EĞİTİMCİ AYDIN, AK PARTİ’DEN ADAY ADAYI OLDU

AK Parti 1. Bölge Milletvekili Aday Adayı Eren Aylin Aydın, toplumsal korku egemenliğini değiştirip dönüştürmek için gecikmiş sayılmadığını ve uzun yıllardır belleklere yerleştirilmiş ürkütücü kavramları katılımcı toplumcu siyaset ilmi ile bertaraf etmenin mümkün olduğunu açıkladı. Bugün, Türkiye’de siyasetin kısır döngüler ile döndüğünü vurgulayan Aydın, “Hiçbir şeyi ne inkar ne de isyan ile çözemeyiz. Konuyu barışçıl yüreğimiz ve dilimiz ile çözeriz. Ülkemizde çiçekleri kırmadan kurutmadan demokrasi toprağında hep birlikte çapa yaparak siyaseti bereketli mahsule dönüştürebiliriz” diye konuştu.

TUNCELİLİ VE ALEVİ BİR AİLEDEN GELİYOR

Türkiye’nin köklü, çok çeşitli kültürü, inançları ve yaşam felsefesi olan bir vatan toprağı olduğunu söyleyen Aydın, “Tüm alanlarda bağımsızlığı karakter edinmiş aziz milleti ile şan sahibidir. Bu duyguyu biz şahadetler ile Çanakkale’den alıyoruz. Hangi kavimden olursak olalım dillerimiz lehçelerimiz hangi farklılıkla olursa olsun ortak kaderin sahipleriyiz ve hep birlikte bu ülkenin asli ve milli unsurlarıyız” dedi. Tuncelili ve Alevi bir ailenin çocuğu olan Aydın, “Aleviler bu ülkedeki çiçeğin içindeki tomurcuktur. Sünni kardeşlerimiz de o çiçeği çevrelemiş renkli yapraklardır. Kürtler, Balkanlar Çerkezler, Araplar, Romanlar ve diğerleri çiçeğin gövdesi ve dalları gibidir. Biz bu ülkede hep birlikte bir çiçeğiz. Bu inançlarımla çalışmalarıma katkı yapacak AK Parti'li arkadaşlarım ve başkaca partimize ve şahsıma teveccüh yapacak olan STK'lar ve sivil dinamikler ile birlikte ortak ve üst akıl ekseninde buluştuğumuz için şahsımda milletvekili adayı olmayı kararlaştırdık. Ülkemizin kardeşliği ve ileri demokrasi için katkı yapmak adına milletvekili aday adayı oluyorum” şeklinde açıklama yaptı.

“MUHALEFET YENİ PERSPEKTİFLER BULMALI”

Türkiye’de siyasetin kısır döngüler içinde olduğunu ve muhalefetin daha yeni perspektifler ile muhalefet rolünü oynaması gerektiğini ifade eden Aydın, “AK Parti, 13 yıldır ülkemiz coğrafyasına ve akıllarımıza yerleştirilmiş mayınları temizliyor. Bu yalnız Ak Parti'nin meselesi değil; tüm siyasi partilerin ve toplumsal dinamiklerin öncelikli sorunudur. Siyaset kurumu kapalı dağları tünellerle aşmak için vardır. Bugün Türkiye'de siyaset kısır döngüler ile dönüyor siyasi çevreler ve partiler salı günleri iktidara nasıl cevap vereceğim kurgusu ile hesap yapıyor. Kurgular ile program yapılamaz. Muhalefet daha çok yeni perspektifler ve parametreler ile siyaset ve muhalefet rolünü oynamalıdır. Aksi takdirde ekonomik demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve sosyal devleti inşa edemeyiz” diye konuştu.

“BİRLİKTE ISLANARAK YÜRÜYELİM BU YOLLARI”

Türkiye’nin hamisi olacak bir devlet olmadığını açıklayan Aydın, yüreklice çalışarak demokrasi ve ülkenin geliştirilebileceğine dikkat çekti. Aydın, “Dua ile başlayıp yüreklice çalışarak demokrasimizi ve ülkemizi geliştirebiliriz. İlle de tabanca kullanmayı alışkanlık edinmiş isek ilk önce su tabancası kullanalım. Ve birlikte ıslanarak yürüyelim bu yolları; toplumsal barışımız için renklerimiz taş ve mozaikten olmasın. Taşlar duygusuz olur renklerimiz elvan çiçekleri gibi canlı ve kokulu olsun. Birlikte ortak olsun hislerimiz. Bu vatan için üst aklımızı derleyelim ve sert adımları bertaraf edelim. Dış güçlerden ve dış dinamiklerden medet umma uğraşlarımız bir gün farkına varmadan bizi emperyalist güçlerin yandaşı konumuna düşürür. Türkiye hamisi olunacak bir devlet değildir” ifadelerini kullandı.

Eren Aylin Aydın’ın aday adaylığı için yaptığı yazılı açıklama ise şöyle;

NİÇİN AK PARTİ İZMİR 1.BÖLGE MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYI OLDUM

NİÇİN ADAYIM ?

Kalıplaşmış korkularımızdan ve kodlarımızdan arınmak ve toplumsal olarak aklımıza yerleştirdiğimiz mayınlardan arınmanın demokratik seslenişlerin yol haritasına katkı koymak amacı ile adayım.

İzmir kentimizin ve ülkemizin sorumluluklarına ortak olmak için adayım. Bilindiği gibi yakın tarihe kadar sokaklarda İMF’ye hayır söylemini bu ülkenin sağcısı da solcusu da haykırıyordu. Ama gelin görün ki geldiğimiz bu günlerde İMF’ye karşı korkumuz kalmadı. Artık İMF ile ilgili heyetler Türkiye’de müstemleke valileri gibi görünmez oldular. Bu son yılların ve Ak Parti’nin ekonomik politikalarda ki başarısıdır. Yine bilindiği gibi düne kadar Türkiye İran olmayacak söylemleri vardı. Şimdi bu söylemleri söyleyenler bile buna inanmadıklarını kendileri de gördüler. Hatta bu söylemleri çok kullanan bir kısım entelektüel çevreler ve yazarlar şimdileri İran’dan medet umar noktaya geldiler. İşte artık korkularımızı ve kodlarımı yeniyoruz ve değiştiriyoruz. Tüm yapılan algılar az önce bahsettiğim örnekler gibi tarihin derinliklerinde betonlaşacak. Bu algıları değiştirmek için adayım. Kadın kimliğimin den önce insan kimliğimle ve farkındalığımla adayım. Demokratik özgürlükçü siyaset anlayışı çerçevesinde farkındalıkların fikirlerin her türlü inanç guruplarının ve etnisitelerin Ak Partinin başlattığı kardeşlik projesinde en barışçıl birlikteliklerin sağlanması ilkesi ile yaşama geçirmeyi yol edinmiş olarak kendimi görüyorum. Kutuplaşma korkusunu mutlaka yenmemiz gerektiğine inanıyorum. Demokrasi renklerin ve ara tonların çoğunluğu ile mümkündür.

“KUTUPLAŞMAYALIM DERKEN HESAPLAŞMAYALIM DEMİYORUM “

Diyorum ki; geri kalmışlık sebepleri ile darbe yönetimleri ile vesayet sistemi ve e-muhtıralarla hesaplaşalım. Benim ilk ismim bile Eren’dir. 12 Eylülde 17 yaşında idam edilen bir gencin alıntısıdır. Bu protest bile darbe ile hesaplaşmaktır. Her birlikte darbelerin acısını yaşadık. Darbeciler dindarları da sağcıları da solcuları da birlikte zulme uğrattılar.  Ancak tüm hesaplaşmalarımızı toplumsal barışımızı örselemeden demokratik hesaplaşma ile ve hukukun üstünlüğü ilkesi ile yapmalıyız.

Bu coğrafyada hangimiz hangi renkte hangi inanç gurubunda kendimizi ifade edersek edelim biz Türkiye’yiz ve ülkemizin asli birinci sınıf unsurlarıyız. Ak Parti ileri demokrasi konusunda çok ileri kanunlar yaptı. Kadın hakları, çocuk hakları, ifade özgürlüğü konusunda küçümsenmeyecek işler yaptı. Sağlık ve eğitimde uzun yolu kısa yola çevirdi. Mazlum halkların sesi oldu çalışma yaşamından miras hukukuna ulaşımdan şehirleşmeye tarımdan sanayileşmeye kadar çok alanda konuşulacak reformlara öncülük etti. Şimdi dahası için daha çok istikrar ve çalışmaya gerek duyuyoruz. Bu alanda ülkeme ve partime emek vermek için genç yenilikçi rasyonel fikir ve çabalarımla İzmir’in kendisine ve topluma yakışır Milletvekili olarak hizmet etmek istiyorum. Ve diyorum ki “YÜRÜYORUZ ESİNTİLERİMİZLE HÜNKÂR HACI BEKTAŞ-I VELİ’DEN MEVLANA’YA GİDEN SEVGİ KORİDORUNDA BU ÇAĞRI BİZİM BU MEMLEKET BİZİM “ 

Toplumsal korku egemenliğini değiştirip dönüştürmek için gecikmiş sayılmayız. Uzun yıllardır belleklerimize yerleştirilmiş ürkütücü kavramları katılımcı toplumcu siyaset ilmi ile bertaraf etmek için zihnimizdeki merhamet ve sevgi duygularıyla aşacağız.

ÜLKEMİZDE ÇİÇEKLERİ KIRMADAN KURUTMADAN DEMOKRASİ TOPRAĞINDA HEP BİRLİKTE ÇAPA YAPARAK SİYASETİ BEREKETLİ MAHSULE DÖNÜŞTÜRE BİLİRİZ.

Biliyorum ki; “Kaşını çatanlar yumruğunu sıkanlar arkalarında gözyaşı bırakırlar“ Nerede doğduğumuz önemlidir nerede yaşadığımızda önemlidir ancak daha önemlisi her iki yeri anlamak gerekir. Bunun da gerçeğini sosyal ekonomik kültürel entegrasyonunu ortaklaştırmaktır. 13 yıldır Ak Parti bu alanlarda ülkemiz coğrafyasına ve akıllarımıza yerleştirilmiş mayınları temizliyor. Bu yalnız Ak Parti’nin meselesi değildir tüm siyasi partilerin ve toplumsal dinamiklerin öncelikli sorunudur. Siyaset kurumu kapalı dağları tünellerle aşmak için vardır.

Mesela Tunceli’ye Dersim deyip tarihin yanlış algısını değiştirmek gelecek tarihe önemli bir not düşecek şekilde Sayın Recep Tayyip Erdoğan toplumsal özür ifade etmiştir. Peki o günden bu güne farklı siyaset adamları bu tarihi özür’e olumlu cevap verdiler mi? Tabi ki hayır. İşte siyaset bu tür algılardan dolayı tıkanıyor. Bugün Türkiye’de siyaset kısır döngüler ile dönüyor siyasi çevreler ve partiler salı günleri iktidara nasıl cevap vereceğim kurgusu ile hesap yapıyor. Kurgular ile program yapılamaz muhalefet daha çok yeni perspektifler ve parametreler ile siyaset ve muhalefet rolünü oynamalıdır. Aksi takdirde ekonomik demokrasiyi hukukun üstünlüğünü sosyal devleti inşa edemeyiz. Ancak dua ile başlayıp yüreklice çalışarak demokrasimizi ve ülkemizi geliştirebiliriz.

“HİÇBİRŞEYİ NE İNKAR İLE NEDE İSYAN İLE ÇÖZEMEYİZ “

Konuyu barışçıl yüreğimiz ve dilimiz ile çözeriz. “ İlle de tabanca kullanmayı alışkanlık edinmiş isek ilk önce su tabancası kullanalım. Ve birlikte ıslanarak yürüyelim bu yolları ” toplumsal barışımız için renklerimiz taş mozaikten olmasın taşlar duygusuz olur renklerimiz elvan çiçekleri gibi canlı ve kokulu olsun. Birlikte ortak olsun hislerimiz.

Bu vatan için üst aklımızı derleyelim sert adımları bertaraf edelim. Dış güçlerden dış dinamiklerden medet umma uğraşlarımız bir gün farkına varmadan bizi emperyalist güçlerin yandaşı konumuna düşürür. Türkiye hamisi olunacak bir devlet değildir. Köklü ve çok çeşitli kültürü olan ve inançları yaşam felsefesi olan bir vatan toprağıdır. Tüm alanlarda bağımsızlığı karakter edinmiş aziz milleti ile şan sahibidir. Bu duyguyu biz şahadetler ile Çanakkale den alıyoruz.

Hangi kavimden olursak olalım dillerimiz lehçelerimiz hangi farklılıkla olursa olsun ortak kaderin sahipleriyiz ve hep birlikte bu ülkenin asli ve milli unsurlarıyız.  Ben alevi bir ailenin çocuğuyum aleviler bu ülkede ki çiçeğin içindeki tomurcuğudur. Sünni kardeşlerimiz de o çiçeği çevrelemiş renkli yapraklarıdır. Kürtler balkanlar Çerkezler Araplar ve diğerleri çiçeğin gövdesi ve dalları gibidir. işte biz bu şekilde bu ülkede hep birlikte bir çiçeğiz. Bu inançlarımla çalışmalarıma katkı yapacak Ak Parti’li arkadaşlarım ve başkaca partimize ve şahsıma teveccüh yapacak olan STK’lar ve sivil dinamikler sosyal duyarlı topluluklarla birlikte ortak ve üst akıl ekseninde buluştuğumuz için şahsımda milletvekili adayı olmayı kararlaştırdık. Ülkemizin kardeşliği ve ileri demokrasi için katkı yapmak adına Milletvekili aday adayı oluyorum.