Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin haftalık grup toplantısında konuşuyor.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Bu çatı altında teşriki mesaide bulunduğumuz bir yol arkadaşımızı dar-ı dünyadan dar-ı bekaya yolcu ettik. 26 ve 27. Dönem Giresun Milletvekilimiz Cemal Öztürk kardeşimiz, bir süredir tedavi gördüğü Bilkent Şehir Hastanesi'nde emaneti sahibine teslim etti. Merhum yol ve dava arkadaşımız Cemal Öztürk’e Yüce Allah’tan rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum.
Pazartesi günü açıklanan büyüme rakamları oldukça müspet geldi. Ekonomimiz, 21 çeyrektir kesintisiz sürdürdüğü büyüme trendini 2025’in 3. çeyreğinde de devam ettirmiştir. Türkiye ekonomisi, 3. çeyrekte yıllık bazda yüzde 3,7 büyüyerek istikrarlı seyrini korumuştur. Bu oranla OECD ülkeleri arasında 4., G20 ülkeleri arasında ise 5. sırada yer aldık.
Tabii tarımda, zirai don ve kuraklık kaynaklı hiç arzu etmediğimiz bir küçülme yaşadık. İnşallah bu yıl yağışların bol ve bereketli olmasıyla tarımın toparlanmasını bekliyoruz. Makine ve teçhizat yatırımlarındaki artış ise üretime ilişkin umutlarımızı daha da güçlendirmiştir. Yıllıklandırılmış millî gelirimiz 1,5 trilyon doları aşmıştır.
Bir diğer önemli gelişme ise ülkemizin risk primindeki düşüştür. CDS’imiz 233 baz puana gerileyerek son 7 yılın en düşük seviyesine indi.
Bu sabah kasım ayı enflasyon rakamları açıklandı. Orada da umutlarımızı artıran bir tabloyla karşılaştık. Buna göre Kasım ayı enflasyonumuz yüzde 0,87 olarak geldi. Temel mal enflasyonu yüzde 18’ler seviyesine indi. Hizmet enflasyonundaki düşüş ise sürüyor. Deprem konutları ve sosyal konut projelerimizle birlikte kira enflasyonunda da hızlı bir gerileme bekliyoruz. Bu güzel haberlerin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Her zaman söylediğim gibi, Türkiye’nin hedefi, rotası ve izleyeceği güzergâh bellidir. Bu hedef, 86 milyonun tamamının refahını kalıcı biçimde artırmaktır. Bu hedef, 2028 yılında 1,9 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşmaktır. Bu hedef, gelecek 3 yıl içinde mal ihracatımızı 375 milyar dolara çıkarmaktır. Hedef, yine 3 yıl sonra turizmde 100 milyar dolar gelir elde etmektir. Bu hedef, ülkemize iki trilyon dolar maliyeti olan terör belasına son vererek Türk ekonomisini şahlandırmaktır.
Bölgemizdeki sıcak çatışmalara, küresel ekonomideki belirsizliklere, gümrük tarifleri üzerinden alevlenen ticaret savaşlarına, Türkiye’nin önünü kesmek için türlü oyunlar çeviren melun ve meyus odaklara rağmen hamdolsun hedeflerimizden kopmadık ve kopmuyoruz.
Bu ülkeye yeni bedeller ödetmeyecek, bedel ödetmek isteyenlere de geçit vermeyeceğiz. Suyu önce bulandırıp sonrada da bulanık suda sazan avına çıkan simsarların oyunlarına gelmeyeceğiz. Elbette ekonomide rakamlar, karşılaştırmalar önemlidir ama aslolan 86 milyonun topyekün düşüncesi ve kanaatidir. Aslolan esnafın, tüccarın, emeklinin, emekçinin ne dediği ve ne hissettiğidir. Bu süreçte sadece rakamlara ve oranlara bakmıyor, çarşıya, pazara, esnafa, sanayi bölgelerimize de kulak veriyoruz. Reel sektörden gelen taleplerimizi daima dikkatle dinledik.
Türkiye'nin alan el konumundan son 23 yılda veren el konumuna gelmesi ülkemiz ve milletimiz adına bir kıvanç meselesidir.
2026 yılı Türkiye açısından bir uluslararası zirveler yılı olacak. COP31 zirvesi vesilesiyle 200'e yakın ülkeyi Antalya'mızla ağırlayacağız. Temmuz ayında NATO zirvesini başkentimiz Ankara'da gerçekleştireceğiz. Türk Devletleri Teşkilatı'nın 13. zirvesine ülkemizde ev sahipliği yapacağız. Türkiye'nin itibarına itibar katmayı sürdüreceğiz.
Kızılelma testleri Sinop'ta yapıldı. Bu küresel başarıya Sinop'ta ulaşıldı. CHP Genel Başkanı bu testleri Sinop'ta balıklar rahatsız oluyor diyerek eleştirmişti. Biz ona Sinoplu Diyojen'in meşhur sözüyle cevap verelim; gölge etme, başka ihsan istemez. Siz gidin kurultay üstüne kurultay yapın, kendi iş meselelerinizle uğraşın, gırtlağınıza kadar battığınız pisliklerden, içinizdeki yolsuzluk yapanlardan arının. Bize gölge etmeyin, o bize yeter.
Artık ismini bile duymaya tahammül edemedikleri selefi, Kılıçdaroğlu gibi birilerini cellat olmakla itham ediyor. Neymiş, DEM Parti'nin Terörsüz Türkiye sürecine katkı vermesi Stockholm sendromu imiş. Yani celladına aşık olmakmış. Yahu insanda biraz utanma, mahcubiyet olur. Hadi Türkiye'yi bilmiyorsun, dış politikadan haberin yok, ekonomi bilmiyorsun ama insan bari önce kendi geçmişini, kara sicilini bilir. Yahu sen ömrün boyunca hiç mi CHP'nin utanç lekeleriyle dolu tarihini okumadın? Tek parti faşizminin bu millete neler yaşattığını hiç mi öğrenmedin? Sen kimin cellat, kimin mağdur olduğunu bilmiyor olabilirsin ama benim Kürt kardeşim kimin cellat olduğunu çok iyi bilir. İstiklal Mahkemelerinde alelacele kararlar alıp darağaçlarında iskemleyi kimin devirdiğini milletim gayet iyi bilir. Ardından timsah gözyaşları döktükleri Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarına kimin sessiz kalarak onay verdiğini benim milletim çok iyi bilir. Terörle mücadele adı altında Tunceli'den başlayarak bizim dönemimize kadar Kürt kardeşlerimizin kanını kimin döktüğünü benim milletim çok iyi bilir. Sayın Özel hedef saptırmasın, cesareti varsa ve bir cellat görmek istiyorsa aynaya baksın, CHP'nin geçmişine baksın.
CHP her şeye çıkar odaklı alışkanlığından kurtulamıyor. Kendileri ağa, geri kalan milyonlarsa maraba. Kürt kardeşlerim bunlar için sadece bir oy deposu. Ama artık yutmazlar.
Yorumlar
Kalan Karakter: