Davutoğlu: Soylu'nun istifası, bir yönetim kriziyle karşı karşıya olduğumuzu gösterdi
Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, hafta sonu uygulanan 2 günlük sokağa çıkma yasağı için "Yanlış zamanlanma ve yanlış yöntemle yapılan sokağa çıkma yasağı faydadan çok zarar getirir" derken, Soylu'nun istifa tartışmaları konusunda, “İçişleri bakanı sorumluluğu üzerine alarak ama sorumluğu alırken de kriz sürecinin bizzat Cumhurbaşkanı tarafından yürütüldüğünü ifade ederek, aslında bir yönetim kriziyle karşı karşıya olduğumuzu ifade etmiş oldu” yorumunu yaptı
Yayınlanma :
13.04.2020 15:39


İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifa tartışmaları konusunda, "Türkiye’de en ciddi kararlar, o kararların birince derece muhatapları olan bakanlar tarafından değil, dar bir kadro tarafından alındığı intiba verilmektedir. Türkiye’de düşük profilli bakanlar istenmektedir, göze batmayan devlet yöneticileri istenmektedir. Kriz sürecinin bizzat sayın Cumhurbaşkanı tarafından yürütüldüğünü ifade eden Soylu, aslında bir yönetim kriziyle karşı karşıya olduğumuzu ifade etmiş oldu" dedi.
“EN BASİT AKIL BİLE ÖNGÖREBİLİRDİ”
“Bakanlar arasında koordinasyon yapılmadan bu karar alınmıştır. En basit akıl bile saat 22’de açıklanan bir sokağa çıkma yasağının 2 saat içinde halkı sokağa dökeceğini öngörebilirdi. Krizin içinden geçerken sokağa çıkma yasağının kendisi kriz olmuştur. Sokağa çıkma yasağı doğru ama gecikmiş bir karardır. Hafta sonuyla sınırlı bir sokağa çıkma yasağı gerekli etkiyi yapmayacaktır. Hele hele son derece yanlış zamanlanma ve yanlış yöntemle yapılan sokağa çıkma yasağı faydadan çok zarar getirir. Bu hatanın sonuçları göz ardı edilemez, bu hatayla ilgili hesap verilebilir bir sürecin işlemesi gerek. Sayın İçişleri Bakanı sadece 250 bin kişi sokağa çıktı diyerek olayın büyütülmemesini ima etmesi doğru bir tutum değildir. Çünkü Sağlık Bakanı 1 kişinin 16 kişiye bu hastalığı yayabildiğini ifade etmiştir dolayısıyla 250 bin kişi takriben 4 milyon kişiye bu hastalığı yaymış olabilir.”
“YÖNETİM KRİZİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
15 günlük sokağa çıkma yasağı ilan edilmesini öneren Davutoğlu, uygulamada hata yapıldığını İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifa açıklamasında “Hata bana aittir” diyerek kabul ettiğini belirtti. Davutoğlu. “Madem ki, hata kabul edilmiştir bu sayın Cumhurbaşkanı düzeyinde de ifade edilmeli ve bir daha bu hatanın tekerrür etmeyeceğinin garantisi halka verilmelidir. Sayın İçişleri bakanı sorumluluğu üzerine alarak ama sorumluğu alırken de kriz sürecinin bizzat sayın Cumhurbaşkanı tarafından yürütüldüğünü ifade ederek aslında bir yönetim kriziyle karşı karşıya olduğumuzu ifade etmiş oldu” diye konuştu.
“DÜŞÜK PROFİLLİ BAKANLAR İSTENİYOR”
Davutoğlu, istifa tartışmaları konusunda şunları söyledi:
“Türkiye’de de dünyada da böylesi bir istifa süreci ve sonrasında da bu istifanın kabul edilmediğinin ilan edilmesi bir ilktir. Kurumlar arası, makamlar arası iletişimsizlik ve güven sorunu vardır. Bir konuda kararı kim alacak, sonuçlarına kim katlanacak belli değil. Böyle bir karar alınmadan cumhurbaşkanıyla koordine edilmemiş olması kabul edilebilir değil. Türkiye’de en ciddi kararlar, o kararların birince derece muhatapları olan bakanlar tarafından değil, dar bir kadro tarafından alındığı intiba verilmektedir. Türkiye’de düşük profilli bakanlar istenmektedir, göze batmayan devlet yöneticileri istenmektedir. Tek bir yüksek profil olması ve herkesin o yüksek profil altında sadece o yüksek profilin prestiji ve imajı için çalışması istenmektedir. Türkiye’de bakanlıklar düşük profille yönetilecek makamlar değildir. İçişleri bakanının kendisiyle ilgili böyle bir karar alması bir erdem olarak görülebilir, sorumluğu üstüne almıştır. Ama yaptığı açıklamalarla, sorumluluğun gerçek adreslerini de dolaylı da olsa ifade ihtiyacı hissetmiştir. “
“İSTİFA, İLKESELLİKTEN ÇOK BİR SİYASİ KOZ OLARAK GÖRÜLÜYOR”
“Bakanların birbirine omuz atmaları, sonra bunu telefi etmek için aşırı samimiyet göstermeleri ve son yaşanan istifa süreci şunu göstermiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bakanlıklar arası rekabetle yürütülecek bir devlet değildir. Hele hele bakanlar ve devletin en süt kademesinde yakın akraba ilişkilerinin mevcudiyeti bakanlar arası ilişkilerin doğasını da bozduğu kanaatindeyim.
Bakanlar eşit ama bazı bakanlar diğerlerinden daha üstün görülüyorsa orada bir ekip çalışmasının ortaya çıkması mümkün değildir. İçişleri bakanı ya da herhangi bir devlet görevlisi istifa edebilir ama devlet geleneğimizde istifanın ilk merci üst otoritedir. Aralarında mutabakat olursa istifa ertelenir, olmazsa kamuoyuna bizzat sayın Cumhurbaşkanı ya da bakan tarafından ama koordineli bir şekilde ilan edilir. Hele hele bu istifanın ikinci kez tekerrür ettiği göz önünde bulundurulacak olursa, istifa mekanizmasının ilkesel bir eylem olmaktan çok bir siyasi koz olarak görülmeye başlanmasına yol açılır ki bu devlet düzenini sarsar”.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: