AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, açıklamasında projenin hayati öneme sahip olduğunu savunarak, "Bölgemizde 25 milyon trilyon dolarlık bir ticaret hacmi var. Bu bölgede gelecek 5 yılda dahi 5 milyar tonluk yük artışı söz konusu. Boğaz'ın boyutlarını büyütemeyeceğimize göre, günlük 2 bini bulan yerel trafiği, 500 bin insan taşınan boğazları, içinde bulunduğu kaza riskini ben kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Sayın Cumhurbaşkanım bu proje her yönüyle çok önemli bir projedir. Kendi içinde fizibilitesi olan, İstanbul'un güvenliğine katkı sağlayan, hava kirliliğini öneleyecek, Marmara'daki oksijen azalmasını ortadan kaldıracak önemli bir proje. Böylesine büyük bir projeyi enine boyuna her safhasında bilim adamları tartıştılar. 200'den fazla bilim adamı çevre değerlendirme raporu hazırladı. Bütün ihtimaller, olumsuzluklar, avantajlar, Türkiye'ye kazandıracağı fırsatlar bir bir değerlendirildi. Bu proje boğazlar rejimine, Montrö'ye asla çelişki teşkil etmiyor. Bu proje, Türkiye'nin egemenliğinde uluslararası ticarete açık bir su yolu ve yaşam, ticaret merkezi" dedi.
Yıldırım, "Bu projeyle, yapım esnasında en az 10 bin kişi iş aş sahibi olacak, bu da 40 bin insanın ekmek kapısı demek. İşletmede de aynısı devam edecek" dedi.
Erdoğan'ın Sazlıdere Barajı üzerine kurulan köprünün açılış töreninde yaptığı konuşmasından satır başları şöyle:
"Bugün Türkiye'nin kalkınma tarihinde yeni bir sayfa açıyoruz. Bugün, rahmetli Menderes, rahmetli Özal, rahmetli Erbakan, Demirel gibi ülkemizin kalkınma mücadelesinin sembol isimlerinin ruhlarını bir kez daha şad ediyoruz. Bugün Kanal İstanbul projesinin ilk köprüsünün temelini atıyoruz. Aynı zamanda Kuzey Marmara Otoyol'unun Nakkaş-Başakşehir kesiminin Sazlıdere Barajı üzerindeki bağlantı yolu da olan bu köprünün ülkemize, milletimize, İstanbulumuza hayırlı olmasını diliyorum.
Kanal İstanbul projesini bundan 11 yıl önce milletimizle paylaşmıştık. Türkiye'nin bu süreçte yaşadığı iç dış badireler sebebiyle projenin ilerlemesi biraz gecikti. Bugün tüm hazırlıkları tamamlayıp proje kapsamındaki ilk köprünün temeli için bir aradayız.
Kanal İstanbul'a acaba bu proje neden gerekliydi? Gecikmeli de olsa bugün bu temeli nasıl atıyoruz? İstanbul Boğazı dünyanın en kalabalık gemi trafiklerinden birine sahiptir. Boğazdan 1930'lu yıllarda yılda ortalama 3 bin gemi geçiş yapıyordu. Günümüzde bu rakam 45 bine ulaştı. Sadece şehir içi yolculuklar için İstanbul Boğazı'nın 54 iskelesinde 500 bin kişilik insan trafiği söz konusu.
Her büyük geminin Boğaz geçişi, şehir için ciddi risk anlamına geliyor. Petrolden organik ürüne kadar farklı yük taşıyan gemilerin kaza yapmaları durumunda, denizlerimizdeki doğal hayat da büyük tehdit altına giriyor. Gemilerin karaya çarpması halinde ise hem kültürel mirasımız zarar görüyor. Hem ciddi yıkım ve yangınlarla karşılaşabiliyoruz. Yaşı ilerlemiş olan İstanbulluların hafızalarında Boğaz'da haftalarca yanan petrol gemilerinin görüntüleri vardır. Gençlerimize sesleniyorum, Z kuşağı, bakınız bütün bu olanlar bitenler 19-20 yıldır bu ülkede iktidarda olan bizler neleri gerçekleştirdik, hangi adımları attık, bunları bilmeniz gerekiyor. Geçen yılın ilk ayında Kabataş açıklarında kıyıya sürüklenen dev Rus gemisinin yarattığı endişeyi unutmadık. Montrö'de kılavuz kaptan ve romorkör kullanımının zorunlu tutulmaması ticari gemilerin Boğaz geçişindeki riskleri artırıyor. Büyük gemilerin geçişi için Boğaz'ın kapatılmak zorunda kalınması ve gemiler arasında bırakılması gereken mesafeler zaman kayıplarına yol açıyor. Beklemede geçen her saat önemli bir maliyet demektir. Yapılan projeksiyonlar 2050'de Boğaz'dan geçecek gemi sayısının 78 bini bulacağını gösteriyor. Hesaplamalara göre İstanbul Boğazı'nın güvenli geçiş kapasitesi 25 bindir.
Ayrıntılar geliyor...
Yorumlar
Kalan Karakter: