DAVUTOĞLU: İKTİDAR OLAMAZSAK GÖREVİ BIRAKIRIM
Başbakan Ahmet Davutoğlu NTV canlı yayınında AK Parti’nin 550 kişilik milletvekili listesini değerlendirdi ve “1. parti olamazsam görevi bırakırım.” dedi.”
Yayınlanma :
09.04.2015 20:00


Başbakan Ahmet Davutoğlu, seçim hedefli ilgili soruya “Bizim hedefimizi herkese ulaşmaktır. Ben bütün vatandaşlarımızın kalbine girmek istiyorum. Ayrım yapmıyorum. Üst limitimiz yok bizim. Herkese ulaşmamız lazım. Eğer iktidar olamazsak görevi başka bir arkadaşa tevdi ederim.” dedi.
Davutoğlu, “Ben işte burada bunu rahatlıkla söyleyebiliyorum. Olmazsak ben bırakır gidebilirm ama diğer liderler bunu söyleyebiliyor mu? Biz koltuk sevdalısı değiliz. Makam peşinde koşmadık. Hatta makam bizim peşimize düştü. Allah nasip etti bize nasip oldu.” şeklinde konuştu.
“ONUN EKİBİ BENİM, BENİM EKİBİM ONUN”
Başbakan Davutoğlu, AK Parti’nin listesine ilişkin soruya, “Sanki yıllardır ayrı ekiplerde çalışıyorduk da, ayrı ekipler yarıştı, kime yakın olduğu konusunda ağırlık hesabı yapıldı. Bu çok yanlış bir algı. Benim ekibim onun ekibi, onun ekibi benim ekibimdi. Cumhurbaşkanlığında kiminle çalışmak istersiniz diye sorduk, başbakanlıkta bazı arkadaşlar kaldı, bazı arkadaşlar cumhurbaşkanlığına gitti. Davutoğlu’nun ekibi ya da cumhurbaşkanının ekibi ayrımı yapmak sunidir. İnsanların yüreklerindeki sevgiyi nasıl parçalayabilirsiniz? Hatta MYK’da da arkadaşlara dışarıya farklı görüntü vermek isteyenlere işareten söyledim, ‘cumhurbaşkanımızın yanında olmayan benim de yanımda olmasın’ dedim.” cevabı verdi.
“AYRIM OLMAZ”
Ahmet Davutoğlu, “Bu şu demek değil, ekip olarak, arkadaşlık olarak cumhurbaşkanının ekibi başbakanın ekibi gibi bir ayrım olmaz. Ama devletin kurumsal işleyişi konusunda cumhurbaşkanının da başbakanın yeri de bellidir. Cumhurbaşkanı siyaset üstü tarafsız bir konumdadır. Listelere müdahil olma gibi bir durum söz konusu değil. Cumhurbaşkanına yakın denilen isimlerin çoğu benim yıllarca beraber olduğum arkadaşlar.” dedi.
“YAKINLIK KRİTERİ OLMAZ”
Başbakan Davutoğlu, “Ben herhalde cumhurbaşkanımızla 12 yıl birlikte çalışmış biri olarak, bunun için cumhurbaşkanımızla saatlerce görüşmeye gerek yok. Bazen konuşmadan da anlaşılan sadece bakışlarla da meselelerin çözülebileceği bir şeyden bahsediyoruz. Böyle bir kategorizasyon söz konusu değil. Aday belirleme sürecinde belli kriterler oldu. Projelere aidiyet, AK Parti’nin vizyonunu benimseme, nerede nasıl katkı yapabileceği. Bana kimler yakın diye bir kriter söz konusu olmadı.” ifadelerini kullandı.
İşte Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı açıklamalarından satırbaşları:
“FUTBOL MAÇINA ÇIKMIYORUZ”
– Geçmiş döneme oranla yıldız isimlerin olmadığı göze çarpıyor. Bunun nedeni olumsuz etkisinden mi kaynaklanıyor yoksa partililik ve güvenilirlik kıstasları yüzünden mi böyle?
