Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hakimleri Kura Töreni'nde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan "Belki biraz zaman alacak, belki biraz hazım problemi çekilecek ama özgürlüklerin herkese eşit uygulandığı yeni Türkiye'yi inşallah herkes kabullenecek" ifadelerini kullandı.
Erdoğan konuşmasında şunları söyledi:
Başörtülü yargı mensuplarımız konusunda edep ve ahlak sınırlarını aşan hazımsızlıklara zaman zaman hepimiz şahit oluyoruz akıl vicdan ve hukukla bağdaşmayan bu tepkileri sadece derin bir teessüf ve taaccüple takip ettiğimiz bilinmesini isterim. Türkiye bunları geride bırakmıştır. Türkiye kadınları hayatın dışına iten demokrasi ayıplarından kurtuldukça çok farklı atmosfer yakaladı. Belki biraz zaman alacak belki biraz hazım problemi çekilecek ama özgürlüklerin herkese eşit uygulandığı yeni Türkiye’yi inşallah herkes kabullenecek. Kadınların kamu özel ayrımı olmadan hayatın farklı alanlarında onurluca yer almalarına herkes alışacak.
Sevgili genç kardeşlerim sizler birazdan çekilecek kuralar neticesinde vazifelerinizi başlayacak memleketin her bir köşesinde adalet neferi olarak görev yapacaksınız. Maaşını alıp köşesine çekilen, mesaisi bitince arabasına binip evine dönen biri olarak değil adalet için adaletin tecellisi için vicdani hür aklı hür kalbi hür birer vatan evladı olarak çalışacaksınız.
"Yargı mensupları hedef alınamaz"
Değerli arkadaşlar, kıymetli hâkim ve savcılarımız; hâkimlik cübbesini giymek ve hüküm makamına oturmak, insanı insan olmaktan kaynaklanan zaaflarından, kusurlarından, noksanlarından tek başına kurtarmaya yetmez. Hâkimler ve savcılar, yanılgı nedir bilmeyen hakikat avcıları da değildir. Yargılamaya iştirak edenlerin samimi katkıları olmadan varılacak sonuca, kurulacak hükme hakikatin rengini vermek mümkün olamaz. Bununla birlikte hâkim ve savcılarımızın bugün toplumsal algıda tuttukları yer, onları adaletin merkezi figürü hâline getirmiştir. Takdir edersiniz ki bu, oldukça büyük ve ağır bir sorumluluk demektir. Bu mesuliyeti hakkıyla taşımanın yegâne formülü; adalet menziline aklın rehberliğinde, vicdanın nezaretinde yürümektir. Elbette akıl, bilgiden beslenmeli; vicdan, önyargıları reddetmelidir. Devleti ve toplumsal düzeni korumak, adaleti tesis etmekle mümkün olur.
Önünüze gelecek her dosyanın içinde en az bir insanın istikbali olduğunu unutmayın. Milletimizi asırlardır maruz kaldığı tehdit ve saldırılardan koruyan kalkan şüphesiz ki adalete verdiği önemdir.
Bekası için üzerine titrediğimiz hasletler; adil devlet, güçlü millet ve özgür bireydir. İstikbalimizden emin olmak istiyorsak hep beraber bunları korumak ve güçlendirmek mecburiyetindeyiz. Yargının kendi doğal mecrasındaki işleyişine, siyaset kurumu ve medya dâhil herkesin saygı duyması gerekiyor. İşini yapan, işini doğrulukla ve dürüstlükle yapan, anayasa ve kanunlar çerçevesinde iyi niyetle hareket eden yargı mensuplarımıza destek olmalıyız.
Sadece kararlarıyla konuşabilen yargı mensuplarının sükuneti, zafiyet olarak algılanmamalı. Bunu hiç kimse istismar etmemeli. Üzülerek ifade etmeliyim ki, bu konuda yeterince özenli davranılmıyor. Özellikle son aylarda yargı mensuplarımızı hedef alan hatta çoğu zaman tehdide varan sorumsuz bir üslubun siyasete hakim olduğu görülüyor. Bunun sebebi muhatap olunan iddiaların vahameti ve ciddiyetidir. Her fırsatta hakim ve savcılara parmak sallayarak, tehdit ve taciz ederek adalet sistemini felç etmeye çalışanların en büyük korkusu adalet önünde maskelerinin düşmesinden duydukları derin endişedir. Hukukun temel prensiplerinden biri şudur; rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma gibi nitelikli suçların işlendiğine dair yeterli suç şüphesini ulaşan savcılık makamı için kamu davası açmak bir tercih değil yasal bir mecburiyettir.
Yorumlar
Kalan Karakter: