Araç trafiğine kapatılan yollara giriş çıkış yapan vatandaşlar da Genel Bilgi Taraması (GBT) kontrolünden geçiriliyor.
Protestocuların, "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganları attığı duyuldu. Belediyeye yürümek isteyen kitleye polis tarafından izin verilmedi. Aralarında milletvekilleri ve Selçuk Mızraklı'nın da olduğu kitle oturma eylemine başladı. HDP'li grup, oturma eyleminin ardından saat 13:00'da basın açıklamasında bulundu.
Basın açıklaması şöyle:
"İktidar ve onun İçişleri Bakanı Kürt halkına, ‘Sen kendini yönetme ehliyetine sahip değilsin. Biz kendi adımımızı atıyoruz’ diyor. Kayyım demokrasinin reddidir, temel hak ve özgürlüklerin, bir halkın kendi kendini yönetme hakkının reddidir. Bu sebeple direnişimiz sürecek. Her sözü ağızlarına aldıklarında milli iradeden bahsedenler her zaman milli iradeden dem vuranlar burada açıkça milli iradeyi gasp ediyorlar. Amed halkı ve bütün Kürt halkı kayyum zulmüne gereken cevabı vermekten geri durmayacaktır. Kayyumun ne olduğunu anlamak için Diyarbakır’ı nasıl yönettiklerine bakalım. Yüz binlerce liralık tatlı, çerez siparişlerini hatırlayalım. O banyoyu hatırlayın. Kayyumlar nerede iş yaptılarsa arkalarında korkunç bir borç yükü bıraktılar. Bu paralar halkımızın parasıdır. Kayyum demek hırsızlık demektir. Bugün birileri çıkmış diyor ki AKP’li bazı kalemşörler bölgede halkın zaten siyasi eğilimi dikkate alınmamalıymış, zaten halk cahilmiş; Kürt halkı bundan sonra kimin cahil olduğunu, kimin kimliği, onuru, tarihi, kültürü için bedel ödediğini ve ödeyeceğini dün gösterdiği gibi bugün de gösterecek.
İktidar, Kürt meselesi üzerinden ülkedeki kaosu artırarak siyasi iktidarına devam edeceğini zannediyor. Aynı nehirde iki defa yıkanılmaz. Sizin siyaseten hiçbir meşruiyetiniz demokratik olarak kalmamıştır. Dün kayyumu halkımız nasıl süpürdüyse eyvallah gene biliriz. Aynı şeyi yapı da ondan farklı sonuçlar doğacağını beklemek ahmakların harcıdır. Eğer yaparsanız bunun cevabını da en net biçimde alacaksınız. Direnişimiz sürecek, eylemlerimiz sürecek kayyumu kabul etmiyoruz. Seçilmişlerin seçildikleri yerden uzaklaştırılmasını kabul etmiyoruz. Kayyum da gidecek, AKP-MHP faşist koalisyonu çöp sepetine göndereceğiz."
Barzani'ye çağrı: Tutum sahibi ol; bu kirli politikalar karşısında tek irade olalım
Basın açıklaması'na Leyla Güven tarafından devam edildi. Güven, yaptığı konuşmada Neçirvan Barzani'ye tutum sahibi olma çağrısında bulunarak, "Geçmişte ne kadar acı yaşadıysak ittifak ve birlik sağlayamadığımızdan kaynaklıdır. Bu kirli politikalar karşısında tek bir irade olalım" dedi.
"AKP-MHP iktidarı bu kayyumu açıklayamıyor. Çünkü gerçekten halkın iradesine darbedir. Biz de geçmişte belki yetersiz kaldığımız konular vardır ama bunun karşısında bugün her gün eylem her gün direniş diyeceğiz. Karşıdan bizi izleyenler şunu çok iyi bilsinler ki FETÖ’cülerin Kürt halkı üzerinde sürdürdüğü zulmün geldiği sonucu görüyoruz. Ya akıllarını başlarına alsınlar ya da bu direnişin altında kalacaklar. Bugün Türkiye Suriye gibi olamamışsa bu Kürt halkının sağduyusundan kaynaklıdır. Bundan sonra irademizi ortaya koyacağız. Bu kayyumların burada asla kalamayacağını ortaya koyacağız. Bu direnişi yükselteceğiz. En büyük desteği de biz yine Türkiye halklarından bekliyoruz. Sayın Barzani’den de tutum sahibi olmasını bekliyoruz. Geçmişte ne kadar acı yaşadıysak ittifak ve birlik sağlayamadığımızdan kaynaklıdır. Biz çağrı yapıyoruz; bu kirli politikalar karşısında tek bir irade olalım."
Yerine kayyım atanan Mızraklı: Hukuk önünde itiraz yolu açıktır
Yerine kayyım atanan Selçuk Mızraklı, oturma eylemi sırasında Rûdaw Türkçe’ye yaptığı açıklamada, "Yaptığımız her işi hakkaniyetle yerine getiren birileri olarak ve bizi yargılayabilecek yegâne mahkemenin halk iradesi ve sandık olduğunu bilerek biz yerel yönetimlerde yerimizi aldık. Dolayısıyla hukuk dışı yöntemleri beklenilen şeyler olarak görmemek gerekir. İtiraz edeceğiz. Hukuk önünde itiraz yolu açıktır. Kamuoyu vicdanında itirazımızı yapacağız. İmkân bulduğumuz her araç ve yöntemle en güçlü şekilde demokratik itirazımızı yükselteceğiz" diye konuştu.
Mızraklı: Bir daha seçim yapılacak olursa yüzde 75'le kaybederler
Mızraklı, başka bir medya kuruluşuna yaptığı açıklamada da şunları kaydetti:
"En ağır baskı, en ağır kuşatma koşullarında seçimler yapıldı. Yüzde 64'lerle seçimi kaybettiler. Dolayısıyla bugün bir daha seçim yapılacak olursa yüzde 75'le kaybederler. Yaptıkları işler kamuoyunda ilgi görmüyor. Sizin zor unsuru ile, baskı ile sağlamış olduğunuz bir takım pozisyonlar zehirli pozisyonlardır. Bu kararı evrenleri de zehirleyecektir. Demokratik sisteme olan güveni zayıflatacaktır. Herkesin her siyasi çevrenin bu meseleye bu minvalde bakması ve yurttaşlık hukuku gereği iradesini yansıtması, onurunu savunması gerekir. Bu savunma bulundukları her yerde itirazlarını yükseltebilecekleri her biçimiyle doğrudur, haklıdır. Bu biçim demokratik protestonun en makul, en etkili biçimleriyle devam etmelidir.
"Onlara teşekkür etmeliyim, kirli yüzlerini açık bir şekilde ortaya koydular"
Oturma eyleminde bulunan vatandaşlardan biri Özgürüz'ün mikrafonuna şu açıklamalarda bulundu:
"Şu an yaşanan rezilce bir durum. Kendileri için hak gördükleri bütün olumlu şeyleri başkaları için kesinlikle tahammülleri yok. Burada yaşanan açık hak ihlalidir. Bir anlamda onlara teşekkür etmem gerekiyor, kirli yüzlerini açık bir şekilde ortaya koydular. Siz dinden bahsediyorsanız gelin hakka hizmet edin. Siz seçimi burada kaybetmişsiniz, size kimse oy vermemeli, burada yüzde 70 oranında seçilen bir belediye başkanını görevden almak haydutluktur. Kendisine yeri dar ediyorsunuz."
"Yerel seçimlerde kimseye borç vermedik, bir tutum ortaya koyduk; demokrasi vicdanı olan herkesin karşı görüş bildirmesi gerekir"
Öte yandan Özgürüz'ün, "CHP’ye bir mesajınız var mı?" sorusunu yanıtlayan Mızraklı, "Dedik ki AKP MHP iktidar blokunun bu tutumuna karşı demokrasi değerlerine yaslanan yerlerdeki adayları destekleyeceğiz dedik. Biz burada kimseye borç vermedik. Demokrasi değerleri açısından bir tutum ortaya koyduk. Ve adeta can suyu yaklaşımıydı bu. Bu borç değil, bir değer aktarımıydı. CHP oldum Saadet Partisi olsun kim olursa olsun demokratik anlayışa sahip olan tüm kesimlerin bu duruma karşı çıkması gerekir" sözlerini kaydetti.
"Demokrasi vicdanı olan herkesin karşı görüş bildirmesi gerektiğini" ifade eden Mızraklı, "Geçmişte AKP’nin kapatılması konusu da ve Meclis’te başörtüsüyle ilgili yasal düzenlemeler geldiğinde de biz demokratik çerçeveler içerisinde hakka, özgürlüğe çağrı yapmıştık. Bugün burada yaşanan hak gasbı ortadan kaldırılıncaya kadar, bu mekanizma bir bütün olarak değişinceye kadar bu protesto devam edecektir. Sesiz kalırsak sadece yerel yönetimlerdeki varlığımızı değil insanlık vicdanımızı yitiririz. Eğer sessiz kalırsak çocuklarımızın ileride aydınlık ve güçlü bir Türkiye ile buluşması güçleşir. Herkese görev başına çağırıyorum" dedi.
Diyarbakır'daki kayyım eyleminden kareler:




Yorumlar
Kalan Karakter: