Dünyada 150 milyon çocuk yetersiz besleniyor

Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Meltem Akın Dikleli, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre dünyada 150 milyon çocuğun kronik beslenme yetersizliği yaşadığına dikkat çekti. Dr. Dikleli, "Dünyada 5 yaş altındaki çocukların yarısını beslenme probleminden dolayı kaybediyoruz. Bunun çözümü ise bireyi bütün yaşamı boyunca takip etmekten geçiyor" dedi.

"BESLENME PROBLEMİ TÜM TOPLUMU ETKİLİYOR"

DHA'nın haberine göre; çocukların toplumların geleceği olduğundan hareketle onların sağlığının önemine dikkat çeken Dikleli, "Bizler, sağlık profesyonelleri olarak çocukların sağlığıyla yakından ilgilenmek durumundayız. Dünya Sağlık Örgütü diyor ki; tüm dünyada beslenme yetersizliği problemimiz var. Bu problem, dünyadaki tüm toplulukları etkiliyor. Bu problemden kendini kurtarabilen hiçbir toplum yok. Ama beslenme bozuklukları çok geniş bir yelpazeden ibaret" diye konuştu.

"40 MİLYON ÇOCUK OBEZ"

Dünya Sağlık Örgütü tarafından beslenme yetersizliğinin üç gruba ayrıldığını ifade eden Dr. Dikleli, "Temelde şişmanlık, bodurluk, açlık olarak gruplandırıyor. Şu an bu problemlerden sayısal olarak en fazla görünen bodurluk. Dünyada yaklaşık 150 milyon çocuk kronik bir beslenme yetersizliği yaşıyor. 40 milyon kadar çocuk ideal kilosunun üzerinde ya da obez. 40 milyon çok dramatik bir sayı. 5 yaş altındaki çocuklarımızın yarısını beslenme probleminden dolayı kaybediyoruz. Bu ölüm nedenleri arasında. Bu çocukların ilerleyen yaşlarında sağlık problemlerini beraberinde getireceği anlamına geliyor. Ne gibi problemler bunlar? Diyabet, kanserler, beslenmenin yakından ilişkili olduğu pek çok hastalık dünyaya yük olarak gelecek demektir. Zaten halihazırda da bu durumu yaşıyoruz" dedi. 

"ÇOCUKLARIN BESLENMESİNİ TAKİP ETMELİYİZ" 

Bireyin bütün yaşamı boyunca takip edilmesi gerektiğinin önemine dikkat çeken Dr. Meltem Akın Dikleli, "Bireyin eksiği varsa bunu yerine koymalı ya da fazla kiloluysa ona uygun beslenme modellerini tanımlamalı. Bu durumda temelde bizim çocuklarımızı takip ediyor olmamız gerekiyor. İşin esası biz bu konuda şanslı ülkelerdeniz. Bizim 1960'lardan bu yana kurulu bir düzenimiz var. Doğurganlık çağındaki anneden başlamak üzere gebelik ve gebelik sonrası çocuklarımızı takip ediyoruz" ifadelerini kullandı.