Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu hafta camilerde okutulmak üzere 81 ile gönderdiği hutbenin başlığı, "Kul Hakkı Ateşten Gömlektir" şeklinde oldu. Hutbede, miras hakkına değinilerek kız çocuklarının mirastan mahrum bırakılabileceğine dair ifadeler yer aldı. Hutbede ilgili kısım şöyleydi:
"Değerli Müminler! Karşılıklı rıza olmadan Yüce Rabbimizin koyduğu miras ölçüsünü değiştirmek ilahî adalete aykırıdır. Dolayısıyla kişinin; kız çocuklarını mirastan mahrum bırakması, kız çocuklarının da Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır. Arazi sınırlarını ihlal ederek başkasının mülkünü gasp etmek, asılsız gerekçelerle insanların mallarına el koymak, yalan beyanlarla insanları mağdur etmek ateşten gömlek giymektir."
Diyanet'in hutbesine CHP ve DEM Parti'den, EŞİK Platformu'ndan ve Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu sert tepki gösterdi.
EŞİK: Diyanet Anayasaya aykırı açıklamalara son vermeli
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), hutbeye karşı bir yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, hutbe ile kadınların miras hakkına saldırıldığı belirtilerek şunlar denildi:
"Hutbede açıkça kadınların eşit miras hakkına itiraz ediliyor. Anayasa’nın 10. ve 41. maddelerindeki eşitlik ilkeleri, Medeni Yasa’nın kadın ve erkek mirasçılar açısından getirdiği mirasta eşitlik ilkesi yok sayılıyor. Erkeklerin yarısı oranında miras payına razı olun deniyor.
Hutbede kadınları eşit miras hakkından vazgeçirmek için kullanılan dil de çok sert ve çok ürkütücü: “Yüce Rabbimizin” emrine, “Allah’ın takdirine” karşı gelmek, “ilahî adalete” karşı çıkmak, erkeklerin kul hakkını girmek…
Siyasi iktidar arabuluculuk sisteminde yapılan hileli, sinsi genişletmelerle tapu işlemlerinde arabuluculuk getirerek kadınların tapulu mallarda eşit miras hakkını yok etmeye çalışırken; Diyanet bunu tüm mirasa yaymak ve kadınların miras hakkını tamamen yarıya indirmek istiyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı anayasal bir kurumdur. Yürürlükteki Anayasaya, yürürlükteki Medeni Yasaya uymak zorundadır. Yayınladığı hutbelerle, fetvalarla kendi kendine Anayasayı, Medeni Yasayı ortadan kaldırmaya, delmeye, değiştirmeye, kadınların eşitlik ve eşit miras hakkını yok etmeye kalkışamaz. Derhal, Anayasa ve yasalara aykırı açıklamalarına bir son vermeli; anayasal ve yasal sınırlarına çekilmelidir.
Diyanet’in kadınların ve kız çocuklarının en temel haklarını ortadan kaldırmaya çalışan; bu haklarını kullanmak istedikleri taktirde yaşam haklarının ellerinden alınması dahil her türlü şiddete maruz kalmalarına neden olacak bu kışkırtıcı tutumundan vazgeçmesini sağlamak için sorumluları görevlerini yerine getirmeye çağırıyoruz.
Bir tepki de CHP'li vekilden
Diyanet'e bir tepki de, CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca'dan geldi. Karaca, X hesabından yaptığı paylaşımda şunları söyledi:
"Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bugün tüm camilerde okutulacak Cuma Hutbesi'nde mirastan pay alacak kadınlara, erkeğin alacağının yarısına razı gelmesi tavsiye edildi. Kız çocuklarının Allah'ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır' şeklindeki hutbe laikliğe, anayasal ve yasal düzene aykırıdır. Erdoğan’ın ve Erbaş’ın Diyanet’i, bir kez daha kadınların miras hakkına, Anayasa’nın eşitlik ilkesine, Medeni Kanun’a, laik düzene ve cumhuriyetin temelini oluşturan yurttaşlık kavramına doğrudan saldıran bir siyasal aygıta dönüştüğünü gösteriyor. Kadını birey olarak değil, 'aile' içinde erkeğin gölgesine ve 'ilahi hükme' mahkum eden bu dil ve pratikle, her hafta yinelenen hutbelerle sistematik bir ideolojik operasyon yürütüyor. Hukukun üstüne dinî bir meşruiyet sopası sallayarak, kadınların en temel haklarını pazarlık konusu haline getiriyor. Tüm bu pratikler; kadınlara, laikliğe, yurttaşlığa, halkın ortak hukukuna açılmış bir cephedir. Anayasa’yı delerek, laikliği yok sayarak, kamusal alanı dinsel doğmalarla yeniden tanzim etme girişimi karşısında susmak, hepimizin haklarını ilga eden bu teokratik tahkimata rıza göstermek demek… Diyanet, kendi anayasal sınırlarını aşarak milletin hukukuna parmak uzatma cüretini derhal bırakmalı, haddini aşmamalı… Diyanet bilsin ki kadınlar; ne hakkını ne hukukunu ne de cumhuriyetini din adına bile olsa gasp ettirmeyecek… Şeriatın gölgesini devletin çatısına düşürmeye kalkan her el, bu ülkenin kadınlarının laik iradesiyle kırılacaktır."
DEM Parti Kadın Meclisi: Diyanet bir kez daha haddini aştı
DEM Parti Kadın Meclisi tarafından yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Camilerde okutulan hutbeler üzerinden algı yaratarak, kadınların kazanılmış haklarını gasp etmeye dönük siyaseti meşrulaştırmanıza izin vermeyeceğiz. 'Kız çocuklarının Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır' şeklindeki hutbeyle Diyanet, bir kez daha haddini aşmış ve kadınlara karşı suç işlemiştir. Adalet Bakanlığı eliyle miras hukukunu tartışmaya açarak, Diyanet işbirliğiyle mirasta eşitlik hakkımıza göz dikenler iyi bilsin ki; erkek egemen bu zihniyeti mahkûm edeceğiz!"
"Kul hakkı önce yaşam hakkıdır"
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu, yazılı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"15 Ağustos Cuma günü belirlenen hutbe ile Diyanet İşleri Başkanlığı, miras paylaşımında 'ilâhî adalet' söylemiyle kadınların medeni kanunla kazanılmış haklarını tartışmaya açmaya çalışarak toplumun bu konudaki tepkisini ölçmekte ve aynı anda bir yangın alanına dönen gündemden uzaklaştırma çalışmasını yapmaktadır. Bu stratejiyi artık çok iyi biliyoruz.
Kazanılmış hakların kadınlara neler sağladığını hepimiz biliyor ve bundan vazgeçmeyeceğimizi de her zaman dile getiriyoruz.
Diyanet’in görevi, insan haklarının, eşitliğin ve adaletin savunucusu olmaktır. Dini değerleri kullanarak kadınların kazanılmış medeni haklarını hedef almak değildir.
Bu nedenle herkes işine baksın. Görev sorumluluğunun dışına çıkmak yerine görevini yapsın.
Ülkemizde her gün kadınlar öldürülüyor, çocuklar çoklu cinsel saldırılara uğruyor. Şiddet mağdurları adalet önünde yalnız bırakılırken, eşitsizlik, adaletsizlik, ilkesizlik, liyakatsizlik konularında ses yükseltmeyen Diyanet, sadece kadınlar üzerinden toplumu terbiye etmeye çalışıyor. Bu çelişki, sadece toplumsal vicdana değil, hukukun üstünlüğü ilkesine de aykırıdır.
Miras hakkına dair dini söylemleri gündeme taşırken, kadın cinayetleri, çocuk istismarları, cinsel şiddet vakaları karşısında derin bir sessizliğe bürünmek, toplumun en kırılgan kesimlerini korumak yerine onların haklarını budamaktır. Adalet, yalnızca seçilen alanlarda değil; yaşamın her alanında, herkes için eşit ve tarafsız olarak savunulmalıdır.Kadınların yaşam hakkı, çocukların korunma hakkı, uluslararası sözleşmelerle ve Anayasa ile güvence altına alınmıştır.
Bizler, kadınların yaşam hakkı için, çocukların güvenliği için ve şiddetsiz bir toplum için verilen mücadeleyi zayıflatacak her söylemin karşısında duruyoruz, durmaya da devam edeceğiz.Unutulmasın; ilahî adalet, kul hakkını korumakla başlar. Kul hakkı ise önce yaşam hakkıdır.Kadınların kazanılmış haklarına dokunarak korku salacağını düşünenleri bir kez daha muhatap almayacağız.
Yaşam hakkı ihlal edilmişler için susanların, söz söyleme hakları yoktur. Adalet, seçici suskunlukla sağlanmaz!"
Yorumlar
Kalan Karakter: