Çocukları ölümün eşiğindeki ailenin evleri yıkılmak üzere
Adana'da 13 yıl önce dalak ve karaciğer büyümesi nedeniyle kızlarından birini 11 yaşındayken kaybeden Barık ailesi, biri 6 diğeri 11 yaşında iki çocuğu da aynı hastalığa yakalanınca evlatlarını kaybetmemek için Ankara'ya götürüp tedavi ettirmek istedi ancak evlerine döndüklerinde duvarların çatlak ve yıkılmak üzere olduğunu görünce gözyaşlarına boğuldular.
Yayınlanma :
21.01.2020 00:23


Bu arada, Rabia (18), Suna (16), Şule (11) Esra (10) ve 6 yaşında İbrahim isimli çocukları olan Barık ailesi, kızlarının acısını unutmamışken 5 yıl önce kızları Şule'de de dalak ve karaciğer büyümesi olduğunu öğrendi. Bu hastalıktan ilk çocuğu hayatını kaybeden baba İbrahim Barık, çalıştığı işten de ayrılarak kızının tedavisi için mücadele etmeye başladı. 5 yıldır çalışmayan baba Barık'ın ne maaşı ne de sigortası var. İki odalı üzeri çinko ile kaplı bazı pencerelerinde ise cam yerine naylon bulunan bir evde yaşam sürdürürken çocuklarının ölmemesi için mücadele başlattı. Bu sırada tek oğlu olan İbrahim Barık'ın da aynı hastalığa yakalandığını öğrendi. Barık ailesinin bu mücadelesine devlet kulak vererek onları Ankara Gazi Hastanesine tedaviye gönderdi. Bundan 2 yıl önce aile Ankara'ya giderek iki çocuğunun hayatta kalması için mücadele başlattı. Aralıklarla Adana'ya gelen aile son geldiklerinde iki odalı evlerinin bütün duvarlarının çatladığını, evlerinin yıkılmak üzere olduğunu gördü.
"Evim çocuklarımın üzerine yıkılacak diye korkuyorum"
Baba İbrahim Barık, "2 yıldır çocuklarımın tedavisi için Ankara’da Gazi Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Gazi Hastanesi’nde bulunuyorum. Şimdi de ailemle Adana’daki evime geldik. Evim, çocuklarımın üzerine yıkılacak diye korkuyorum. Şu evin haline bakın. Perişan durumdayım. Bir çocuğum hastalıktan öldü iki çocuğum aynı hastalığa yakalandı onlar ölmesin diye mücadele ederken evim bu hale geldi. Ne olur büyüklerimiz bize yardım etsin" diyerek gözyaşlarına boğuldu.
Babanın ağlaması üzerine anne ve bütün çocuklar da gözyaşlarına boğuldu. Baba Barık iki elini yüzüne koyarak açılan duvar önünde diz çöküp çaresizce uzun süre ağladı.
Hasta Şule Barık da gözyaşları içinde, "Evimiz başımıza yıkılacak diye içine girmeye korkuyoruz. Ben de hastayım. Kalacak yerimiz de yok. Ne olur bize yardım edin" dedi.
Abla Suna Barık ise "2 kardeşim de siroz hastası. Kalacak başka yerimiz yok. Bir an önce evimizin yapılmasını istiyoruz. Lütfen bir an önce bize yardımcı olun" diyerek ağladı.
Evin duvarlarında bir insan kafası sığacak kadar açıklar oluştuğu görülürken, aile duvar çökmesin diye kendince önlem almış.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: