Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: Camisiz üniversite olmamalı

Erbaş, Selçuk Üniversitesi Sultan Alparslan Kültür Merkezi'nde düzenlenen, "İslam'ın Rehberliğinde Bilgiden Bilince" isimli konferansta, üniversitelerin evrensel bilginin üretildiği yerler olduğunu söyledi.

Üniversite kelimesinin Arapça karşılığının, "camia" olduğunu ifade eden Erbaş, "Camia, ilim üreten birimleri içinde toplayan anlamına gelir. Cami de öyle. Üniversite camisinde cuma namazını kıldık. Cami ve camia birbirine ne kadar yakışıyor. Camisiz camia olmamalı. Eğer camisiz bir camia varsa bir an önce camilerini yapmalı. Türkiye'deki bütün üniversiteler için söylüyorum. İkisi de aynı kökten geliyor. Cami içinde müminler cem ediyor, camia içinde ise ilim irfan yolunda koşanlar cem ediyor." diye konuştu.

Erbaş, peygamberler tarihinden örnekler vererek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Peygamber Efendimizin Medine'de kurduğu devletin nüfusunun yarısı Yahudi idi. Müslüman olmayan nice Yahudiler vardı. Onların aralarında yaptığı Medine Sözleşmesi, tarihin en eski sözleşmesidir. Uluslararası ilişkiler bölümlerinde hocalarımız bunu öğrencilerine anlatsınlar, söylesinler. Tarihin en eski uluslararası sözleşmesidir, Medine Sözleşmesi. Elli iki maddelik. Şartlara uyulduğu sürece her iki taraf barış içerisinde birbiriyle yaşayacak, alışverişini, siyasetini, komşuluğunu yapacak."

"GÜZEL AHLAK GENCİN SÜSÜDÜR"

Öğrencilere tavsiyelerde bulunan Erbaş, şunları kaydetti:

"İnancımızı sahih bilgiler üzerine bina etmemiz gerekir. Peygamber Efendimiz bize orta yolu tavsiye ediyor. Ne aşırılıklar ne de hurafeler. Orta yolu takip etmemiz lazım. Aşırı uçlara giden arkadaşlarınızı uyarın. Aşırı uçlar, her zaman zararlıdır. Hadis kitaplarında itidal babı var. Boşuna konulmamış. Doğru kaynaklardan ve devamlı bir şekilde okumalıyız, kendimizi geliştirmeliyiz. Güzel ahlak, gencin süsüdür. Peygamber Efendimiz, 'güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim' buyuruyor. Rabbimiz de Peygamberimizi 'sen şüphesiz mutlaka yüce bir ahlak üzeresin' diye tanıtıyor. En küçük davranışlarınızda bile edep, nezaket, zarafet olsun. Peygamber Efendimizin, 'kendisi için istediğini, kardeşi için istemeyen hakiki mümin değildir' hadisi şerifini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım."

"ÖLÜM YOK OLUŞ DEĞİLDİR"

Erbaş, insanların ırkını, rengini ve yaşadığı coğrafyayı seçemediğini belirterek, "İnancımızı, ahlakımızı kendimiz seçiyoruz. Geliştiriyoruz, geliştirmek durumundayız. Onun için Allah katında yegane değer ölçütü, takvadır. Takva, rabbimizin yap dediklerini yapmak, yapma dediklerini de yapmamaktır. Bütün imkanlarımızla, bildiğimizle yaşadığımız güzelliklerin hayata taşınması için gayret edin. Yaratılış gayemiz bu. Mülk suresinde, 'Bakalım hanginiz daha güzel işler yapıyorsunuz diye sizi imtihana çekmek için Allah ölümü de hayatı da yarattı' buyuruluyor. Allah, nasıl ki bizi ana rahminde yarattı, dünyaya geldik. İşte ölümü de dünyada yaratıyor. Ana rahminde yarattı dünyaya doğduk dünyadayken de ölümü yaratıyor, ahirete doğuyoruz. Mümin böyle düşünmeli. Ahirete doğan insandır, mümin. Ölüm yok oluş değildir." şeklinde konuştu.