CHP'nin Silivri'de tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için kurduğu Cumhurbaşkanı Aday Ofisi'nin ilki bugün Ankara'da açılıyor.
Ofislerin artarak devam etmesi ve ikinci ofisin İstanbul'da açılması bekleniyor.
Birazdan gerçekleşecek açılış öncesi yurttaşlar Ankara Üsküp Caddesi’nde bulunan Bülent Ecevit Parti Okulu binası civarında toplandı.
Kampanyanın ana sloganı ise, "Herkes için, her yerde, önce adalet, önce hürriyet" olarak belirlendi.
CHP Gençlik Kolları'nın yürüyüş ile katıldığı ofis açılışına ilişkin bazı görüntüler de paylaşıldı.
İmamoğlu'nun ofisinin girişindeki isimlik kamuoyunda gündem oldu.
ÖZGÜR ÖZEL KONUŞUYOR
CHP lideri Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Aday Ofisi önünde toplanan yurttaşlara sesleniyor.
Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
"Cumhuriyet'imizin ev sahipleri, Çankaya Köşkümüzün, Anıtkabir'imizin emanetçileri. Biliyoruz ki bu şehri, Cumhuriyet'i korkmayanlar kurdu. Burada da korkuyu evde bırakanlar var. Bu ofisin açılmasıyla birlikte, iktidar yürüyüşünde, adımların adımlara katılacağı bir büyük yürüyüşü buradan başlatıyoruz. İlk darbenin izlerini taşıyan, DGM olarak çok fazla yoldaşımızın sorgulandığı bu binayı çok zor aldık. Bir darbeye yenilmeyen ve dimdik çıkan bu bina şimdi bir başka darbeye, 19 Mart darbesine direnenlerin simge mekanı olacaktır.
19 Mart'taki darbe girişimine karşı, büyük mücadeleyi tüm Türkiye'ye yayanların, 2 buçuk milyon üyemiz, 15 milyon kişinin, eli bostanlu nenemin, karnında yavrusuyla, o yavrunun geleceğini o dayanışma sandığıyla arayanlarla yeni bir yürüyüş başladı. Ekrem İmamoğlu artık bir partinin değil milletin adayıdır. türkiye'nin adayıdır. O yüzden Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi'miz bir partiye ait değildir. Elbette mekan CHP'nindir ama mekanın adı da baba evidir.
Herkes baba evine doğar büyür kimi daha ırağa gider, kimi yakında kalır. Ama herkes bilir ki başım sıkışırsa baba evinde baca tütmektedir. İşte gün o gündür. Türkiye'nin tüm demokratlarının, muhafazakar demokratların, milletiyetçi demokratların, sosyalist demokatların, liberal demokratların, Kürt demokratların birleştiği yer baba evidir. Ve bu baba evi bir partiye ait değildir. bizler baba evinin bacası tütsün diye odun çekenleriz. Ama baba evi Türkiye'nin tümüne aittir. Çünkü tapusunda ne Özgür Özel yazar ne de önceki genel başkanların adı. Baba evinin tapusu Mustafa Kemal Atatürk'e aittir. Ofisi genel merkezden ayırdık. Buranın kapsı herkese açık. Fikri olana enerjisi olana açık. Burası Gazi'nin partisinin bir kez daha iktidara yürüyüşünün, bir kez daha mağdurların yüzünü güldürüşünün, açlığı bir kez daha yenmesinin, işsizliği ortadan kaldırmasının, geleceğe umutla bakılmasının yolculuğu, bugün burada, Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi ile birlikte başlıyor.
Cesaretin varsa çık milletin karşısına! 2 Kasım'da seni sandığa davet ediyorum. Artık birileri sürekli kemer sıkarken, birilerinin yedi sülalesine 700 yıl yetecek servetine rağmen doymayan gözleri bitmeyen hırsları var. Atatürk'ten emanet eşit yurttaşlığı, sınıfsal bir ayrım yaratarak lekeleyenlerin yönetimde olduğu bir dönemdeyiz.
Maalesef bazı çocuklar hayata kapatamayacakları kadar büyük bir farkla geriden başlıyorlar. Eğitimde böyle sağlıkta beslenmede bile böyle. Kurdukları çarkın dişlileri hep zengine çalışıyor ama yoksulu parçalıyor."
EKREM İMAMOĞLU MESAJ GÖNDERDİ
Silivri'de tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Ankara'ya mesaj gönderdi. İmamoğlu'nun mesajını CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke okudu.