“Biz bir konsere çıkmıyoruz, futbol maçına çıkmıyoruz. Ama bu adaylar içinde sanatkarlar da var, yazarlar, entelektüeller de var. Burada nihayet bir yıldız ekip gibi bir görüntü ortaya koymaktansa, Eflatun’un çok sevdiğim prensibi vardır: “Adalet her şeyin hakkını vermek ve olması gereken yere koymaktır.” Sadece popülerlik üzerinden adaylığa başladığınızda, onları popülerlikle kaybedebilirsiniz. Flaş isimler, yıldız isimlerin ötesinde, bir; AK Parti’nin omurgası var.. İki; bu geleneği yenileyecek entelektüel sosyal birikime sahip unsurlar, bunların bir kısmı şimdi bilinmiyor. Şu anda sıradan gibi görünen belki de iki yıl sonra isimler en popüler siyasetçi haline dönüşecek.
“BENİ DE TANIMIYORLARDI”
Ben başdanışmanlık görevini yaparken, genel yayın yönetmenleri toplantısında, başbakanımız Abdullah Gül’dü, o toplantıda olanların çok azı beni tanıyordu, bir kısmı da beni gazeteciler arasında zannetti. Ki akademik dünyada herkes beni bilirdi. Ama bazı kesimlerde bilinmeyebilir. Şöhret siyasette en büyük afet. Ben şuna baktım, bu geleneğin sürekliliğini kimlerle devam ettirebilirim, yenileyebilirim. Üçüncü bir unsur da bu geleneği kimlerle çeşitlendirebileceğim.
“EĞER HAKAN ŞÜKÜR GİBİ İSİMLERLE KAST EDİLEN”
2007-2011’de kimleri kast ediyorsunuz? Eğer Hakan Şükür gibi bir isim bunlar ise kast edilen, Hakan’ı zikretmen bizden ayrılmış dolayısıyla değil popülarite için söylüyorum. Şu anda listeye baktığınız zaman Orhan Miroğlu’ndan Markar Esayan’a… Bunlar bilinir, şöhret oldukları için değil”
“DİĞER PARTİLERE GÖRE AK PARTİ…”
Genel başkan olduğunuz kurumsallaşma demiştiniz. Seçtiğiniz listeyle önümüzdeki dört yılda seçimsiz bir dönem var. Bunu taşıyabilecek bir mimari gözettiniz mi? İstediğiniz gibi bir liste oluşturabildiniz mi? Keşke şunlar da olsaydı diyebileceğiniz isimler var mı?
“Diğer partilere göre AK Parti çok ciddi bir aday zenginliğiyle bu sürece girdi. 6 bin 230 aday. Bu havuzun içinde de çok nitelikli, birçok alanda ciddi şekilde zorlandık. 116 saat çalıştık. Bir keresinde 19 saat aralıksız toplandık. Mimari oluşturmak şurada başlar, önce gözlem. Genel başkanlık görevini aldıktan sonra kongreleri başlattık. Sebeplerinden birisi, yurtdışında olmak teşkilat tabanıyla ilişkimizin kısıtlı olduğu dönem vardı. Ben yeni bir işe başlarken de yeni öğrenme heyecanı, dün dedim ‘oldum diyen öldüm demiştir’ Her şey yeni bir süreç. Kongrelerde bir kere 50’yi aşkın vilayete gittim, tek tek resmini çektim. Bu bir birikim oluşturdu.
“TEK TEK DİNLEDİM”
Sonra yerelin ve vilayetin resmini çekme imkanı buldum. Hemen arkasından temayül yoklaması yaptık. Geniş katılımlı, her ilde. O yoklamalar özel bilgi olarak önüme geldi. Gözlemle onları yanyana koydum. Arkasından grup başkan vekillerimizden rapor istedim, meclis performansı, katılım vesaire. İlk defa bu sene, iki yeni uygulama başlattık. Birisi genel başkan olarak il başkanlarının tümünü, tek tek dinledim. Resmimin belli şeyleri puzzle olarak zihnimde yerleşmeye başladı.
“6230 KİŞİYLE MÜLAKAT YAPTILAR”
İkinci bir uygulama yaptık, STK’lar. Bize oy versin vermesin, yakın olsun olmasın. Bütün STK’lara temayül yaptık. Kimi görmek istiyorsunuz? Hiç listede olmayan bir ismi gündeme getirebilirdi. Üst kurula oturduğumuzda tek tek, 6230 kişiyle mülakat yaptılar. Ara komitenin değerlendirmesi geldi. Mimari önce zihinde canlanır. Bu kanaat dışında X ilini açtığımızda diyelim, belli isimler üzerinde yoğunlaşıyorsunuz. Eğer aynı kalitede üç isim varsa, hemen alanda kamuoyu anketi yaptırdık. Biz yapmadık, kamuoyu şirketi gitti, kim en fazla bilinir, istenir, sevilir. Hemen o gün.
“GOOGLE’A GİRİN” DEDİM
Çarpıcı bir şey söyleyeyim. Bir an geldi, kaliteli iki aday. Özellikle az bilinen isimlerde. Ama resim bir yaşayan bir şey olmadığı için, Google’a girin son konuşmasını çıkartın dedim. Birkaç ilde konuşmalarını dinledik adayların. Üslubu, edebi, hitabeti, bedensel dili nasıl. Birkaç ilde böyle karar verdik. Doğal haliyle onları izledik, onun için saatlerce sürdü. Bazı illerimizde aday bakımından, hem yerel hem ulusal ölçekte dedik ki daha iyisini arayalım. Hadi dedim zihninizden isimler çıkarın. Herkes yeni isimler ortaya çıkardı. Listede olmadığı halde aday yaptığımız isimler var.
“EN İYİYE ULAŞMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Ha mükemmel mi? En iyiye ulaşmaya çalışıyoruz. Bir de sizin listede görmek istediğiniz isimler var. Diyelim, Mehmet Şimşek, 2007’de birçok kişi tanımıyordu. Ama şimdi Mehmet Şimşek adı hangi ile koysanız temayülde… Dolayısıyla zihninizdeki insan dokusuyla, toplumdaki talep arasında bir optimizasyon yapıyorsunuz. Tabi açık söyleyeyim, bu bir satranç rakiplerinize bakıyorsunuz. Ön seçim yapıldı CHP’de, nerede kimin olabileceğini biliyorsunuz. Son gün dahi, şu hamleye karşı şunu yapsak daha doğru olur diye, iller arasında kaydırmalar yaptık.
Eve gittiğimde şunu söyledim, ben elimdeki tüm verilerimi, kabiliyetimi buraya döktüm. Bundan sonrası artık yola çıkılır ve devam edilir. Mutlaka üzülen olmuştur. Onlar da bizim dava arkadaşlarımızdır, onlarla yollarımız birçok yerde kesişecek.”
HDP BARAJI AŞAR MI?
Davutoğlu, HDP’nin yüzde 10’luk barajı aşıp aşamayacağına yönelik soruya şu yanıtı verdi:
“Bu demokratik bir yarış. Geçerlerse tebrik ederiz. Onlara saygıda kusur etmeyiz. Ama HDP’ye yönelik bir sözüm var. Geçmezlerse bu neticeye razı olmalılar, bunu meşruiyet sorunu yapmasınlar. HDP Syriza’dan hareketle kendini başka bir alana taşımak istiyor. Protest bir parti olmaya yöneliyor.
6-7 Ekim olayları yaşandı. Bir anda barış güvercini gibi kendilerini takdim edenler insanların hayatlarını zehir ettiler. İş yerlerini yaktılar, tarumar ettiler. Bu olaylar yaşanmışsa yaşanmamış gibi yapamayız. Kimlik siyasetine dayalı partileşme ve kümelenmeler çok tehlikeli.
Bir kamu düzeni olmadığı zaman Suriye, Irak, Ukrayna’da neler olduğunu görüyorsunuz. Bu önlemleri almamızda HDP’nin kışkırtıcı yapısı etkili oldu. Biz kamu güvenliğinin inşası için tedbir aldık.
Bugün HDP, Kürtçe propaganda yapabiliyorsa bunu AK Parti sağladı. AK Parti’nin özgürlükçülüğü olmasaydı bir kısmı hâlâ dağda idi. HDP ve arkasındaki örgütsel yapı insanları tehdit ederlerse gelip İstanbul’da özgürlük şarkıları okuyamazlar. Biz özgürlükçü bir ortamda seçimlere gidiyorsak AK Parti’nin yoğurduğu maya var.”
BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMALARI
Soru üzerine başkanlık sistemi tartışmalarına da değinen Davutoğlu şunları kaydetti:
“Başkanlık sistemi dahil beyannameyi kaleme alacağız. Herkes başkanlık konusunu kişiselleştirerek tartışmaya çalışıyor. Bu nedenle kısır bir döngüye giriliyor. Parlamenter sistemin özünde bir sakatlık var. Parlamenter sistem olsaydı bu kadar darbe olmazdı. Form değiştirilebilir, özde sakatlık olmamalı. Başkanlık sistemi insan odaklı olmalı.
Cumhurbaşkanımızla her konuyu istişare ederiz. Muhalefetin bunu Cumhurbaşkanımızın müdahalesi gibi algılaması yanlış. Seçim beyannamesi yaklaştıkça ben konuyu netleştirdim. Değişik modeller üzerine çalıştık. Bir tartışma ve müdahale olmadı. Meydana çıkıp bir fikri savunacaksam inanmam gerekir.
İçselleştirmediğim hiçbir fikri savunmadım. Türkiye’de parlamenter sistem gerçekten işleseydi, başkanlık sistemi gündeme gelmezdi. Doğru olan sistemin başkanlık sistemine doğru evrilmesidir. Başkanlık sistemi özgürlükçü niteliğiyle uygulanmalı.
Başbakanlık görevini yaparken hakkıyla yaparım. Seçime gidiyorsam, doğru olan ne ise onu söylerim. Türkiye’nin buna ihtiyacı var. Türkiye’de yeni bir restorasyon dönemine ihtiyaç var. Başbakanlık koltuğuna oturdum diye o koltuğa saplanmam. Seçime giderken halka en doğru şeyi doğru zamanda söylememiz lazım.
Anayasa için konuşmaya hazırız. 27 Mayıs’tan sonra yaşadığımız acı tecrübelerden sonra bunu değiştirmeyiz demesinler.
Biz yeni Türkiye ifadesini kullanırken, sistemin, yargının, yürütmenin, yasamanın bütünüyle işleyişin yenilenmesi teziyle yola çıktı. Yeni anayasa sözünü 2007’de verdik. O zaman engellediler. Dağlıca baskınından sonra anayasa yerine terör konuşulmaya başlandı.
Şimdi yine yeni anayasa iddiasıyla çıkıyoruz. Salt başkanlık sistemini değil, yeni bir anayasa içinde insan odaklı özüne uygun bir sistem. Beraber yeni bir Türkiye inşa etmemiz lazım. Sözleşme mantığı içinde elimizden geleni yaparız. Eğer bu güce ulaşamazsak gelin buradaki aksak olan hususları beraber toparlayalım diyeceğiz.
“KİMSE BÜTÜN GÜCÜ ELİNDE TOPLAYACAK BİR YETKİ PEŞİNDE KOŞMAZ”
Anayasanın temel ilkesi insan odaklı olmalı. Başkanlık sistemi otoriterliğe yol açar demek yanlış. Kimse bütün gücü elinde toplayacak bir yetki peşinde koşmaz.”
FENERBAHÇE OTOBÜSÜNE SALDIRI
“Olayın hemen üzerine gidildi. Spor üzerinden kaotik ortam oluşturmak isteyen unsurlar var. 2 kişi gözaltına alındı. Adli kontrolle serbest bırakıldılar. Gösterdikleri dayanışma dolayısıyla kulüplerimizi tebrik ediyoruz. Spor üzerinden gerilim yaratma çabalarına karşı, taraftarlarımızı ortak bir tutum sergilemeye davet ediyoruz. Devlet binde bir ihtimali dahi düşünemezse devlet olamaz. Umarım ki centilmenliğe sahip çıkılır.”
PARALEL YAPIYLA MÜCADELE
“Devleti ele geçirme çabası darbe teşebbüsüdür. Bunu yapan kim olursa olsun, bu makamda bulunanların asli görevidir. Gerekli tedbirleri alıyoruz. Birçok noktada gerekli adımlar atılıyor, tedbirler alınıyor. MGK kararıyla görevlendirilmiş arkadaşlar da var. Yargı süreci çok hızlandı, çünkü işlenenler küçük suçlar değil. KPSS’deki ahlaksızlık kadar beni etkileyen bir şey yok.
Yargı süreci devam ediyor. İddianamenin ortaya koyduğu hususlarla ilgili söylüyorum; buna müsamaha mı göstereceğiz?”
BALYOZ DAVASI
“Bütün vatandaşlarla bir araya gelebilirim. İlla bir davada mağdur olmaları gerekmez. Türkiye’de güç kullanmak isteyenlerin kontrol etmek istedikleri hep hukuk olmuştur. Yargı sistemin tuzudur. Yargı denetim altına alınmaya çalışıldı. Geçen hafta Bakanlar Kurulu’na sunuldu. Genelkurmay’la çok güzel bir ilişkimiz var ama biz e-muhtıra olayını da yaşadık. Asker sivil ilişkisini rayına oturtmak kolay olmadı. TSK’nın kendi içerisinde bir hukuku var. Onun dışında bir talebin gündeme gelmemesi lazım.”
AK PARTİ’DE 3 DÖNEM KURALI
“Yanımızdan ayrılmıyorlar. Ali, Bülent ve Beşir Bey’lerle birçok şeyi paylaşmışız. Ne ayrılırız ne ben kendimi yalnız hissederim. Bizim ilişkimiz makama bağlı değil. 8 Nisan’da kıyamet kopacak diyenler oldu, kıyamet koptu mu? Kırılganlığın olmaması mayanın sağlamlığını gösterir. CHP’de en ufak kayma ne tür fırtınalara yol açıyor. 4 yıl sonra hepsi yeniden milletvekili adayı olabilirler. Dışarıdan bakanlık konusu ihtimal dışı değil.
Yeni unsurların taze kan olarak girmesi ve eskimeyen unsurların da burada bulunması siyaseten gücümüzü gösteriyor. Seçimlerden sonra olağan kongremizi yapacağız. Yeni bir siyasi kadro yenilenerek devreye girmeli. Bu bir kartopu şeklinde geleceğini dokumalı.
Başbakan olarak yaptığım her açıklamada sağımda ve solumda bakan arkadaşlar oldu. çünkü ben o ekibe dayanıyorum. Şimdi de aynı şekilde tek bir yönetim var. Kimse şu olursa kriz doğar gibi bir söylemde bulunmaması lazım.
SAVCININ ŞEHİT EDİLMESİ
“Soruşturma devam ediyor. Bu örgüt bir taşeron. Seçim aşamasında bu tür saldırılar gündeme gelmiştir. Bir dönem uykuya çekiliyorlar. Hadi uyanın dendiği zaman bu tür saldırılar gerçekleştiriliyor. Bu tür saldırılarla ilgili gerekli tedbirler alınacaktır.
Avukatlarımızın içleri rahat olsun. Herkesin evinde bir avukat vardır. Avukatlarımıza yönelik bir suç yapıştırılmak istenirse karşısında dururuz. Avukatlar potansiyel suçlu diye bir yaklaşım yok.
Devlet yargı mensubunu korusun deniliyor, nasıl koruyacağız? Tek yol aramak. Gerekli tedbirleri almak zorundayız. Havaalanlarına girerken avukatlar nasıl kontrol noktasından geçirince sorun olmuyorsa neden adliyede olsun? Burada avukatlara karşı yapılmış bir tavır olarak görmemek lazım. Güvenlikte nerede aksama var bunları dikkate alacağız. Nasıl güvenlik tedbiri alırız, bunu düşüneceğiz. Avukatlardan isteğimiz bunu ideolojik bir çatışmaya dönüştürmemeleri.”
“SEÇİM EKONOMİSİ TUZAĞINA DÜŞMEDİK”
“Seçimlere giderken iktidar partileri için seçim ekonomisi tuzağı vardır. Biz bu tuzağa düşmedik. Bütçe dengeleri ne ise onu yaptık. Muhalefet için ise tuzak geniş seçim vaatleridir.”
SAVCI SAYAN’IN ADAYLIĞI
“Savcı Sayan’ı şahsen tanıyorum. İzmir’de Savcı Bey’in katkısıyla 7 vekil çıkartırız.”kaynak-haberler.com
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: