İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin daha yaşanılabilir bir İzmir ve daha temiz bir Körfez hedefiyle inşa ettiği Çiğli İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nin 4. faz ünitesinin açılışı için geri sayım başladı. Yeni fazın tesisin kapasitesi ve çalışma verimliliğini artıracağına dikkat çeken İZSU Genel Müdürlüğü Körfez Ekoloji Danışma Kurulu Üyesi Dr. Işıkhan Güler, “Tesise gelen evsel atık su arıtılarak, daha temiz şekilde alıcı ortama veriliyor. Arıtma kapasitesi günlük 605 bin metreküpten, 820 bin metreküpe çıkaracak tesis sayesinde İzmir Körfezi daha canlı olacak” dedi.“Daha temiz bir Körfez” hedefiyle çalışmalarını sürdüren İzmir Büyükşehir Belediyesi, 28 Nisan Pazartesi günü Çiğli İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nin 4. fazını hizmete açacak. Kentin arıtma yükünün yüzde 96’sını karşılayan tesisin kapasitesini yüzde 36 artıracak 4. fazın açılışı için son hazırlıklar yapılıyor. 4. fazın kent için önemini anlatan İZSU Genel Müdürlüğü Körfez Ekoloji Danışma Kurulu Üyesi ve İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Işıkhan Güler, tesisin 2000’li yılların başında Büyük Kanal Projesi kapsamında inşa edildiğini ve her bir fazın etap etap hizmete alındığını belirtti. Bu projenin o dönem 3 milyonluk nüfusa göre planlandığını ancak İzmir’in son yıllarda aldığı büyük göçle nüfusunun 5 milyona yaklaştığını anımsatan Işıkhan Güler, bu durumun da tesisin kapasitesinin artırılmasına yönelik ihtiyacı doğurduğunu belirtti.“Deniz ortamı daha canlı hale geliyor”
Tesise gelen evsel atık suyun, ileri biyolojik sistemde arıtılarak, fosfor, azot, karbondan arındırıldığını, daha temiz bir şekilde alıcı ortama verildiğini ifade eden Güler, “Atık su arıtılmadığı takdirde Körfez’in içerisinde kirlilik oluşur. Bu kirlilik yükü arttığı zaman deniz ormanındaki organizmalar farklı şekillerde davranıyor. Daha kötü organizmalar ortaya çıkıyor ve deniz yaşamını olumsuz etkiliyor. Çiğli Artıma Tesisi'nden çıkan suların ileri biyolojik şekilde arıtılması, deniz ortamının da daha canlı hale gelmesini sağlıyor. Ayrıca kirletici organizmaların daha da azalmasını sağlıyor” dedi.“Gediz Havzası’nda ciddi bir kirlilik var”
Körfez kirliliğinin nedenlerini bütüncül bir yaklaşımla ele almanın önemli olduğunu söyleyen Işıkhan Güler, “Karasal alandan gelen başka kirlilikler var. Körfez’in çevresi ve havzası çok önemli. Gediz Havzası ile ilgili ciddi kirlilikler var. Bunun Körfez üzerindeki baskısı oldukça fazla. Körfez’in herkesin daha güzel yaşayacağı bir ortam haline gelmesi için bu unsurların bir bütün olarak değerlendirilmesi lazım” diye konuştu.“ÇED onayı bekleniyor”
4. fazın devreye girmesi ile tesisin kapasitesi ve çalışma verimliliğinin artacağına dikkat çeken Güler, arıtma kapasitesinin yüzde 36 artışla günlük 605 bin metreküpten 820 bin metreküpe çıkacağını belirtti. Geçen aylarda Körfez Çalıştayı yaptıklarını ve 3 aşamalı Acil Eylem Planı hazırladıklarını anımsatan Güler, “İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü yaptığı çalışmalarla Acil Eylem Planlarını hayata geçirmek için uğraşıyor. Bu çalışmalardan biri 4. fazın hayata geçirilmesiydi. Alt yapının daha iyi hale getirilmesi için İZSU Genel Müdürlüğü’nün çalışmaları mevcut. Ancak Körfez’in kendi içerisinde bir sirkülasyon sorunu var. Bununla ilgili bir sirkülasyon projesi var. Uzun dönemde yapılması gereken çalışmalardan biri de bu. Bu sirkülasyon kanalı aslında derinleştirme projesi. Körfez’e giren deniz suyunun, Körfez'de daha fazla beklemeden, niteliğini yitirmeden hemen kuzeyden çıkması gerekiyor. Bununla ilgili İzmir Büyükşehir Belediyesi projelerini tamamladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan ÇED onayı bekliyor. İmar izni de bakanlıktan bekleniyor ama bakanlık henüz bunu imzalamadı” dedi.Belediye üzerine düşeni yapıyor
Körfez ile ilgili bütün sorumluluğun merkezi hükümette olduğunu, belediyenin de şehirde karasal alt yapı kirleticilerinden sorumlu olduğunu aktaran Güler, “Körfez konusu bütünsel bir konu. Merkezi hükümet ile yerel yönetimlerin birlikte çalışması gerekiyor ama yasalarla görev dağılımı belirlendiği halde uzak duruyorlar. Bakanlığın Gediz üzerindeki kirleticilere yönelik denetimlerini çok hızlı şekilde yaparak, önlem alması gerekiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi üzerine düşeni yapıyor ama bakanlık bekliyor” diye konuştu.
Işıkhan Güler, Çiğli İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nin olumlu etkilerinin zaman içinde hissedileceğini de sözlerine ekledi.
Tesise gelen evsel atık suyun, ileri biyolojik sistemde arıtılarak, fosfor, azot, karbondan arındırıldığını, daha temiz bir şekilde alıcı ortama verildiğini ifade eden Güler, “Atık su arıtılmadığı takdirde Körfez’in içerisinde kirlilik oluşur. Bu kirlilik yükü arttığı zaman deniz ormanındaki organizmalar farklı şekillerde davranıyor. Daha kötü organizmalar ortaya çıkıyor ve deniz yaşamını olumsuz etkiliyor. Çiğli Artıma Tesisi'nden çıkan suların ileri biyolojik şekilde arıtılması, deniz ortamının da daha canlı hale gelmesini sağlıyor. Ayrıca kirletici organizmaların daha da azalmasını sağlıyor” dedi.“Gediz Havzası’nda ciddi bir kirlilik var”
Körfez kirliliğinin nedenlerini bütüncül bir yaklaşımla ele almanın önemli olduğunu söyleyen Işıkhan Güler, “Karasal alandan gelen başka kirlilikler var. Körfez’in çevresi ve havzası çok önemli. Gediz Havzası ile ilgili ciddi kirlilikler var. Bunun Körfez üzerindeki baskısı oldukça fazla. Körfez’in herkesin daha güzel yaşayacağı bir ortam haline gelmesi için bu unsurların bir bütün olarak değerlendirilmesi lazım” diye konuştu.“ÇED onayı bekleniyor”
4. fazın devreye girmesi ile tesisin kapasitesi ve çalışma verimliliğinin artacağına dikkat çeken Güler, arıtma kapasitesinin yüzde 36 artışla günlük 605 bin metreküpten 820 bin metreküpe çıkacağını belirtti. Geçen aylarda Körfez Çalıştayı yaptıklarını ve 3 aşamalı Acil Eylem Planı hazırladıklarını anımsatan Güler, “İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü yaptığı çalışmalarla Acil Eylem Planlarını hayata geçirmek için uğraşıyor. Bu çalışmalardan biri 4. fazın hayata geçirilmesiydi. Alt yapının daha iyi hale getirilmesi için İZSU Genel Müdürlüğü’nün çalışmaları mevcut. Ancak Körfez’in kendi içerisinde bir sirkülasyon sorunu var. Bununla ilgili bir sirkülasyon projesi var. Uzun dönemde yapılması gereken çalışmalardan biri de bu. Bu sirkülasyon kanalı aslında derinleştirme projesi. Körfez’e giren deniz suyunun, Körfez'de daha fazla beklemeden, niteliğini yitirmeden hemen kuzeyden çıkması gerekiyor. Bununla ilgili İzmir Büyükşehir Belediyesi projelerini tamamladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan ÇED onayı bekliyor. İmar izni de bakanlıktan bekleniyor ama bakanlık henüz bunu imzalamadı” dedi.Belediye üzerine düşeni yapıyor
Körfez ile ilgili bütün sorumluluğun merkezi hükümette olduğunu, belediyenin de şehirde karasal alt yapı kirleticilerinden sorumlu olduğunu aktaran Güler, “Körfez konusu bütünsel bir konu. Merkezi hükümet ile yerel yönetimlerin birlikte çalışması gerekiyor ama yasalarla görev dağılımı belirlendiği halde uzak duruyorlar. Bakanlığın Gediz üzerindeki kirleticilere yönelik denetimlerini çok hızlı şekilde yaparak, önlem alması gerekiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi üzerine düşeni yapıyor ama bakanlık bekliyor” diye konuştu.
Işıkhan Güler, Çiğli İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nin olumlu etkilerinin zaman içinde hissedileceğini de sözlerine ekledi.
