Erdoğan: İstanbul'u Yeniden Fethediyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kültürel Mirası İhya Projeleri tanıtım toplantısında konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Yapılan bütün icraatları izledik. Mutlu oldum. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Fatih Belediyemizi tebrik ediyorum.

Onlar yıktı biz ise inşa ediyoruz. O yıkan zihniyet malum CHP zihniyetiydi. Onlar bu güzelim eserleri yeri geldi ahır olarak kullandılar yıktılar. Biz ise o eserleri yeniden inşaa ediyoruz. Onlar bıraktılar da bu CHP zihniyeti doğru mu yaptı? Bunun hesabını sormayacak mısının ey gençlik? Tüm gençlerimize sesleniyorum, tarihimize sahip çıkacağız.

Bize düşen medeniyetimizin açısından önem taşıyan her esere sahip çıkmaktır.

Ayağa Kaldırdığınız her eserle adete İstanbul'u yeniden fethediyoruz.

15 yılda 81 ile tam hizmet

Başını sokacak evi, çalışacak işi, asgari imkanları olmayan insanlara estetikten bahsetmek anlamsız olabilir. Bu dönemde öncelik zorunlu ihtiyaçların karşılanmasıydı. Türkiye bu düzeyi geride bıraktı. Özellikle 15 yılda ülkemizi 3 kat büyüterek 81 ilin tamamını hayatın her alanını kapsayan hizmetlerle kuşatarak yeni bir dönem açtık.

Medeniyetimizin inşası ve ihyası için çok daha fazla gayret göstereceğiz. Belediye başkanlarımızdan rica ediyorum; dikey yapılılaşmaya müsaade etmeyin. Şehirlerimiz gecekonduların, zevksiz yapıların istilasına uğradı. Köylerimizi, yaylalarımızı çirkin yapılaşmaya izin vermeyin. Keyfiyete, estetiğe, kaliteye de önem vermemiz gereken bir dönemdeyiz.

Çamlıca'da inşası süren camiden, Taksimde AKM'ye kadar ve yine Taksim'de inşası devam eden camiye varıncaya kadar...

Ne demiş üstad Necip Fazıl Kısakürek:

"Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;

Servi, endamlı servi, ahirete perdelik.

Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;

Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat.

Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;

Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?"

'Kültür cellatları kol geziyor'

İstanbul'da yaşamanın anlamını ancak bu manayı kavrayarak anlarız. Geçtiğimiz 15 yılda hükümet imkanlarıyla tarihimizi ayağa kaldırmanın mücadelesini verdik. Yeniden ayağa kaldırdığımız eserleri tek tek saysam saatler sürer.

Ülkemizde kültür cellatları kol geziyor.Restorasyon adı altında sergilenen kültür facialarının bu anlayıştan bir farkı yok. Türkiye restorasyon konusunda birim kazanmış bir ülkedir. Sorumluluk sahipleri başta olmak üzere herkesin en üst düzeyde hassasiyet göstermesi gerekiyor. Ne diyor Mehmet Akif?:

Yıkmak insanlara yapmak gibi kıymet mi verir.

Onu en çolpa herifler de emin ol becerir.

Sade sen gösteriver 'işte budur kubbe' diyeiki ırgatla iner şimdi Süleymaniye.

Ama gel kaldıralım dendi mi heyhat o zaman

Bir Süleyman daha lazım yeniden bir de Sinan.

Bunların var mı sizin listede hiç benzeri; yok. Ya ne var? Bir kuru dil siz buyurun karnım tok.

'İçinde yaşanmayan bir konak...'

Tarihi eserlerin bir süs nesnesi gibi dışarıda tutulmasını da doğru bulmuyorum. Bunun için restore edilerek yeniden kazandırılan eserlerin, buralara sahip çıkacak kurumlar tarafından kullanılmasını doğru buluyorum.

İçinde ibadet edilmeyen bir cami, içinde yaşanmayan bir konak, içinde hayat olmayan bir yapı kalıcı olamaz. Her şey insanla var, insanla değer kazanır. Bir eserin kıymetini bilmek demek, onu doğru ellere teslim etmek demektir. Elbette denetim yapılır, kontrol ihmal edilmez.

Bu duygularla bir kez daha Fatih Belediyesi tarfından gerçekleştirilen 320 eserin restorasyonunu tebrik ediyorum.

Sevgilerimi saygılarımı iletiyorum.

Kalın sağlıcakla...