Devlet Memurları Baskı Altında Tutuluyor

Referandum çalışmalarına ara vermeden sürdüren CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, yeni kurulan Sosyal ve Bilimsel Düşünce Platformu'nun tanıtım toplantısına katıldı. Başkanlığını Haluk Özgüder’in yaptığı, kurucu üyeliğini Tarkan Eladağ, Bülent Torun, Gürsoy Taşdemir ve Bülent İnce gibi isimlerin üstlendiği platform; sosyal ve bilimsel düşünce misyonu ile Türk insanının mutluluğuna, toplumsal uzlaşmaya, barışa ve demokrasimizin güçlenmesine katkı sağlamayı amaçlıyor.

İktidarın Muhalefete Bakış Açısı Ortada

Ülkemizin içine çekilmesi planlanan sıkıntılı süreçte, kurulan platformun yaşayacağı zorluklara dikkat çekerek sözlerine başlayan Bayır, ‘‘Sosyal düşünceyi, aklı ve bilimi kendine rol model alacak, toplumun duyarlılığı için çalışacak bu tür platformların çoğalmasını ümit ediyorum. İktidarın muhalefete bakış açısı ortada. Kendilerinin benimsemediği düşünceyi, susturmaya çalışarak, yıldırma politikası izleyen bir hükümet 15 senedir ülkeyi yönetiyor. Bu dönemde, bu platformu kurulması, birilerinin rahatsız olmasına yol açacaktır.  Ülkemiz bir kişinin vereceği karar verme yetkisi ile değil, toplumun bütün kesimlerini kapsayan ortak fikir ve ortak akılla yoluna devam etmesi, ülkemizin geleceği için daha uygun olacaktır. Bu yüzden kurulan bu platformun, sadece İzmir’de değil, tüm Türkiye’de örgütlenerek, topluma ışık tutabileceğini düşünüyorum.’’ Dedi.

Hayır'lar Açık Ara Önde Gidiyor

Referandumla ilgili anket sonuçlarına da değinen Bayır, ‘’Bize gelen sonuçlarda, ‘Hayır’lar açık ara önde gidiyor. Devlet memurları baskı altında tutuluyor. Bir korku imparatorluğu kurmak istiyorlar. ‘Hayır’ oyu verecekler, ‘acaba işimden olur muyum’ endişesi taşıyor. Devletin bütün imkanları, örtülü ödenek adı altında hesap verilemez bir biçimde harcanıyor. Bazı üst düzey devlet memurları, devlet memuru olduklarını unutarak, siyaset yasağına rağmen ‘Evet’ oyu için, partili gibi çalışıyorlar. Unutulmamalıdır ki, iktidarlar gelir, giderler, ancak devlet kalıcıdır. ‘Hayır’ oyunu verenler ise, ya görevinden uzaklaştırılıyor ya da savcılığa çağrıldıktan sonra nezarette tutuluyor. Aslında bu durum bile 16 Nisan sonrası Türkiye’nin resminin görülmesi açısından önem taşıyor. Ya her şey tek düşünce sisteminde olacak, ya da ortak düşünce sisteminde hareket edilmeye devam edilecek.‘’ şeklinde konuştu.