İmamoğlu'nun mesajı şu şekilde:
"Kıymetli yol arkadaşlarım, değerli vatandaşlarım, canım milletim. Cumhurbaşkanlığı aday ofisimizin açılışına hoş geldiniz.
Eşit haklara sahip vatandaşların, özgür ve adil seçimlerle yöneticilerini belirlemesi cumhuriyetimizin temelidir, demokrasimizin asli şartıdır. O nedenle ülkenin çok kötü yönetildiği en zor zamanlarda, en kara günlerde bile içimizde hep bir umut vardır. Bir pazar günü sandığa gider, iktidarı değiştiririz. Hayatımızın seyri değişir diye düşünürüz. Milletimize bu umudu, bu özgüveni Gazi Mustafa Kemal Atatürk verdi. Hiç kimse geri alamaz.
Zaman zaman milleti hiçe sayarak kendini devletin sahibi zannedenler oldu. Fakat tarihimiz, devletin asıl sahibinin millet olduğunu, iktidarların geçici, milletimizin hayal ve hedeflerinin ise kalıcı olduğunu bizlere gösterdi.
"BURASI BİR PARTİNİN DEĞİL, MİLLETİN OFİSİ"
Cumhurbaşkanlığı aday ofisi, her şeyden önce, milletimizin cumhuriyete ve demokrasiye bağlılığının, milli iradenin üstünlüğüne olan inancının ifadesidir. Milletimizin eşit şartlarda, mertçe yürütülecek bir siyasi rekabet talebinin ifadesidir. Bu nitelikleriyle burası bir partinin, bir şahsın değil, milletin ofisidir. Eksiksiz tüm milletindir.
Burası milletimizle birlikte tarih yazacağımız bir merkez olacaktır. Değerli yurttaşlarım, demokratik siyasetin özü, toplumun ortak menfaatlerine hep birlikte barış içinde ulaşmak, ülkenin sorunlarını uzlaşı ve işbirliği içinde çözmektir. Bu da çok sesliliği, düşünce ve ifade hürriyetini gerektirir. En geniş mutabakatın, en büyük uzlaşmanın peşinde koşmayı gerektirir. Cumhurbaşkanlığı aday ofisi, demokratik siyaset anlayışıyla ülke sorunlarına köklü ve kalıcı çözümler üretmek ve mutlaka zafere ulaşmak amacıyla yola çıkıyor.
"YOLA ÇIKIYORUZ"
Herkes çok iyi bilsin ki peşinde olduğumuz tek zafer, ortak aklın, ortak vicdanın zaferidir. Peşinde olduğumuz zafer, milleti içine düştüğü durumdan kurtarmaktır. Türkiye'yi geçim derdi çekmeden, gelecekten korkmadan yaşayan, çalışkan, özgür ve mutlu insanların ülkesi haline getirmek için yola çıkıyoruz. Çalışmanın, üretmenin kıymeti bilinsin. Herkes emeğinin, girişiminin, yatırımının karşılığını hakkıyla alabilsin diye yola çıkıyoruz. Herkes için her yerde adalet hakim olsun. Kimse kendisini eşitsizliğe, ayrımcılığa uğramış hissetmesin diye yola çıkıyoruz. Herkes için her yerde hürriyet hakim olsun. Kimse kendisini haksızlıklar, imkansızlıklar yüzünden kısıtlanmış, sınırlanmış hissetmesin diye yola çıkıyoruz. Herkes evde, sokakta, iş yerinde, okulda, hastanede, güvende ve güvencede olsun diye yola çıkıyoruz. Devlet, herkesin devleti olsun. Adaletinden ve gücünden sual olunmasın. Herkesin sonuna kadar yanında olduğunu bildiği, herkesi güvende hissettiren güçlü bir devlet olsun diye yola çıkıyoruz.
Ve biz elbette Türkiye'yi çok daha güçlü, zengin ve büyük bir ülke yapacağız. Biz gücünü, zenginliğini, büyüklüğünü istisnasız tüm vatandaşlarına, özgürlük, refah ve mutluluk olarak yansıtan bir Türkiye'yi hep birlikte kuracağız. Sadece bir kişi, bir kadro, bir program değişikliği değil, büyük bir zihniyet değişikliği vadediyoruz. Tek adam rejimi, devletin işleyişindeki temel değerlere, kurum ve kuralların gücüne, devlet-millet ilişkilerine, siyaset yapma biçimlerine, toplumsal birlik ve dayanışma duygusuna çok büyük zararlar verdi, erozyonlara yol açtı. Biz ülkemizin tüm meselelerini hukukun üstünlüğüne ve kuvvetler ayrılığına dayalı, çoğulcu, demokratik bir anlayışla çözeceğiz.
Biz ülkemizin tüm meselelerini eşitlik, adalet, özgürlük değerlerine tam bir bağlılıkla çözeceğiz. Biz ülkemizin tüm meselelerini birlik ve dayanışmaya, kardeşçe yaşamaya duyduğumuz inanç ve güvenle ve hep ortak aklın rehberliğinde çözeceğiz. Vadettiğimiz zihniyet değişikliğinin halkın ihtiyaç ve taleplerini karşılamada, şehirlerimizin sorunlarını çözmede ne kadar etkili olduğunu yerel yönetimler ölçeğinde kanıtladık. Her birisi kendisini Türkiye ittifakının belediye başkanı olarak hisseden başkanlarımız icraatçı ve halkçı politikalarıyla vatandaşın gönlünde çok güçlü ve çok güzel bir yer edindiler. Ankara'da Mansur Yavaş Başkanımızın, Antalya'da Muhittin Böcek'in, Adana'da Zeydan Karalar'ın, Mersin'de Vahap Seçer'in, Adıyaman'da Abdurrahman Tutdere'nin, Manisa'da rahmetli Ferdi Zeyrek kardeşimizin ve burada isimlerini sayamayacağım tüm diğer değerli belediye başkanlarımızın büyük başarıları bir tesadüf değildir. Bizler herkes için, her yerde, önce adalet, önce hak ve hürriyet diyen bir anlayışla, tam bir seferberlik duygusuyla çalıştık, çalışıyoruz. Yerel yönetimlerde sergilediğimiz zihniyet farklılığı, ortaya koyduğumuz olağanüstü performans ve arkamızdaki olağanüstü halk desteği, hukuk görüntüsü altında bizlere karşı yürütülen siyasi saldırının en önemli sebeplerinden biridir. Ama ne yaparlarsa yapsınlar başaramayacaklar. Çünkü hiçbir iktidar hakikati, milletin sevgisini, takdirini değiştirmeye muktedir değildir. Ama millet büyüktür ve millet iktidarı değiştirmeye muktedirdir.
"HERKESİ DAVET EDİYORUM"
Cumhurbaşkanlığı aday ofisimiz, milletin değişim talebinin sandığa olduğu gibi yansıması konusunda çok etkili bir rol üstlenecektir. Bu ofis, birlikte geleceği inşa edeceğimiz bir ofis olacak. Ortak geleceğimizi, ortak umutlarımızı inşa edeceğimiz, ortak değerlerimizi hep birlikte yaşatacağımız bir ofis olacak. Elbette Cumhurbaşkanlığı aday ofisinin asıl gücü, aklıyla, bilgisiyle, emeğiyle, ayırdığı vaktiyle, ona destek olacak olan siz vatandaşların gücüdür. Herkesi Cumhurbaşkanlığı aday ofisinin çalışmalarını yakından izlemeye ve Türkiye'nin kaderini değiştirecek olan bu büyük kampanyanın, seferberliğin aktif bir parçası olmaya davet ediyorum.
Cumhurbaşkanlığı aday ofisi, enerjisiyle, kararlılığıyla, insanlığıyla, yoldaşlığıyla hepimize güç veren değerli genel başkanımız Özgür Özel başta olmak üzere, tüm parti yöneticilerimizin ve çalışanlarımızın emeklerinin bir ürünüdür. Genel başkanımız Özgür Özel ve aday ofisi icra kurulunu şahsında, bütün yol arkadaşlarımı saygıyla selamlıyor, cesaretli ve kararlı dimdik duruşları için hepsine çok teşekkür ediyorum. Ayağınıza taş değmesin. Tıpkı değerli genel başkanımız gibi, sevgili dostum, abim Mansur Yavaş da bu ofisin ev sahiplerinden biridir. Kendisine de gayretli çabaları, dayanışması ve yol arkadaşlığı için çok teşekkür ediyorum. Ve her mitingde, her eylemde yılmadan, usanmadan adalet ve demokrasi talep eden, kendi kaderine ve ülkenin geleceğine sahip çıkan siz değerli vatandaşlarıma da çok teşekkür ediyorum.
Hep birlikte çıktığımız bu yolda gücümüzü, kararlılığımızı, cesaretimizi, haklılığımızdan aldık, almaya devam edeceğiz. Bizler bu mücadeleyi mutlaka kazanacağız ve bizler bundan seneler sonra çocuklarımızın karşısında utançla yere değil, gururla gözlerinin içine bakacağız. Bu millet kaderinde olan özgürlüğü, kimsenin şüphesi olmasın ki en kısa zamanda kazanacak. Bu mücadelenin içinde olanlar, alınacak zaferin kıvancını ilelebet yüreğinde taşıyacak. Milletimiz içinden geçtiğimiz bu karanlığı elbet aşacak ve ülkemiz adaletle birlikte refah ve bereketle dolup taşacak. İşte o zaman her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu."
YAVAŞ KÜRSÜYE ÇIKTI
CHP lideri Özel'den önce Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş kürsüye çıktı. Yavaş, orman yangınlarına ilişkin son durumu yurttaşlarla paylaştı. Yavaş ayrıca yangın mücadelesinde hayatını kaybeden şehitleri andı.
Yavaş, "Onlar gerçek milliyetçi. Türkiye'nin yeşiline, değerlerine sahip çıkan gençler. Milliyetçilik demek taşına toprağına, böceğine kadar bütün değerlerine sahip çıkmaktır" dedi.
"ÖLMESİNİ Mİ BEKLİYORSUNUZ?"
Mansur Yavaş konuşmasına şöyle devam etti:
"Sevgili Ankaralılar, adalet peşinde koşuyoruz, hukuk istiyoruz. İktidar kendi çıkarttıkları yasalara uymuyor. Tutuklama esas olmayacak dediler, geldiğimiz hale bakın. Akşam twit atan sabaha gözaltına alınıyor, yaka paça tutuklanıyor. Suçsuz olduğuna inandığımız insanları tutukladınız. Henüz iddianame yok. Anayasa'da şunlar geçerlidir, tutuklanan bir kimse, tutuklandığı andan itibaren devletin şefkatli kollarına teslim edilmiştir. Onun sağlığından sadece devlet sorumludur. Hal böyle iken Murat Çalık'ın, Muhittin Böcek'in ölmesini mi bekliyorsunuz, niye tahliye etmiyorsunuz? Yargılayın ama tutuksuz yargılayın. İnsanların akıl sağlığı ile oynamayın."
"HUKUK OLMADIĞI ZAMAN EKMEK OLMUYOR"
Hukuk, demokrasi olmadığı zaman ekmek olmuyor. Fakirlik oluyor. Faizler, enflasyon artıyor. Hiç boşuna uğraşmasın Sayın Şimşek. Ne yaparsa yapsın hukuku üste çıkartmadığınız müddetçe yaptığınız çabaların hepsi yoksulların cebinden para almaktan öte hiçbir fayda sağlamaz.”
Yavaş'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
"Bize adalet demeyin. Adalet demeyin. Milyarlık yolsuzlukları yapan, Forex skandalı, benzeri bilmem ne güzellik salonu skandalları, her biri milyarlık rakamlar konuşulurken hepsi serbest. Yok mu bunlarda yolsuzluk? Yargılayın. Ama lütfen tutuksuz yargılayın. İnsanların kendisini savunmasına müsaade edin ve sağlıklarıyla oynamayın.
Şunu görüyoruz, Zeydan Başkan'ı tutukluyorsunuz, gerekçe bir kişinin iddiası. Peki iddia eden kim? İhale mafyası başı. Peki suçladığı kim? Tertemiz geçmişiyle Adana'nın oylarını artırarak seçtiği Zeydan Başkan. Siz ihale mafyasının ifadesini hangi hakla Zeydan Başkan'ın ifadesine, savunmasına üstün tutuyorsunuz, Allah aşkına? Dolayısıyla artık toplumda bu, bu operasyonların tamamı iyice siyasi olduğu konusunda hiç kimsenin şüphesi kalmamıştır. Ve eğer gerçekten hukuk ve demokrasi istiyorsak, bir an evvel iktidarın bu uygulamadan vazgeçip ve bütün belediye başkanlarımızın iddianamesini hazırlayıp, özellikle Ekrem Başkan'ın da talep ettiği gibi TRT'den yayınlayarak herkesin ne olduğunu görmesini, nelerle suçlandığını görmesini sağlamak zorundasınız.
"EĞER EKREM BAŞKAN'IN GERÇEKTEN İŞLEDİĞİ BİR SUÇ OLSAYDI..."
Şuna kalben inanıyoruz. Öyle bir medya var ki, pireyi deve yapan, en ufak şeyde olmadık iftiraları atan. İki tane örnek vereyim: Gidip para sayma diye eski görüntüleri, o kasadan para çıkmış gibi gösteren. Ekrem Başkan'ın korumasının kasasını getirip içinden hiçbir şey çıkmadığı halde oradan dolarlar çıkmış gibi gösteren medya. Eğer Ekrem Başkan'ın gerçekten işlediği bir suç olsaydı, ellerinde bir delil olsaydı dünyayı yerinden oynatırlardı.
Dolayısıyla kendilerini hukuka davet ediyoruz. Hukuk herkese lazım. Hep şunu iddia ediyoruz: İnşallah, inşallah diyoruz ki bu sistem değişsin, hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı gerçekleşsin. Ve dolayısıyla artık yeter. Bundan sonra 2015'te FETÖ döneminde olduğu gibi, şimdi olduğu gibi artık hukuk birilerinin elinde oyuncak olmasın.
Rövanş hukuku bu milletin... ortadan kalksın artık ve bu millet Churchill'in dediği gibi, "Gece dörtte kapı çalınıyorsa, sütçünün geldiğinden emin olup başka insanın kapısını çalmayacağından emin olduğu zaman o ülkede demokrasi vardır." diyor. Dolayısıyla bizler de bunu istiyoruz. Devletin bizi koruduğundan emin, devletin bize adaletli davrandığından emin olmak istiyoruz. Ve bunu başarmak çok zor değil. Hukuku önünüze alırsanız, anayasayı herkese eşit uygularsanız, kanunlar önünde hiç kimsenin adaletten, hukuktan şüphe etmediği bir sistemi kurarsanız bunlar gerçekleşir. Ve işte biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak buna talibiz."
DİLEK İMAMOĞLU: DEĞİŞİMİN BAŞLANGICI OLACAK
Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu, ofis açılışı için, "Değişimin başlangıcı olacak" yorumunda bulunurken, "İmamoğlu adaletin herkes için sağlanmasını ister" şeklinde konuştu.
İmamoğlu, "Bu açılış bir iradenin başlangıcıdır. Özgürlük istiyoruz. Silivri'nin duvarları onun bu milletin adalet ve haysiyet mücadelesindeki kararlılığını asla engelleyemiyor" dedi.
"DEĞİŞİM İRADESİNE İNANIYORUZ"
İmamoğlu'nun konuşması şöyle:
"Bugün burada çok anlamlı, çok kıymetli bir buluşma için bir aradayız. Bugün yalnızca bir ofisin kapılarını açmıyoruz. Bugün birlikte hayalini kurduğumuz bir geleceğe ilk adımını atıyoruz. Cumhurbaşkanlığı adaylığı ofisini, umudun mekanı, dayanışmanın adresi, değişimin başlangıcı olarak açıyoruz.
Evet. Çok zor günlerden geçiyoruz. Ülkemizde haksızlıkların, hukuksuzlukların, adaletsizliklerin gölgesi her geçen gün büyümeye devam ediyor. Sevgili Ekrem ve pek çok yol arkadaşımız hukuksuzca, adeta susturulmak istenircesine özgürlüklerinden mahrum bırakılmış durumdalar. Ama şunu herkes çok iyi bilsin ki bizler umudumuzu da, inancımızı da asla kaybetmedik.
Çünkü biz bu ülkenin insanına güveniyoruz. Milletimizin vicdanına, sağduyusuna, değişim iradesine inanıyoruz. Cumhuriyet bize yalnızca bir yönetim biçimi vermedi. Kendimize güvenmeyi öğretti. Değiştirme cesaretini, hayallerimizin peşinden gitmeyi öğretti. İşte bu ofis tam da bu inançla açılıyor.
Bu kapıdan içeri sadece siyaset değil, milletin umudu, ortak aklı, alın teri ve vicdanı girecek. Burada milletimizin ortak talepleri somut projelere, yatırımlara, hizmete dönüşecek. Burada geleceği birlikte yazacağız.
Bu ofis herkesin kendini ait hissettiği bir yer olacak. Kadınların, gençlerin, emeklilerin, emekçilerin, yani bu ülkenin gerçek sahiplerinin sesi burada yankılanacak. Umut burada filizlenecek. Gelecek güzel günler burada ete kemiğe bürünecek."
Yorumlar
Kalan Karakter: