İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından düzenlenen LOGISTECH - 4. Lojistik, Depolama ve Teknolojileri Fuarı sektörün öncü firmaları ve karar vericilerini buluşturan panellerle Türkiye’nin lojistik vizyonuna ışık tutuyor. Fuar, 10 Ekim’e kadar ziyaretçilerini ağırlayacak.
LOGISTECH - 4. Lojistik, Depolama ve Teknolojileri Fuarı kapsamında, “Denizcilikte Dün, Bugün, Yarın: Sohbet Tadında Bir Yolculuk” başlıklı bir oturum gerçekleştirildi. Tekfen Holding Torosport Ceyhan & Samsun Başkan Yardımcısı Aydın Erdemir moderatörlüğündeki oturum, fuar katılımcıları ve ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü. Panelde Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Bilgehan Engin, Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Deniz, Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Mezunları Derneği (DEFMED) Yönetim Kurulu Başkanı Bülent İbik, DEFMED Yönetim Kurulu Başkan Vekili Burak Gültekin, DEFMED Yönetim Kurulu Üyesi Gülgün Dede yer aldı.
İzmir, lojistik ve denizciliğin kalbi olmaya devam ediyor
Açılış konuşmasını yapan Aydın Erdemir, fuarın her yıl biraz daha büyüyerek geliştiğini belirterek, “Deniz kenti kimliğiyle İzmir’e çok yakışan LOGISTECH, yalnızca sektörün değil kentin vizyonunun da bir yansıması. Bu organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçen herkese sektörümüz adına teşekkür ediyorum. Lojistik, İzmir’in ekonomik potansiyelini ve stratejik konumunu en iyi temsil eden alanlardan biri. Her geçen yıl fuarın daha da güçlendiğini görmek bizler için gurur verici” dedi.
“Türkiye, doğal bir lojistik üs konumunda”
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Bilgehan Engin, küresel ticarette değişen rotalar, sürdürülebilirlik ve yeni dünya ekonomik stratejileri hakkında bilgi vererek, “Değişen teknoloji, dijital sistemler ve dönüşen iş yapış biçimleri, tüm dünyada ticareti yeniden şekillendiriyor. Sürdürülebilirlik ve iklim yasaları, yalnızca çevresel değil ekonomik dinamikleri de dönüştürüyor” dedi.
Türkiye’nin jeostratejik konumunun önemine değinen Engin, “Ülkemiz, üç kıtanın kesişim noktasında bulunması ve İstanbul ile İzmir gibi tarihi liman kentlerine sahip olması nedeniyle doğal bir lojistik üs konumunda. Bu avantajı güçlü ve güvenli şekilde değerlendirmemiz gerekiyor” diye konuştu. İzmir’in geçmişte askeri ve ticari açıdan önemli bir kavşak noktası olduğunu hatırlatan Engin, “İzmir bugün de ticaret hacmi bakımından, ülkemizin en stratejik limanlarına ev sahipliği yapıyor. Türkiye, sahip olduğu bu lojistik koridorlarını karşılıklı fayda ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle değerlendirmelidir” ifadelerini kullandı.
“İzmir, Türk denizciliğinin gelişiminde öncü rol üstlendi”
DTO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Deniz, Türkiye’de denizciliğin tarihsel gelişiminde İzmir’in oynadığı role dikkat çekerek, “1923 İzmir İktisat Kongresi ile başlayan ekonomik kalkınma süreci, İzmir’i deniz ticaretinin kalbi haline getirdi. 1970’li yıllara gelindiğinde İzmir Limanı, Türkiye’nin en büyük limanı konumuna ulaştı. 1993 yılında da Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi ilk mezunlarını verdi. Bu, Türk denizciliği açısından çok önemli bir dönüm noktasıydı. O mezunlar, sektörde hızla istihdam edildi ve hem ulusal hem uluslararası arenada Türkiye’nin denizcilik gücünü temsil ettiler” ifadelerini kullandı. Deniz, “Sektörün geleceğinde; sürdürülebilirlik, teknolojiye uyum ve nitelikli insan kaynağı belirleyici olacak. İzmir geçmişten gelen köklü denizcilik geleneğini, çağın gereklerine uygun şekilde geleceğe taşımayı sürdürecektir” dedi.
“Teknolojinin merkezinde yine insan var”
DEFMED Yönetim Kurulu Başkanı Bülent İbik, denizcilik sektöründe yaşanan teknolojik dönüşümün merkezinde yine insanın olduğunu belirterek, “Teknolojinin getirdiği dönüşümün merkezinde yine insan olacak. Donanımlı, vizyoner ve çevreci bir bakış açısına sahip insan kaynağı, sektörün geleceğini belirleyecek. Denizcilik bir meslek olmanın ötesinde bir yaşam biçimidir; bir kültürdür. Bu kültürün sürdürülebilirliği, değişen teknolojiye rağmen insana yatırım yapmaktan geçiyor” dedi.
İbik, ayrıca, sektörün dijitalleşme sürecine de değinerek, “Denizciliğin ana amacı, rotayı belirlemektir. Bugün bu rota artık yalnızca denizden değil, veri tablolarından, ekranlardan ve algoritmalardan çiziliyor. Yapay zeka destekli, verimliliğe odaklı çözümler hızla yaygınlaşıyor. Artık sadece teknik bilgi değil dış ticaret, hukuk, dijital okuryazarlık ve çevresel farkındalık da denizciliğin temel bileşenleri haline geldi. Sıfır karbon hedefleri, yeşil lojistik ve sürdürülebilir taşımacılık, geleceğin sektörü için vazgeçilmez olacak” ifadelerini kullandı.
“Yeni üretim tesisi kurulması, Ro-Ro taşımacılığını güçlendirir”
DEFMED Yönetim Kurulu Başkan Vekili Burak Gültekin, Ro-Ro taşımacılığının Ege Bölgesi’nde sanayi üretimiyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, “Bir limanın Ro-Ro taşımacılığında aktif olabilmesi için çevresindeki sanayinin de güçlü olması gerekir. Manisa veya İzmir’de yeni bir araç üretim tesisi kurulması, Ro-Ro taşımacılığını doğrudan güçlendirecektir” dedi.
Ro-Ro taşımacılığının yarattığı katma değere de değinen Gültekin, “Bir gemi limana geldiğinde araçlar genellikle liman sahalarında ya da dış alanlarda bir buçuk ay kadar bekliyor. Bu süreç, hinterlandın gelişmesini sağlıyor. Araçlar distribütöre teslim edilmeden önce boya, küçük hasar onarımı ve kalite kontrol işlemleri yapılıyor. Bu da yeni istihdam ve yan hizmet alanlarının oluşmasına katkı sağlıyor” diye konuştu.
“Aliağa Liman Başkanlığı, son üç yıldır lider konumda”
DEFMED Yönetim Kurulu Üyesi Gülgün Dede ise özellikle son yıllarda Ege Bölgesi’nde konteyner taşımacılığında yaşanan hızlı büyümeye dikkat çekerek, “Aliağa Bölgesi’nde yeni rafinerilerin devreye alınmasıyla birlikte, Aliağa Liman Başkanlığı, son üç yıldır lider konumda. Bu yalnızca Aliağa’nın değil, İzmir ve tüm Ege Bölgesi’nin başarısıdır” dedi.
Dede, İzmir limanlarının ve Aliağa’nın tarihsel önemini de vurgulayarak, “Aliağa’nın tarihi milattan önce 1000’li yıllara kadar uzanıyor. O dönemlerde de bir ticaret merkezi ve liman kenti olarak öne çıkıyordu. Ekonominin döndüğü, ilk paraların basıldığı ve ticaretin şekillendiği bu topraklar, bugün de Türkiye ekonomisinin lokomotif bölgelerinden biri. Aliağa Limanı bugün küresel ölçekte ilk 100 liman arasında yer alıyor. Bu, bölgenin ne kadar stratejik bir öneme sahip olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: