

Esselamın Aleyküm Delisever Kardeşlerim, Bacılarım, Ablalarım
ve abilerim…
AKP turumuza kısa bir mola vererek CHP’ye ufak bir göz
atalım istedim. Sebebi ise; 23 Aralık Kubilay (Menemen) Olayı için İzmir’e gelen
olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu ziyareti, CHP İzmir’de büyük heyecan yarattı.
Heyecanın sebebi yerel seçimlerin yaklaşması…
Aslan Sosyal Demokratlardan müteşekkil CHP’nin insan
malzemesini iyi incelemek gerekir. Yani, CHP hamurunun kıvamı nasıldır acaba
?... diye bir bakalım istedim.
Sevgili Deliseverler öncelikle 2009-2012 arası, neredeyse dört
yıla yakın bir süre içinde İzmir’de iktidar olan CHP’yi İzmir açısından şöyle
bir inceleyelim. Seçilmiş CHP’liler ne yapmıştır bu süre zarfında ?...
Öncelikle kızacaklar ama Belediyecilik açısından bir şey
söyleyebilmek maalesef ki mümkün değildir. İzmir,
CHP belediyeleri sebebiyle vizyonu olmayan “Adamım, bu küçük işleri ben yaparım.” mantığı ile iş yapmaya çalışan, ancak bu küçük işleri dahi eline yüzüne
bulaştıran bir organik yapıya sahiptir.
Haaaa, iş yapamamalarının çok önemli sebepleri var: Çünküüü;
AKP hükümeti imkan vermiyor (?).. CHP Atatürkçü yaa (?..) ondan dolayı iş
yapmasına imkan vermiyorlar… Hani bi söz vardır: Peki ya kardeşim, hırsızın hiç mi suçu yok…
2009 yılından sonra CHP belediyelerinin İzmir’de
ürettikleri, elle tutulur, gözle görülür neredeyse hiçbir projesi varmıdır? Valla
bence, CHP’nin 2009 yılındaki olağanüstü
yerel seçim başarısını, yerel proje ve hizmetler açısından da söylemek mümkün
değildir.
Bu bahaneye sığınan Belediye Başkanları kendilerini örgütün
işlerine adamışlar, örgüte hakim olup ya Büyükşehir Belediye Başkanı olmak, ya
da yeniden ilçe Belediye Başkanı olmak için uğraşıp duruyorlar. Nasılsa muşlardır.
Zira, İzmir çantada keklik (?)…
Bu vasıftaki Belediye Başkanlarının ilçe başkanlığına
getirdikleri kişilerin silikliği, basitliği, “Emredersiniz Komutanımcılığı” bu durumun en açık göstergesidir.
Zira, ilçe başkanlığına getirilen bu kişilerin Belediye Başkanlığı hedeflerinin
olması mümkün değildir. Ola ki, aday adayı olmak istediler, o zaman zaten Genel
Merkez bu kişileri hem eğitim durumları, hem geçmiş hayatlarındaki şaibeleri,
hem de komutanları Belediye Başkanı olmadan bir hiç olmaları sebebiyle zaten
şansları olmayacaktır.
Bu Belediye Başkanları, bulundukları ilçelerdeki her rakibini
ilçe kongrelerinde alt etmek için Belediyenin maddi imkanlarını sonuz bir
şekilde kullanmışlar ve adil olmayan bir seçim yarışından galip ayrılmışlardır.
Bu yarışın devamında, emredersiniz
komutanım diyen yöneticilerle yoluna devam eden Belediye Başkanları,
yapamadıkları belediyecilik karşısında, etrafında topladıkları “Padişahım Çok Yaşa !..”cılar ile,
çıplak olduklarının farkına bile varamamışlardır.
Bu Belediye Başkanları tüm muhalefetlerini yok ettiklerini
düşünerek, gelecek olan Kılıçdaroğlu’na birlik ve beraberlik mesajı vermek
istemektedirler. Amaç, devam etmek. Zira, bir veya birden fazla dönemdir
yapamadıkları icraatlarını yerine getirmek için bir döneme daha ihtiyaçları
vardır. Durmak yok, yemeye devam …
Neredeyse tüm
ilkelilerin ötekileştirildiği CHP, elde kalan ilkesiz çoğunlukla iktidar
mücadelesi (?) vermektedir. Yalnız bu iktidar anlayışı yanlış anlaşılmasın, genel
veya yerel iktidar değil, mevcudu koruma uğruna koltuk iktidarı… Fakat, bi
sorun var: Bu ilkesiz çoğunluk rüzgara göre şekil ve yön almaktadır…
Kardeşim hadi ben deliyim ya siz ? Bir Belediye Başkanının
5- 6.000.-TL maaş için belediye başkanlığını istediğini düşünmek biraz Polyanacılık
değilmidir? Defalarca bu Belediye Başkanlarının, çoğu kez aile bireyleri adına
kurdukları veya anlaşma sağladıkları paravan şirketler aracılığı ile malı
hamudu ile götürdükleri haberleri çıkmıyor mu gazetelerde? (sadece CHP değil
tüm partiler için geçerli bu konu). Bu arada, vay o arsalarını yok pahasına
başkanın şirketlerine kaptıranların hallerine …
Hatta, bu Belediye Başkanlarının bir kısmı sorumluluk
alanlarında bulunan ve muhalif oldukları partiye üyelikleri ile nam salmış
şirketler ile dar alanda kısa paslaşmalar yaparak ve başkanlıklarından önceki
bitmişliklerini unutturarak, başkanlıklarından sonra İzmir başta olmak üzere bulundukları
yerlerin sayılı ve saygın (!) zenginleri arasına adlarını yazdırdıkları herkesçe
malumdur. Muhalifleri ile kol kola yürüyen bu başkanlar, bu halleri ile artık
kime benzediklerini varın siz deyin.
(Deliyiz ama ağzı bozuk değiliz kardeşim)
CHP’de bunlara ek olarak bu Belediye Başkanlarının ilçe
örgütlerinde muktedir olmak için adam (?) satın aldıklarını bilmeyen olmadığı
gibi, önceki yerel seçim dönemlerinde seçilebilmek için “Genel Merkeze giden
yolda” yüklüce para verdiklerini de bilmeyen yok…
Tabi bu bilenler örgüt içinde olanlar için geçerli. Örgüt dışında CHP’ye oy veren ancak parti
işleri ile uğraşmayan çoğunluklu kitle ise, CHP’nin şiddetle eleştirdiği AKP
faşizanlığını, daha şiddetli bir şekilde örgüt içinde yaptıklarının farkında
bile değil… Ne demişler, Kol kırılır, örgüt içinde kalır…
Sosyal Demokrasinin evrensel ilkeleri arasında yer alan
adalet, eşitlik, özgürlük, insanca muamele, baskıya ve zorbalığa karşı dik
duruş ilkelerinin CHP içinde aranması abesle iştigal olacaktır. Valla zannımca bu yapısı ile CHP’nin sol bir parti olduğunu
düşünmek komedidir. Bunu düşünen “Deliler” bile güler
Kürt sorunu, Alevi sorunu hakkında elle tutulur bir söylemde
bulunamayan bu CHP, ekonomi, ticaret, tarım, sağlık, eğitim alanlarında da
neredeyse hiçbir proje üretememektedir. Görünen odur ki; CHP’nin tek siyasi anlayışı, AKP ne derse onu çürütebilmek için
muhalefet yapmak…
Futboldan anlayanlar bilir zayıf ve beceriksiz takımların
klasik taktiğini uygulayan bir CHP var. Yani,
oyunu oynamak değil, rakibi oynatmamak… Bu da halkın nazarında kabul
edilebilir bir şey değildir. Zira, seçim sonuçları da bunu çok açık gösteriyor.
Daha da vahimi baştan ayağa kadar ulusalcılık şapkası ile
siyaset yapan CHP, her türlü yeniliğe, her türlü demokratik aydın görüşe, her
türlü zihin jimnastiğine kapalıdır. Bu yapısı ile BAAS partisinden bir farkı
olmayan CHP’nin faşist bir parti olduğunu
söylemek doğaldır.
Kardeşim bu kafadaki mevcut Belediye Başkanları tekrar
seçilse ne olur, seçilmese ne olur?…
Bu arada, 2014 seçimlerinde İzmir’de AKP belediyelerinin
sayısının CHP belediye sayısından fazla olacağını hep beraber göreceğiz.
Buradan tüm
CHP’lilere sesleniyorum: Uyanın Süpermenler, daha balığa gidicez…
NOT: AKP'yi unuttum sanmayın. Özellikle Hanımefendi Kolları ile ilgili çok şey anlatılıyor. Son reddeye geldim. Meraklarınız pek yakında giderilecek. Koltuk heryerde koltukmuş beee...
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: