GÜLPERİ TİBİN/ ÖZEL HABER/ GERÇEK HABERCİ - Kamuoyunda “11. Yargı Paketi” olarak bilinen Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilerek yasalaştı. Buna göre İcra ve İflas Kanunu’nda değişikliğe gidildi. Ayrıca söz konusu yargı paketinin kabul edilmesiyle ceza infaz kanununda da bazı değişiklikler oldu ve binlerce mahkum için tahliye yolu açıldı. TBMM Genel Kurulu’nda 274 evet oyuyla kabul edilen yargı paketine göre, kamuoyunda Covid – 19 düzenlemesi olarak bilinen infaz indirimi içeren 27’nci maddeden deprem suçları çıkarıldı. Terör ve örgütlü suçlar, alt soy ve üst soya, kardeşe, eşe, boşanılan eşe, kadına, çocuklara, beden veya ruh sağlığı bakımından kendisini savunamayacak kişiye yönelik kasten öldürme; cinsel saldırı ile çocuğun cinsel istismarı suçlarının dışında depremlerde yıkılan binalardan ve ölümlerden sorumlu olanların kapsam dışında tutulduğu düzenlemeyle, kapalı cezaevinde kalan mahkumlar 3 yıl daha erken açık cezaevine geçebilecek. Öte yandan açık cezaevinde olan mahkumların adli kontrolle serbest kalmaları 3 yıl erkene çekilecek.

EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI BİR ŞEY OLMAMASI GEREKİR
İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, kamuoyunda çeşitli tepkilere neden olan düzenlemeye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yapılan değişikliklerin doğrudan bir af gibi algılanmaması gerektiğini ancak dolaylı olarak da olsa binlerce mahkumun salıverileceğini vurgulayan Yılmaz, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Torba yasaların içerisinde daha önce yaptıkları gibi ceza infaz kanununda yapılan değişiklikler bunlar. Denetimli serbestlik süresi 3 yıla çıktı. Böylece binlerce insan tahliye olacak. Daha önce de benzer uygulamalar yapılmıştı. Doğrudan bir af gibi düşünmemek lazım bunu ama dolaylı olarak da cezaevinden çıkarılıyor mahkumlar. Yani şu an 3 yıl cezası olan insanlar serbest kalacaklar. Bu anlamda baro olarak biz aslında farklı düzenlemeler yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bütün suçlarda bunların uygulanması gerektiğini özellikle belli suç tipleri var. Bunları ayırarak yapmak tiplerini ayırarak bunları yapmak çok sakıncalı bizce o yüzden eşitlik ilkesine aykırı bir şey olmaması gerekiyor.”
BAROLARIN VE AKADEMİSYENLERİN KATILIMIYLA HAZIRLANMALIYDI
Yılmaz, bu tarz düzenlemelerin yalnızca Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanıyor olmasına da tepki gösterdi. Düzenlemelerin hazırlığının baroları ve akademisyenlerin katılımıyla gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade eden Yılmaz, “Bu tarz düzenlemeler sadece bakanlık tarafından hazırlanıyor. Oysa sahada olan yargıçların savcıların avukatların daha doğrusu baroların, akademisyenlerin katılımıyla hazırlanmalıydı. Üzerinde aylarca konuşulur tartışılır ondan sonra bir yol haritası belirlenir. Şimdi hazırlıyorlar, komisyon içerisinden meclisten geçince yasalaştırıyorlar” diye konuştu.
CEZAEVİ KAPASİTELERİNE VURGU
Yılmaz, açıklamasının devamında cezaevlerinin kapasitelerinin üzerinde doluluk oranına sahip olduğuna da değindi. Ayrıca ilk etapta 50 – 55 bin kişinin salıverileceğine ilişkin söylemler olmasına karşın henüz bununla ilgili net bir açıklama yapılmadığını hatırlatan Yılmaz, değerlendirmesini şöyle noktaladı:
“Şu an kaç kişinin tahliye edileceği konusunda tam olarak istatistiki bir veri gelmedi. 50 – 55 bin kişinin tahliye edileceğine dair söylemler var ancak tam bir rakam verilmediği bildiğim kadarıyla. Yakında paylaşırlar onu da. Herkesi kapsayan bir düzenleme değil, eşitlik ilkesiyle de uyuşmayan bir düzenleme. Ancak cezaevlerinin kapasitelerinin çok çok üzerinde dolu. Bir taraftan da düşürmeyi hedefliyorlar. Çünkü özellikle cezaevlerine birilerini aldıkları için bir taratan da bu yönüyle tahliye sağlamaya çalışıyorlar diye düşünüyorum. Bu ülkede kalem tutanlar içeride, silah tutanları dışarıya çıkarıyorlar. Bu kadar net bir şey.”
Yorumlar
Kalan Karakter: