasıl geçirdiğini çok iyi bildiğimiz o yetkiye dayanarak üst perdeden hüküm vermiş…
Sizin verdiğiniz o hüküm; geçersizdir!
Ben CHP’ye sadece tüzükle ya da kağıt üstündeki bir üyelik işlemiyle bağlı değilim.
Ben CHP’ye gönülden ve yürekten bağlıyım.
Verdiğiniz o karar sizin için ancak bir utanç vesilesi olur.
Bu kararı çocuklarınıza bile anlatamayacaksınız.
Evet; güya “cesur” gibi davranıp bir karar aldınız ve bunu da medyaya hızlıca duyurdunuz!
Oysa ki; yaptığımız cesaretinizden değil korkaklığınızdan kaynaklanıyor.
Korkaklar gibi davranıyor ve benimle yüzleşemiyorsunuz!
Eğer korkmamış olsaydınız;
Uydurduğunuz “suçumu” yüzüme söyler; savunma vermem için en azından bir “tebligat” gönderirdiniz.
Ben “disipline verildiğimi” HALK TV’den “ihraç edileceğim tarihi” ise ANKA AJANSI’ndan öğrendim.
Bana “suçumu ve yargılanacağım tarihe ilişkin bir tebligat” bile gönderemediniz.
Çünkü korkaksınız!
Yüzleşebilecek bir cesarete sahip değilsiniz!
Nasıl olacaksınız ki?
Kolay mı benim karşımda “hile karıştırarak kazandığınız koltukta oturup yüzüme “suçumu” söylemek!
Yapamazdınız!
Bunu yapamayacağınızı bildiğiniz için “yargısız infaz” yolunu seçerek “savunmamı” bile almadan size dayatılan bir kararın altına imza attınız.
Nasıl olsa sizi alkışlayan bir “yancı medyanız” ile etkisi altına aldığınız destekçileriniz var.
Nasıl olsa; o yankı odalarında sizi eleştiren herkesi “AKP’li” , “Sarayın adamı” diye yaftalıyor kendinizi bu şekilde tatmin ederek gerçeklerden kaçıyorsunuz.
Kaçın kaçın ama nereye kadar?
AK PARTİ’den öğrendiğiniz ve tekrar ettiğiniz “sözde yargılama” ile kendinizi bir yere kadar kandırırsınız.
Hanımlar, beyler…
Alttaki fotoğrafa iyi bakın..
Yıl 1995…
Yer CHP Kadıköy İlçe Başkanlığı..
Biz o gün de oradaydık yarın da orada olacağız.
Dün de doğru bildiğimizi söylemekten kaçınmadık yarın da kaçınmayacağız !
Siz kendinize yakışanı yaparak savunmamızı bile almadan bizi infaz ettiniz!
Aldığınız kararı yüzümüze okuyacak cesaretiniz yok!
Ama bakın ben haklılığımdan aldığım güçle bir kez daha haykırıyorum yüzünüze:
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası CHP’mize bulaştırdığınız kiri pası atacak, gerçek anlamda baba evimiz olan partimize sürülen lekeyi çıkaracağız.
Haydi cesaretiniz varsa siz de söyleyin bunu ..
Söyleyin;
“Biz hiçbir yolsuzluk iddiasının üstünü örtmedik…”
“Biz kongre ve kurultaya hile karıştırmadık..”
“Biz kongre öncesi delegelere menfaat sağlamadık…”
“Biz elimize geçirdiğimiz belediyeler üzerinden sebepsiz zenginleşmedik..”
“Biz sadece maaşımızla yaşadık. Harama el sürmedik…”
Haydi söyleyin!
Neyse uzatmayalım…
Sizler aslında bu kararı vermekte geç bile kaldınız!
Sözde ihraç kararınızın benim nazarımda toz zerresi kadar bile değeri yoktur.
Talimatla aldığınız bu karar sizin için bir utanç benim için ise bir onur vesikasıdır.
Beni sözde ihraç etme talimatının geldiği gün benim için onurla anılacak bir gündür.
İnfaz kararım Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi’nden Atatürk'ün fotoğrafını indirdiğinizi deşifre ettiğim gün verildi.
İki ay kıvranıp konuyu unutturmaya çalıştınız. 2 Eylül günü ise korkakça düğmeye bastınız.
Tarih sizi Atatürk’ün fotoğrafını CHP’den kaldıranlar olarak yazacak.
Bu utancı ömür boyu taşıyacaksınız.
Tıpkı diğer aldığınız hukuksuz kararlar gibi…
Son söz:
CHP’ye icazetle gelmedik; icazetle de gitmeyeceğiz.
CHP bizim için “geçim kapısı” değil ideallerimizin buluştuğu çatının adıdır.
O çatının çökertilmesine izin vermeyeceğiz.
Buna hepiniz şahit olacaksınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: