Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde basın toplantısı düzenledi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın, İstanbul'da düzenlediği Mesleki Eğitim Zirvesi'nde, Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) programını protesto eden TİP üyesi 16 öğrencinin bir haftadır tutuklu olduğunu hatırlatan Baş, şunları söyledi:
"Bakan bu sistemde patrona ‘eti senin, kemiği de benim’ diyor öğrenciler için. Bunun karşılığında çocuğun cebine 6 bin 631 TL para giriyor. Çocuklarımızı, MESEM adı altında patronların insafına terk eden bir düzenle karşı karşıyayız. Buna itiraz eden arkadaşlarımız tutuklu. Evlatlarımızı sabah okula diye gönderiyoruz, akşam ölüm haberlerini aldığımız bir ülkeye döndü Türkiye’ye. Bunlar yaşanıyor bir kişi de çıkıp bunun sorumluluğunu almıyor. İktidar sahipleri beyler, Ey Yusuf Tekin sana sesleniyorum, sen bu milletin çoluğunu, çocuğunu patronlara peşkeş çekme hakkını nereden alıyorsun?
Sen bu ülkeye, bu ülkenin geleceğine düşman mısın? Yemin mi ettin ‘ben bu ülkenin geleceğini yok edeceğim’ diye. Öğretmenler, öğrenciler Bakanı protesto ediyor, vatandaş illallah etmiş durumda. Arkasında tarikatlar bir de Tayyip Erdoğan var, ondan başka seveni kalmamış ama beyefendi Bakanlığa devam ediyor."
"ADALET BAKANLIĞI'NA VERİLECEK BİR KURUŞ BİLE ZARARDIR, ZİYANDIR"
TBMM Genel Kurulu’nda devam eden bütçe görüşmelerine de değinen Baş, “Saray rejiminin sırtını yasladığı o aç gözlü patron zihniyeti, bu ülkenin kaynaklarını ve imkanlarını kendilerine peşkeş çekmek için, bu ülkeye düşmanlık etmek üzere bir sistem kurmuşlar. Buradaki iktidar milletvekilleri de işte bunun üzerini örtmek için çalışıyorlar, başka hiçbir şey yaptıkları yok” ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanlığı için oluşturulan bütçeyi eleştiren Erkan Baş, "Adalet Bakanlığı tek bir kuruşu bile hak etmemektedir. Bu Adalet Bakanlığı'na verilecek bir kuruş bile zarardır, ziyandır" diye konuştu.
Baş, Adalet Bakanlığı Bütçesi görüşülürken Meclis’te usulsüzlük yaşandığını, Meclis hukukunun ayaklar altına alındığını, bu ucube sistemde Meclis'in işlevsiz hale getirilmek istendiğini belirterek, şunları kaydetti:
"İktidar istiyor ki burası el kaldırıp indiren robotlardan ibaret olsun. Dün bizim itirazımız olmasaydı Cumhuriyet tarihinin en hızlı Adalet Bakanlığı bütçesi olacak ve bitecekti. Herkes bilir ki İçtüzük’te son söz milletvekilinindir. Bu ucube sistemde bakanlar da milletvekili değildir. Ben de cezaevindeki 16 genç arkadaşımın sesini, MESEM’de katledilen çocukların sesini Parlamento'ya taşımak ve bunların hesabını Bakan’dan sormak için ‘son söz milletvekilinindir’ maddesine istinaden dilekçe verdim. Önce dilekçemi almak istemediler, ısrarımız üzerine aldılar, nihayetinde söz talebimiz, üzülerek ifade ediyorum, muhalefetin birbiriyle uğraşmasını doğru bulmayan bir siyasi partiyiz, dolayısıyla ben şimdi anlatacağım şeyleri CHP’ye kurumsal olarak mal etmek istemem, CHP’li Başkanvekili’nin AKP’nin baskısına direnemeyerek veya yeni bir başkanvekili olmasından kaynaklanan bir hata yaptığıdır.
AKP’nin ülkeyi anayasasızlaştırdığı bir süreçte Meclis’i yönetirken CHP’li Başkanvekili içtüzüğün açıkça ihlal edilmesine göz yumamaz. Bunun için o baskıya direnebilmesi gerekir. Siz bu görevinizi hakkıyla yerine getiremezseniz yarın öbür gün AKP’nin her istediğinin yapmasının önüne nasıl geçeceksiniz? Dün burada net bir iç tüzük ihlali gerçekleştirilmiştir. AKP’nin Meclis’ten bu bütçeyi hızla geçirelim, güç bende istediğimi yaparım anlayışına teslim olunmuştur."
Asgari ücretin bir sefalet ücreti haline getirildiği Türkiye tablosunu kabul etmediklerini söyleyen Baş, "İktidarın bu alanda sürdürdüğü basit oyunlara gelmememiz lazım. Biz tüm yurttaşlarımız için insanca yaşanacak bir ücret talebimizden bir adım geri atmayacağız" dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: