Doğruyol: Zorunlu Atamaları Yapanlara Karşı Yasal Yollara Başvuracağız

Doğruyol'un açıklamasının tam metni şöyle:

''Halk Sağlığından hastanelere yapılan zorunlu atamalarla personeller arasında yapılan haksızlıklara, hukuksuzluklara maalesef bir yenisi daha eklenmiştir. 

Bir kaç yıl önce Sağlık Ocaklarında fazla personel var diyerek hastanelere zorunlu atama yapan, ardından Sağlık Ocaklarına yeni personel atamaları yapan Sağlık Bakanlığı yetkilileri, yeniden Sağlık Ocaklarındaki yani Toplum Sağlığı Merkezlerindeki personeli zorunlu atamaya tabi tutmaktadır. 

Sözde, evde bakım hizmetlerinde çalışan personelin zorunlu atamalarının yapılacağıyla ilgili edindiğimiz bilgi -kaldı ki oda hukuki değil. Çünkü; bir personelin çalıştığı birime göre ataması yapılama- ve yapılan atamalarda; 

Evde bakım hizmetlerinde çalışıp ataması yapılmayan,

Evde bakım hizmetinde çalışmayıp ataması yapılan, 

PDC fazlası diye ataması yapılan personellerden, hizmet puanı düşük olan pek çok personelin ataması yapılmayıp, hizmet puanı yüksek olan personellerin atamasının yapılması, özürlü kadrosunda çalışan, küçük bebeği olan, 60-70km. uzağa atanarak aile bütünlüğü bozulan, mazeret tayiniyle gelen onlarca personelin hangi kriterlere göre atamasını yaptınız? 

Adaletli uygulamaları saygıyla karşılarız. 

TSM’lerden zorunlu ataması yapılmaması gereken onlarca personelin ataması yapılmıştır. 

Elbette hastanelerimizin personel ihtiyacı olabilir, adaletli olmak kaydıyla zorunlu atamalarda yapılabilir. Vatandaşlarımızın en kaliteli sağlık hizmeti alması elbette bizim de temennimizdir. Hiçbir kritere dayanmadan karpuz kavun seçer gibi personel seçilmez.

Ancak, 24 saat kesintisiz hizmet veren sağlık çalışanlarının da birer vatandaş olduğunu, onlarında haklarının, hukuklarının korunması gerektiğini hatırlatmak isteriz. Zorunlu atamalarda öncelikle gönüllük, tercih hakkının da olması gerekir.

Zorunlu atamaları yapan, evrakların altında imzası olan bürokratlarımıza karşı, savcılığa suç duyusunda bulunarak yasal yollara başvuracağımızı da belirtmek isteriz.

Çok şey istemiyoruz. Ülkemizin içinde bulunduğu şu zor dönemlerde yıkıcı değil, yapıcı olunmasını, insanlara ötekileştirici değil kucaklayıcı olunmasını, adaletsizlik değil, adaletli olunmasını istiyoruz.''