Dolmabahçe'de "Akıl"lı buluşma

Dolmabahçe'deki
Başbakanlık Ofisi'nde gerçekleşen "Çözüm Süreci Akil İnsanlar Heyeti İstişare
Toplantısı", yaklaşık 5 saat sürdü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
toplantı öncesi bir konuşma yaptı. İşte O konuşma;



"2009 yılından itibaren milli birlik ve kardeşlik adını verdiğimiz
projemizle birlikte çok sayıda aydın insanımızı ağırladım. Şu anda
bulunanlardan bazıları o toplantılara katıldılar. Akil insanlar heyeti adını
verdik. Tüm akil insanlardan oluşan heyet değil. Temsili bir grup olarak görmek
daha doğru olacaktır. Salonda bulunmayanlar sürecin dışında değildir.



İşin magazin boyutundan ziyade üstlenilen misyon önemlidir. Zarfla değil,
mazrufla ilgilenilmesi çok önemlidir. 



Farklı düşünce dünyalarını ve 76 milyonu temsil eden bir liste hazırlamaya
çalıştık. Bu heyetin dışında da sözü olan varsa onları da dinlemeye hazırız.
Demokratik katılım kanallarını açık tuttuk. Bu salonda oluşan heyet farklı
kesimleri temsil ediyor.



Hepimizin ittifak edeceği konu kanın durmasıdır. Herkesin yapması gereken taşın
altına elini koymak ve yanlışa dur demektir. Böyle bir heyetin oluşması
milletimizi onurlandırdı. Çözümün değil sorunun parçası olanların eleştirisi
umudumuzu zayıflatmaz. Halis niyetlerle toplumu sağlıklı bir şekilde
bilgilendirmek zorundayız. 



Türkiye terör ve şiddet sebebiyle 40 bine yakın insanını toprağa verdi.
Çözümsüzlüğü çözüm görenlerin anlamadığı gerçek, bu anlayışın artık
sürdürülebilir olmadığıdır. Her yıl büyük bedeller ödemeyi kabullenen anlayış,
insani ve vicdani değildir. Süreçte yalnız olduk, yalnız kaldık ve yalnız
bırakıldık. İmkanı olduğu halde bu can alıcı meselede inisiyatif almayanları
mazur görmemiz mümkün değil. 



Bu ülkede ocaklara düşen ateşe, kasasına giren çıkan parayla bakanlar oldu. Biz
yolu açtık ama o yala sadece kendimiz, milletimiz ve bir avuç gönül insanıyla
revan olduk. Yol boyunca taşlandık, tehdit edildik. Ama vazgeçmeyi aklımızdan
bile geçirmedik. 



Eğer bir ülkede demokrasi açığı varsa bütün sorunlar birbirini besler. Terör
diplomatik yöntemi olan bir yoldur. Terör hükümetleri sıkıştırmak için bir
taşerona dönüşmüştür. Terör ekonomiye zarar vermiştir. Diyarbakır Cezaevi'nde
işkence yaparak örgütün kurulmasını sağlayanlar da suçludur. Sosyal sorumluğu
terörden arındırmak için herkes sorumluluk almalı.



Bir ülkede inkarcı zihniyet varsa, orada karmaşa ve huzursuzluk eksik olmuyor.
Terör ve şiddet ekonomik, sosyal ve psikolojik yapıya zarar vermiştir. Kan
döken örgüt ne kadar suçluysa onlara imkanlar sunanlar da o kadar suçludur. 



10 yıl boyunca engelleyenlere inat, doğu ve Güneydoğu'ya büyük hizmetler
götürdük. Tehditllere, yakıp yıkmalara rağmen biz hizmet götürmeye devam
ediyoruz. İnkar, ret ve asimilasyona son vererek büyük bir adım attık.



OHAL'i kaldırdık. Son 10 yılda bölgeye yaptığımız yatırım 40 milyarı aştı.
İnkar, red, asimilasyon anlayışını ortadan kaldırdık. Şimdi artık topyekün
kucaklaşma zamanı. Şimdi hesaplaşma değil, helalleşme zamanı. Şimdi ayrılıklara
değil, ortaklıklara vurgu yapmanın zamanı. Şimdi artık topyekün kucaklaşma
zamanıdır. Şimdi ayrıştırmanın değil, bayramlaşmanın zamanıdır. Şimdi
helalleşme zamanıdır. Ortak geçmişimizi görmeyenler ortak geleceğimizi de
anlayamazlar. 



Hepimizin sesi kısılmak istendi, kitapları yasaklandı. Tarihimiz ve
kavramlarımız sakıncalı ilan edildi. Eksiklerimiz ve hatalarımız olabilir ama
cumhuriyetimizi ruh köküyle buluşturma gayretindeyiz. Herkes kendi dili,
kültürüyle yaşamını idame ettirsin, fikirler özgürce ifade edilsin. Türkiye son
10 yılda ileri demokrasiye ulaşmak için hayati adımlar attı. 



Çözümün olduğu bir Türkiye'de sadece fitneciler kaybeder. Çözüm süreci yaralı
duyguları tamir etme sürecidir.Çözüm süreci pazarlıkların yapıldığı bir süreç
değil, terörün sonlandırılması sürecidir." (muhalifgazete.com)