CHP'NİN SİYASET DEHALARI!

Bilindiği gibi İZMİR, CHP’nin Türkiye’ye ışık tutan AYDINLIK
YÜZÜ. Bunu herkes biliyor ama içinde olmayanlar bu başarının nereden geldiğini
kavrayamıyorlar. Herkes zannediyor ki İzmir’in başarısını İzmir’de yaşayan CHP’liler
sağlıyor. YANLIŞ!!!!!

Sadece İzmirliler daha şanslı, çünkü İZMİR’de SİYASET DEHASI
iki adam var. Birisi yerel yönetimlerde genel merkezin kararlarına karşı İSTİFA
EDERİM diyerek genel merkezi yanlıştan döndüren büyük bir BELEDİYE BAŞKANI.
Diğeri genel seçimlerde benim listem geçmezse istifa ederim diyerek kendi
listesini yazdıran MİLLETVEKİLİ.

Ne yazık ki bu istifa tehditleri karşısında il örgütünün
başındaki sayın yönetici de bunlara biat ediyor. Bu şans her ilde yok tabii. Ankara’da
İzmir’e karşı özel bir ilgi var. Oturdukları yerden tüm ilçelerin dinamiklerini
bilen bir MYK var1 Bunlar İzmir’in başarısını nasıl sağlıyorlar? Ankara’daki
Sayın Yerel Yönetimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcıları oturmuşlar demişler
ki; “Biz 
İzmir’de zaten kaybetmiyoruz 
ALÇIDAN HEYKELİ KOYSAK kazanırız. Nasılsa CHP Örgütü’nün  de bizim ve İzmir’deki iki siyaset deha  kadar, 
kafası çalışmaz  O halde kendi
adamlarımızı, bize yakın olanları atayalım” demiş ve karar vermişler. Karar
verirken birbirlerine düşmüş yumruk yumruğa kavga etmişler. Düşünün artık
içerdeki benim olsun kavgasını. Kimsenin bu adamla nasıl seçim alırız derdi yok.
Kimse partiyi düşünmüyor. Herkes konuşurken mangalda kül bırakmıyor ama icraata
gelince benim adamlarım kazansından öteye gitmiyor. Artık hazmedemediği
yemeği  zorla önüne koyulan örgüt
emekçileri de  sokakta ve parti önünde isyanlarını
dile getiriyorlar.

ATANMA KRİTERLERİ
NEDİR?

Siyaset yapan herkesin hatta vatandaşların aklındaki soru; “Karşıyaka, Bornova, Buca, Karabağlar,
Konak, Çiğli’nin mevcut başkanlarının değişmeyen diğer başkanlardan ve atanan
arkadaşlardan neyi eksikti? Bu değişimleri hangi kriterlerle belirlediler.
Başarılı ya da başarısız 5 yıl boyunca CHP’ye hizmet etmiş bu başkanların
atanmama gerekçelerini söylemedikleri için onurları incinmemiş midir?”
YOKSA bir boşluk mu yaratılmaya çalışıldı ki SİYASET DEHASI BEYFENDİLERİN istedikleri
arkadaşlar görevlendirildi. Görevlendirilen arkadaşların kriterleri belli; “O benim adamım, bu benim çalışma arkadaşım
bu şehzade soyundan, diğeri efsane bu isimler partiyi uçuracakları için mi
İzmir’deki iki Siyaset Dehası ile Ankara’daki Yerel Yönetimler Komisyonu’nun
bilgileri birleşti de örgüte gerek duyulmadan atamalar gerçekleşti.” İroni
yapıyorum? Çünkü örgütten gelen örgütte yöneticilik yapmış birisi olarak parti
emekçisi  dostlarımın acısını yüreğimde
hissediyorum. Halihazırda belediye başkanlıkları için atanan adayların yüzde
90’ı alınan arkadaşların yerine partiye artı değer kazandıracak niteliklerde
değil. Anlamakta zorluk çektiğim sokaktaki vatandaşların bildiğini konuştuğunu,
düzmece ve paralı anketlerle gerçeklerin aynı olmadığını genel merkez
yöneticileri de kesinlikle biliyordur. Genel Merkez bunu biliyorsa niçin örgütü
ciddiye alan örgüte emek vermiş arkadaşları başkan adayı olarak atamayıp örgütü
de onurlandırmıyor.

Yirmi yılını siyasete adamış bir arkadaşımızın çalışmalarını
yürüttüğü Konak dışında başka bir ilçede görevlendirilmesi hem kendisini hem
atandığı ilçendeki emek verenlere haksızlık olmadı mı? Diğer taraftan, tanımadığı,
emek vermediği sokaklarında kaybolabileceği bir ilçede sırf soyadından dolayı belediye
başkanı koltuğuna oturtmak emek hırsızlığı değilmidir? Ya da siyaset dehaları
tarafından örgüte dayatılan yakındaşları seçimi almak için çalışacak olan
örgütün çalışma azmine ve partiye olan güvenine zarar vereceklerini bilmiyorlar
mı? Ben istedim böyle oldu atamaları ile karşı karşıya kalındı her ilçede. Ahde
vefada kişiye göre değişim gösterdi. Belediye başkanı iken ölen bir başkanın
çocuğu ahde vefa adı altında ilçeye dayatılırken yine belediye başkanı iken
hayatını kaybeden bir başka belediye başkanımızın eşi siyasi birikimi de
olmasına rağmen dikkate alınmamıştır. Demek ki bir ilçede geçerli olan ahde
vefa karakteri başka bir ilçede göz ardı edilmiştir.

KILIÇDAROĞLU “UMUT”
İDİ

Aslında CHP örgütü çok cefakardır sabırla, umutla liderinin
paralelinde çalışmalarını sürdürür. Çünkü Deniz Baykal döneminde adaylık
sürecinde böyle sayısız ithal aday ya da donanımı özellikleri uygun  kişiler seçilmemiştir. Peki şimdi ne oldu da
örgüt isyan ediyor hem de seçim öncesi sokaklarda, meydanlarda. İsyanın nedeni Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun
ve merkez yönetimine gelen kişilere karşı duyulan BÜYÜK UMUT’tur. Artık
partimiz değişti, adaylık belirleme süreçleri daha adil ilerleyecek inancıdır. Örgütün son adaylık belirleme sürecinden
sonra adalete olan inancı, partiye ve lidere olan güveni azalmıştır. Birkaç
kişinin örgütün üstünde görülmesi kadar, örgüte emek verenleri inciten,
sahipsiz hissettiren, şevkini kıran başka bir durum olamaz. Yeni CHP dönemiyle
birlikte en az 10 ay yaşadıkları ve aday oldukları ilçeyi karış karış dolaşan,
seçmenlerle birebir iletişim kuran, partiyi anlatan,  ilçenin tarihi geçmişini, sokak sayısını,
demografik yapısını, kültürel tablosunu çıkararak onlara yönelik projeler
hazırlayan aday adayları çok büyük bir haksızlığa uğramıştır. Emek hırsızlığı
yapılmaktadır. Sadece hizmet
sevdalılarının emeklerinin üzerlerine oturanlar, buna neden olanlar en önemlisi
de göz yumanlar bilmelidir ki ÖRGÜT OLMADAN KAZANILMAZ. Bu parti 90 yıllık dev bir çınardır ve
sahibi de sadece örgüttür. Yöneticiler örgütün sesini duyup onlara kulak
verdiği ve onlarla birlikte yürüdüğü sürece koltuklarının hakkını verir. Sayın
Kemal Kılıçdaroğlu İzmir’e geldiğinde de “İzmir Azizdir Aziz Kalacak” sloganını
attıranlar kadar İzmir’in Sayın İl Başkanı da o makamın hakkını verip örgütün
gerçek sesi olamamış onların isteklerini de yerine getirememiştir.